Herkes İstanbul tarihinin mimarisini saraylarla özdeşleştirir ama kasırların ve köşklerin mücevher gibi durduğu su götürmez bir gerçek. İşte İstanbul'da halen ayakta olan 16 eşsiz yapı.



Perili Köşk



Perili Köşk, İstanbul Sarıyer’de Fatih Sultan Mehmet köprüsünün hemen bitişiğinde yer alıyor. Asıl adı Yusuf Ziya Paşa köşkü olmakla birlikte günümüzde özel bir şirketin himayesinde sanat müzesi olarak varlığını sürdürüyor. 1911 yılında inşa edilen ve mimari özellikleriyle bir şatoyu andıran yapı boğaz turlarında en çok dikkat çeken noktalardan biridir. Yapının inşaatı sırasında gerçekleşen Birinci Dünya Savaşı sebebiyle, çalışmaları yürüten ustaların askere alınmasıyla köşkün yapımı çok uzun bir zamana yayılmıştır. Yusuf Ziya Paşa Köşkü’nün yarım kalan inşaatının başıboş hali, adının “Perili Köşk”e çıkmasına sebep oldu.

Hidiv Kasrı



İstanbul'un Beykoz ilçesinde Çubuklu sırtlarında bir yapıdır. 1907 yılında Mısır'ın son hıdivi Abbas Hilmi Paşa tarafından İtalyan mimar Delfo Seminati'ye yaptırılmıştır. Dönemin mimari modasına uygun olarak art nouveau tarzındadır.

Hıdivlik makamı, Osmanlı İmparatorluğu'nun Mısır valilerine verdiği unvandır. Osmanlı'nın Mısır valilerinden olan genç yaştaki "Hıdiv Abbas Hilmi Paşa"'nın, 19. yüzyılın sonlarında, Mısır'daki İngiliz nüfuzunu kırabilmek ve Osmanlı Devleti'nden destek sağlayabilmek için uzun süreli İstanbul'da kalması gerekti. Bunun üzerine, 1903 yılında günümüzde kasrın bulunduğu yerde bulunan iki ahşap yalı satın aldı. Abbas Hilmi Paşa bir süre sonra yalılarının arkasındaki ağaçlık yamaçları ve üst düzlüğü kapsayan 270 dönümlük bahçeyi de aldı. Ahşap yalıları yıktıran Abbas Hilmi Paşa, 1907 yılında, 1000 m² alan üzerine, İtalyan Mimar Delfo Seminati'ye, o devrin mimari modasına uygun olarak Art Nouveau tarzında görkemli bir kasır ve üzerine İstanbul Boğazı'nı gören kule inşa ettirdi.

Malta Köşkü



İstanbul, Beşiktaş'ta, Yıldız Parkı içinde Yıldız Sarayı'nı parktan ayıran duvarın doğu yönünde iki pavyondan biri.

Sultan Abdülaziz döneminde Malta'dan getirilen taşlarla yaptırılmıştır. Adını buradan almaktadır. Tarihte önemli olaylara sahne olmuştur. Tahta çıkarılmak istenen Sultan V. Murat başarısız olunca güvenlik gerekçesiyle köşkte alıkonulmuş, Mithat Paşa köşkün arkasındaki düzlükte kurulan çadırda yargılanmıştır. Tavan süslemeleri, mermer balık desenleri, altın varaklı aynası görülmeye değerdir.


Küçüksu Kasrı



Küçüksu Kasrı veya Göksu Kasrı, İstanbul'un Küçüksu semtinde, Göksu Deresi ile Küçüksu Deresi arasında, Boğaziçi'nde Üsküdar-Beykoz sahilyolu üzerinde yer alan kasır. Sultan Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan'a yaptırılmış, inşaatı 1856 yılında tamamlanmıştır. Eski adı "Göksu Kasrı" olan bu yapı, padişahların, Boğaziçi kıyılarındaki biniş kasırlarından biridir. Kasırlar sadece hünkârların malı sayılan ve sarayların haricinde inşa edilen, köşkten büyük binalardır. Devamlı ikamet için kullanılmayan kasırlar, padişahların dinlenmeleri için vakit geçirdikleri yerdir


Çinili Köşk



Topkapı Sarayı'nın dış surlarının içinde yer alan, 1472 yılından kalma bir köşktür. Osmanlı sultanı II. Mehmed tarafından yazlık saray ya da köşk olarak yaptırılmıştır. Mimarı kesin olarak belli olmasa da bazı kaynaklar Mimar Atik Sinan tarafından yapıldığını belirtmektedir. Sırça Köşk ya da Sırça Saray olarak da adlandırılır.

