Batı Türkçesinin içinde saha bakımından zamanla iki daire meydana gelmiştir. Bunlardan biri Azeri ve Doğu Anadolu sahasını içine alan Doğu Oğuzcası, diğeri Osmanlı sahasını içine alan batı Oğuzcasıdır. Bu saha farkları yavaş yavaş genişleyerek ancak 17. asırdan sonra doğu ve batı daha da belirginleşmiştir.
Azeri ve Osmanlı Türkçeleri ancak tek bir yazı dilinin kardeş iki dairesi sayılabilirler. Doğu ve batı Oğuzcası arasındaki farklar daha çok şivede yani konuşma dilinde kalmış,

  • kelime başındaki b-m
  • kelime içindeki q-Ä¡, h
  • ilk hecedeki e-i
  • kelime başındaki t-d

Bu farklılıklar ancak son devir Azeri Türkçe’sinde görülebilir. 17. asırdan öncesi fark bugünkü kadar görülmemektedir.


Edebiyatlarının Ortak Devri

Yazılı Türk edebiyatı da 700 yıllarından 1500 yıllarına kadar ortak veya çok sıkı temas halinde bir devir geçirmiş;


  • kaybolan bir kısım edebî eserlerimiz asırlar sonra yeniden gün yüzüne çıkmış
  • 16. yüzyıldan sonraki büyük kopukluğa rağmen yine de bazı temas ve tesirler devam etmiştir.
  • 19. asrın ikinci yarısında yeniden canlı temaslar başlamış,
  • 20. yüzyılın başlarında da bir müddet devam eden bu canlı temaslar, 1930’larda tekrar kesilmiştir.
  • 1930 ilâ 1980 arasında ancak sızıntılar şeklinde etkiletişim.
  • 1980’lerde yeniden canlı ve sıcak bir alâkaya girmişlerdir.

Kuzey-Doğu Türklüğü ile Batı Türklüğü arasındaki etkileşimler;


  • Kuzey-Doğu Türklüğü kendi içinde 16. yüzyıldan sonra da beraberliğini uzun asırlar devam ettirmiştir.
  • Kırım ve Irak Türkleri de Osmanlı Türkleri ile ortak bir edebiyat hayatı yaşamışlardır.
  • Azerbaycan ile Osmanlı Türkleri arasındaki kopukluk da hiçbir zaman Türkistan ile Osmanlı ülkesi arasındaki kopukluk derecesine ulaşmamıştır.

Azerbaycan Türk Edebiyatı

Azerbaycan Türklerinin bin yıllık tarihleri boyunca geçtikleri mücadelelerle dolu hayat yolu, yaşadıkları sevinçli ve kederli dönemler, elde ettikleri bilgi ve tecrübeler, inandıkları manevî ve ahlâkî kanaatler tüm yönleri ile bu edebiyatta yansımıştır.
Azerbaycan Halk Edebiyatı şekil ve tür açısından çok zengindir. Burada, bir satırlık, ama bir satırında büyük manalar taşıyan atasözlerinden, büyük hacimli destanlara kadar, halkın oluşturduğu bir çok farklı örnekleri vardır. En eski türlerinden biri Emek, yahut Zahmet nağmeleridir. Emek nağmelerinin en çok yayılmış türleri; Holavarlar ve Sayacı sözlerdir