Kaçak Ruh ...
"Gülsem, aşk anıldığında hep sızlayacak.
Gülmesem, gülüşüm gül kalacak.
Havva Âdem’in boğazında kalan elma ısırığıydı.
Ne zaman tekrar tekrar sevilse Havva,
biliyorum boğazımda kekremsi bir yutkunuş olacaksın.
Bu yüzden ben seni tövbelerle sevdim ey yâr!.... "
kahvelerimde bir içimlik aşktın
yüreğimin köle sevdasında
siyahi yanımda d u a
beyaz yanımda
hercai bir vurgundun
arzın lâl doğuşunda
şimdilerde
bir şarkının içine gömdüğüm küllerini
salıyorum rüzgârın ölüm yaşlarına
sevdasına aşık olan
gözlerimin damından akıyorsun
odamın sessiz duvarlarına
tenimin beyazlığında ay düşüm
şiirlerimde saklı bir yakut yeşili
ki, âmâlığımda yazılırsın harf harf
alnımın eskimiş çizgilerine
tırnaklarımdan sökülür l â l a ş k ı n
hazan sevdanın acımasız rollerinde
renklerimi soldurduğun yaz ayında
kışı yaşıyor
sana bağımlı h a s t a r u h u m
boğazıma düğümlediğim sevdam kanıyor
kulaklarımı susturduğum yerden
tam da
sensizliği karalanmış
bir resmin içine ezberden saklamalarımda
susan kalbimin feryatları
gözlerimin yangınlarına ilişiyor
her yerde s e n
yürüdüğüm adımlarımda
nefes alışlarımda
cehennem zebanileri taşlardan çıkıyor
karanlığın çarşafını yırtarcasına
sen tövbelerimin günahı olursun
gelişlerinde
bense sevdasına mahkum edilen
k
a
ç
a
k
r
u
h
demlenirken kahır kahvehanesinde
dalgaların aksanlarında
sahilin sessiz çığlık iletileri duyulur
serzenişlerde sesini öldürürüm
unuttuğun kalbinden kesiyorum
yaramın ...