Hissediyorsun, kalbin kıpır kıpır. Aşık oldun olacaksın ama içinden de, “Hiç sırası değil yaaa hiç sırası değil” diye geçiriyorsun. İşte sana büyük bir hizmet.

Yazdıklarımı uygularsan, belki bu aşkı başlamadan engellersin. Ne demişti Comandante Che Guevara: “Gerçekçi ol, imkansızı iste!”



● Kendisiyle görüşme. İş veya okul icabı görüşmelerde mümkün olduğunca uzak dur.

● Madem yapamıyorsun, okulunu, işini değiştir!

● Gittiği yerlere gitme, bulunduğu yerlerde bulunma. Görürsen yolunu değiştir.

● Göz göze gelme. Yanından geçip gittikten sonra sakın arkanı dönüp bakma.

● Göç et. Bulunduğun şehri, ülkeni, hatta mümkünse gezegenini, güneş sistemini, galaksini değiştir. (Ne oldu? Zor mu geldi?)

● Kendini eve kapat. Kitap oku, bilgisayarda oyun oyna, dizilere sar.

● Spora git. Ama öyle böyle değil, 24 saatin 20’sinde spor yap. (Mükemmel vücudun da olur fena mı?)

● Kendini işle, güçle, dersle öyle bir yor ki akşam onu düşünecek bir saniyen bile olmadan yatağa yatasın. ● Kendini bilime, sanata ada. Bugüne kadar çözülmemiş formüller üzerinde çalış. Belki içinde keşfedilmemiş bir Einstein vardır?

● İçkiye sarılma. Aksine zihnini açık tutacak organik içeceklere yönel. Zencefilli böğürtlen suyuna, kaynatılmış kekik suyu ile lavanta yağı ekle mesela.

● Kendini dağa, bayıra, yola vur. Bisiklet al, git gidebildiğin kadar.

● Onun kötü yanlarını düşün. Ağzını şapırdatıyor mu? Rüküş mü giyiniyor?

● Önceki ilişkilerinde yediğin kazıkları düşün. İşe yarayacağından eminim.

● Geçici hafıza kaybı yaratacak bir aksiyona gir. Başını duvara vur. Olmadı mı? Beynin sol lobunu aldır. (Tamam, abarttım.)

● Onun hakkında kimseyle konuşma. Yok say, yokmuş gibi davran.

● Ya da onun hakkında o kadar çok konuş ki tüm özelliklerini bitir. Sıradanlaştır.

● Öylece dur. Evet evet, sadece dur ve geçmesini bekle.

● Şıpsevdi ol, sürekli birileriyle flört et. Herkese mavi boncuk dağıt.

● Onun karşısına çık, kendini rezil edecek hareketlerde bulun. Senden nefret edeceği için aşık olma şansın kalmaz.

● Aşkın tamamen hormonsal bir durum olduğunu anlatan kitaplar oku.

● Bu kitaplar kesmezse, Aragon’un “Mutlu aşk yoktur” şiirini poster haline getirip duvarına as.

● Kendini uhrevi aşka ver, dünyevi aşkı unut.

● Geleceği düşün. Aşık oldun da ne olacak? Bir süre sonra çekişmeler başlayacak. Hadi evlenmeye karar verdin eee? İmzayı attıktan sonra her şey değişecek, büyük olasılıkla boşanacaksın.

● İşe öyle bir sarıl ki, başkalarının işini de yap. Herkes gittikten sonra büroyu temizle, masaları sil. Sabah en erken sen gel, çayı demle.

● Erkeksen ağır abi ol. Mahallenin bıçkını gibi davran. “Aşk meşk bize gelmez” de.

● Kadınsan komşudan komşuya gez. Eşine dostuna bol bol yemek tarifi ver. Leke nasıl çıkarılır, mermer nasıl temizlenir anlat.

● Baktın olmuyor git başkasına aşık ol. Ciddiyim, insan birine ne zaman aşık olmaz? Başkasına aşıkken olmaz. “Baba, sen dengesiz misin, hem bize aşık olmamanın yollarını anlatıyorsun hem de aşık ol diyorsun?” dediğinizi duyar gibiyim. E be kardeşim ne demiş Bülent Ortaçgil: “Aşk bir dengesizlik işi...” Ha bu arada... Tüm bunları yaptın geçmedi mi? Öyleyse “Aşıklar Kulübü”ne hoş geldin. Tadını çıkar dostum...