1875 ile 1891 yılları arasında Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) olarak hizmet vermiştir. 1953 yılında Türk ve İslam Sanatları Müzesi olarak kamuya açılmıştır. Daha sonra İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin bünyesine katılmıştır. Müzede Selçuklu ve Osmanlı devirlerinden kalma İznik çinisi ve seramik örnekleri sergilenmektedir.

Su Köşkü



Çamlıca tepesinde yer alan köşk İstanbul’un saklı güzelliklerinden biridir. Osmanlı mimarisinin günümüze ulaşan yapılarından biri olan Su Köşkü, 2008 yılından beri kafeterya hizmeti veriyor.

İlk bahar aylarında yeşeren doğayla daha da güzelleşen köşkte kahvaltı ve yemek keyfi bir başka güzel oluyor. Ön tarafında bulunan süs havuzu doğal bir göletten farksız görüntüsüyle, sakinlik ve dinginlik arayanların uğrak yeri haldi.


Revan Köşkü



İstanbul'daki Topkapı Sarayı'ndaki köşklerden birisidir. Kutsal emanetler bölümünün yanındadır, dördüncü avlunun içindedir. Sultan IV. Murat tarafından 1635 yılında, Revan zaferinden sonra yaptırılmıştır. Bu eseri Mimar Kasım Ağa yapmıştır. Köşk, sultanların sarıkları burada saklandığı için Sarık Odası adıyla da anılmıştır.

Revan Köşkünün sekiz cephesi vardır. Ortam aydınlatmasına özel önem verilmiştir. Üst pencereler çok zarif vitraylarla süslenmiştir. Pencere kapakları da sedef kakma usulü ile süslenmiştir. Kubbesi altın yaldızla işlidir. Kubbe kenarında, tavan nakışları deri üzerine yapılmıştır.

Adile Sultan Kasrı



İstanbul'un Üsküdar ilçesinde, bugün Validebağ korusu içinde yer alır. Sultan Abdülaziz tarafından küçük kız kardeşi Adile Sultan için 1853 yılında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı yapının girişine çift kollu görkemli merdivenlerden ulaşılır. Kasrın birinci ve ikinci katlarında büyük orta sofa-salon bulunmaktadır. Giriş, gerek birinci katta, gerekse ikinci katta sahanlığa açılmaktadır. Bu mekânlar, sofadan üç basamak ve korkuluklarla ayrılmıştır. Baş oda, büyük odalar ve servis-bekleme mekânlarıyla bağlantılıdır. Şu anda öğretmen evi olarak kullanılmaktadır. Hababam Sınıfı'nın ilk film serileri burada çekilmiştir ve odalardan biri Hababam Sınıfı Müzesi olarak düzenlenmiştir.

Bayıldım Kasrı



Dolmabahçe Sarayı'nın arka tarafında yokuşun üzerinde bulunan kasır.

18.yy kasırlarındandır, II. Mahmut zamanında son haline almıştır. Genellikle Ramazan ayında padişah tarafından verilen iftar yemekleri ve bazı sultan düğünleri burada olmuştur


Ihlamur Kasrı



Ihlamur Kasrı Beşiktaş ve Nişantaşı arasındaki vadide yer alan Ihlamur Mesiresi'ndeki kasırdır. Buraya Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan'a “Merasim Köşkü” ile “Maiyet Köşkü” olarak adlandırılan iki kasır yaptırılmıştır. Bunlardan Merasim Köşkü, asıl Ihlamur Kasrı'dır. Yüksek bir subasman üzerine tek kattan oluşan dikdörtgen planlı köşk, kesme taştan inşa edilmiştir.

Merasim Köşkü'nün biraz ilerisinde bulunan Maiyet Köşkü daha sade bir yapıdır, iki katı olan bu yapıda, giriş cephesinde iki kollu bir merdiven bulunmaktadır. Girişin ortasında bir hol ve merdivenler ile köşelerde 4 adet oda yer almaktadır.


Maslak Kasrı



Adını aldığı İstanbul'un Maslak semtinde, İstinye ile Tarabya kavşaklarının kesiştiği Büyükdere Caddesi üzerinde, 170 hektarlık alanda bulunan tarihî saray.

Sepetçiler Kasrı



Türkiye'nin İstanbul kentinin Fatih ilçesi, Sarayburnu'nda bulunan bu kasır. Topkapı Sarayı'nın Sarayburnu'ndaki iki kıyı köşkünden birisidir. Diğer köşk ise Yalı Köşkü'dür. Sepetçiler Kasrı'nın bulunduğu yerde saraya ait kayıklar bulunuyordu. Fransız gezgin ressam Guillaume-Joseph Grelot[1] Türkçede İstanbul Seyahatnamesi olarak yayımlanan, özgün adı "Relation Nouvelle d'un Voyage á Constantinople" olan 17ç yüzyıl sonlarında basılan kitabında, buradaki kayıklar ve küçük kadırgalar için 5-6 tane kayıkhane olduğunu yazmıştır. Sepetçiler Kasrı'nda Yalı Köşkü'nde olduğu gibi Osmanlı sultanları donanmanın sefere çıkışını veya dönüşünü seyrederlerdi.

