Tut ki bu gece
en hüzünlü şiirleri yazabilirim
sis basmış,yıldızlar mavi
gökyüzü siyah ceketini giymiş sanki
sokaklar biçare kalmış,ıssız karanlığa kanabilirim
evde, camlara vuran rüzgarın korkunç sesi
köpeklerin havlamasından ürküyor olabilirim

caddede çınlayan üç dört ayak sesi
üç dört adım da kahkaha sesi
limanına demirleyen en son balıkçı teknesi de gitti mi
kapkara gecelerde başlar şiirlerim
acılar hecelere
hüzünler mısralara dökülür...

tut ki bu gece
yalın ayak bir zemherideyim, öfkem son haddinde
mevsimlerden,en soğuk en fırtınalı,üşüdüğüm bir gece
gözlerimden dökülmeyen yaşlarımı salıveriyorum dizelerime
şuursuz düşüncelerimin içinde
dinmek bilmeyen,kayıp giden satırları yazabilirim

tut ki bu gece
şiirlerimin sahile vurduğu gece
vuslat için ant içtiğimiz bu limanı terk edebilirim
lodosunda kürek çektiğim denizimde boğulabilirim
bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
bu gece beni sevmene de hiç ihtiyacım yok diyebilirim

tut ki bu gece
bütün şiirlerimi üst üste zımbalayabilirim
hedef tahtası gibi tam onikiden vurabilirim
ben seni hiç sevmedim
bana ait ne varsa ver diyebilirim

tut ki bu gece
bunlar,hüzünlü şiirlerimin öfkesi
öfkem arttı,yüreğim acıdı
belki de kalemimin acı sesi

tut ki bu gece
bütün şiirlerimi sevebilirim bile
aydınlık bir gece bulabilirim seninle
öfkelerimi hüzünlerime harmanlayıp
içime dolar sesin,ruhumu ısıtır nefesin
hüzünleri bile bölüşebilirim seninle
gecem hasretinle şımarır,sevginle varlığımı tamamlarım
karanlık utanır
tüm renkli elbiselerimi giyer sabahı bekler
hep onu beklerim...
hüzünlerim bile onunla daha güzel diyebilirim...

tut ki
bu dizeleri hiç yazmamış farzedip buruşturup atabilirim de
yakabilirim de
idamlık hecelerime asabilirim de..

bu gece seni ...bu kin ve öfkeyle
hiç YAŞANMAMIŞ sayabilirimde...
işte bu gece...sırf bu gece sana inat
ÖLEBİLİRİMDE..