Viking Mitolojisi’nde Baş tanrı Odin’i, Gök tanrı Thor’u ve dalavereci kardeşleri Loki’yi biliyoruz. Ama ya tanrıçalar? Aşk tanrıçası Freya ve ölüm tanrıçası Hel, ölülerin ruhlarını ağırlamaktan birlikte sorumlu. Savaşla da bağlantılı olan Freya, iki kedinin çektiği bir savaş arabası içinde tasvir edilir ve öldürülen savaşçıların ruhlarını Odin’le yarı yarıya paylaşır. Payına düşenler, Asgard’da bulunan Sessrumnir Sarayı’na gider. Hem insanların, hem tanrıların gözünde dayanılmaz çekiciliğe sahip olan tanrıçaya bu özelliği sağlayan “Brisingamen” adındaki gerdanlığı. Her biri doğanın dört temel elementini temsil eden dört cüce tarafından yapılmış. Gerdanlığın karşılığını altınla ödemek isteyen tanrıçayı reddeden cüceler, onunla sadece bir gece geçirmek istediklerini söylerler. Freya gerdanlık uğruna herşeyi yapmaya hazır olduğundan dört cüceyle de o gece yatar. Loki’nin üç çocuğundan biri olan Hel ise, kardeşleriyle birlikte tanrıları alt edeceğinden korkulduğu için Asgard’dan kovulmuş. Savaşta şanlı biçimde ölmeyen kişilerin ruhlarının kaldığı ölüler diyarının hakimi sayılır. İnanışa göre bedeninin bir yarısı canlı et, diğer yarısı ölü ve irinli. Viking Mitolojisi’nde de ölüler diyarı oraya hükmeden tanrıça Hel’in adıyla anılır, dünya ağacı Yggdrasil’in köklerinin en alt katmanında ve bildiğimiz cehennemden farklı olarak alevlerin ya da işkencenin olmadığı soğuk ve gölgeli bir yer olarak tasvir edilir.