Sepetçiler Kasrı Bizans İmparatoru II. Theodosius zamanında yapılan surların üzerine inşa edilmiştir. Kasrın yapımına Sultan III. Murat (1574-1595) döneminde Sadrazam Sinan Paşa tarafından 1591'de başlanmış, Ferhat Paşa'nın sadrazamlığının ilk yılında da tamamlanmıştır. Kasrın mimarı Davut Ağa olup, yapımında Dalgıç Ahmet Çavuş ve Nakkaşbaşı Lütfi Ağa'nın da yardımları görülmüştür.

Siyavuşpaşa Kasrı



Siyavuşpaşa Kasrı ya da Havuzlu Köşk (Çavuş Başı), İstanbul'un Bahçelievler ilçesinde bulunan kasır. İnşa tarihi kesin bilinmeyen yapının 1571-72 yıllarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Günümüzden 5-8 yıl önce çocuk kitaplığı olarak kullanılan yer şu anda tadilat izni alamadığından dolayı işlevini yitirmiştir ve tarihi eser olarak Milli Egemenlik Parkının içinde bulunmaktadır.

Kanije çevresinden devşirilerek enderunda eğitim gören ve 3 kez sadrazamlık yapan, 1602 yılında İstanbul'da ölen Siyavuş Paşa tarafından yaptırıldı. Yapının mimarı bilinmiyor olsa da inşa tarihi ve mimari uslüp özellikleri dikkate alınarak Mimar Sinan tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.

Yapılan ek ve değişikliklere karşın, köşkün genel görünüşü 16. yüzyıl Osmanlı sivil mimarlığının tüm özelliklerini yansıtmaktadır.

Tophane Kasrı



Sultan Abdülmecid'in emriyle inşa edilen kasır. Tophane'de, Necatibey Caddesi üzerinde ve Nusretiye Camii`nin yanındadır. Eski Tophane Meydanı`nın en önemli ögelerinden biridir.

Sultan Abdülmecid tarafından İngiliz mimar William James Smith`e inşa ettirilen binanın yapımı 1852 yılında tamamlanmıştır. Kasır, padişahların Tophane'deki askeri tesisleri ziyaretleri veya şehri deniz yoluyla ziyarete gelen yabancı devlet adamlarının karşılanması esnasında kullanılan bir mekan durumundaydı. Rus Çarı'nın kardeşi Grandük Konstantin, Sultan Abdülmecid tarafından burada kabul edilmiş, Osmanlı-Yunan savaşına son veren 1897 uluslararası konferansı ve Lozan Antlaşması sonrası Uluslararası Boğazlar Komisyonu, Tophane Kasrı'nda toplanmıştır.

1958'de yapılan kentsel müdahaleler kapsamında cadde genişletilirken, kasrın batısındaki Top Arabacıları Kışlası yıktırıldı, doğusuna bugünkü liman binaları yaptırılarak kasrın denizle bağlantısı kesildi ve tarihi meydan ortadan kaldırıldı. Uzun süre Malul Gaziler Yurdu olarak kullanılan yapı günümüzde Mimar Sinan Üniversitesi'nin kullanımındadır.

Kasır denize paralel, dikdörtgen planlı ve iki katlı bir yapıdır. Dış yüzeyindeki süslemeler, ikinci katındaki konsollara oturtulan barok üsluptaki çıkma, kalem işi tavan süslemeleri ve mermer şömineleri kasrın en dikkat çekici özellikleri arasındadır.


Çit Kasrı



Sultan Abdulaziz döneminde elçilerin ağırlanmasında ve yüksek düzeydeki yöneticilerin toplantı salonu olarak düzenlenmiştir. tek katlı kargir bina 60 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğindedir.Köşkün ön kapısındaki camekanlı girişten içeriye geçilmektedir. Bu girişin sağında bir odaya ve bu odadan kasrın salonuna, solunda ise iç içe beş odaya girilmektedir.Günümüzde İslam Konferansı Teşkilatı'na (İKT) bağlı olan IRCICA yani İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi tarafından kullanılmaktadır.

Şale Kasrı



Yıldız Sarayı'nın en görkemli yapılarından biridir. Kayıtlarda Merasim Köşkü olarak da geçer. Yapı dört aşamada gerçekleştirilmiştir. Yemek salonunun tasarımı ve bezemesi Sarkis Balyan'a aittir.