Her şey anlamsız gelmeye başladığı zaman sırf tutunabilmek için eskiden yüzüne dahi bakmadığın duygularda anlam aramaya başlıyorsun. işte bu arayış aslında kayboluştur.
Her şey anlamsız gelmeye başladığı zaman sırf tutunabilmek için eskiden yüzüne dahi bakmadığın duygularda anlam aramaya başlıyorsun. işte bu arayış aslında kayboluştur.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Korkuyorum senden nas ve felak okudum üç kez
@VLaD
Louis(Brad Pitt) , Armand (Antonio Banderas) , Claudia (Kirsten Dunst),Lestat(Tom Cruise) (Vampirle Görüşme)
Armand: iki vampir Yeni Dünyadan bizi yeni bir çağa götürmek için gelmişler.Hepimizin sevdikleri yavaşça çürürken ve yok olup giderken.
Louis: Bu grubun lideri sen misin?
Armand: Eğer bir lider olsaydı,o ben olurdum.
Louis: O halde cevapları biliyorsunuz.
Armand: Demek sorularınız var.
Louis: Biz neyiz.
Armand: Hiçbir şey eğer vampir değilsek.
Louis: Bizi kim bu hale getirdi?
Armand: Kimin yaptığını biliyor olmalısınız?
Louis: Evet ama onu kim vampir yapmıştı?Bütün bu kötülüğün kaynağı...
Armand: Anlıyorum.Seni tiyatroda gördüm.Nasıl acı çektiğini,o kız için üzüldüğünü.Öldürdüğün zaman ölürsün.Ölmeyi hak ettiğini düşünürsün ve hiçbir şey seni durduramaz.Ama bu seni kötü yapar mı?İyiliğin ne olduğunu anlıyor olman seni iyi yapmaz mı?
Louis: O zaman hiçbir şeyin önemi yok mu?
Armand: Belki de.Ama belki de bu var olan tek gerçek kötülük.
Louis: O zaman Tanrı yok mu?
Armand: Ben Tanrı hakkında hiçbir şey bilmiyorum.Ya da şeytan hakkında.Ruhumu kurtaracak ya da lanetleyecek ne bir hayal gördüm ne bir sır öğrendim.Bildiğim kadarıyla 400 yıldan sonra ben dünya üzerinde yaşayan en yaşlı vampirim.
Louis: O zaman hep korktuğum şey başıma geldi.
Armand: Çok fazla korkuyorsun.O kadar ki,beni de korkutuyorsun.Seni bu hale getiren sana bunu söylemiş olmalı.Yeni Dünyaya gitmek için eskisini terk eden.
Louis: O hiç bir şey bilmiyordu.Umurunda bile değildi.
Armand: Bilmiyordu mu dedin?
Claudia: Gel sevgilim.Yola çıkmamızın zamanı geldi.Acıktım ve şehir bizi bekliyor.
Louis: Tiyatro bıraktığımız gibiydi.Mezarlık kadar sessiz.Ve sarsakça dışarı çıkarken aynı düşünce yine beynimi kemirdi.Lestat'ı aldattım.Ondan yanlış nedenler yüzünden nefret ettim...
İnsanlar aç bir kurt gibi atlıyor içimdeki küllere, o gümüş tanrı'yı sonsuza dek yanı başında bıraktığımı bilmiyorlar. dışarıdayım , insanlar çok aç. çok yalnız. ne kadar büyükmüşüz yanılırken bile ,bu sokaklarda artık lanet de işe yaramıyor.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Merhaba beni çekemeyen elalem... Dedikodumu yapmaktan iflahi kesilen sülalem... Iyiligimi istermiş gibi gözüküp... Ayağımı kaydırmayı bekleyen en yakın dostlarım... Içi dışı bir olan çok sevdiğim düşmanım... Koynumda beslediğim yılanım... Yüzüme gülerken sırtından vuranım... Alayınıza merhaba...
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Melankolik yahut pesimist değilim ki! Yani ben…her şeye gülüp geçecek kadar gamsız olacağıma, ruhuma acı çektirenlere göz yaşı dökecek kadar insan olmayı tercih ettim. Bunun nesi kötü? Hem hepimiz mütemadiyen sırıtmak zorunda mıyız? Sahte tebessümlerden çok, hakiki göz yaşlarını sevmeli..
Mutluluk bir sorumluluk değil, bir ruh halidir. Ve bir ruh, mevcudiyetine aykırı davranarak kendini aşağılamamalıdır. Buna inanıyorum..
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Hayatta yeni kararlar alıp onları uygulamamak benim huyum değildir pek.
Ben genelde heves edip iki dakika sıkılan kişiyim.
Puzzle'a başlayıp bırakmak,
Aynı anda 3 kitaba başlayıp ikisini bırakıp yeni iki taneye başlayıp tekrar diğer ikisini bırakmak,
Yeni eve çıkicam diye yirtinip gözümde büyütüp eski evde kalmak,
Aynı anda 3 5 yabancı diziye baslayip eski dizilerden devam etmek,
Ben bunu nasıl olsa içerim diye alıp bir bardak içtikten sonra 1lt kolayı atmak,
Hevesle birini tanımaya başlayıp üç günün sonunda numarasını bile silmek,
Sürekli birileriyle bulusma planı yapıp hatta gidip yarım saat içinde başka yere kacmak,
Ne saçma bi insanım la.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Töbe bismillah
ÖZGÜRLÜK
Kelimeler taşıyor içimden. Ve mürekkep kusuyorum itina ile dilimlenmiş çizgisiz ağaçlara. Bitmiyor ilham; duyguların kırbaçlarıysa mevzu bahis bitmeyecektir bilirim. Kelimeler taşıyor içimden. İsterik bir boğuluşun arifesi bu. Edebiyat mı okyanus yahut hayat mı? Oysa biz, insan... Hal böyleyken hazmetmek olmaz. Kusmalı; bir dize, bir paragraf, bir düşünce... Kirletmeli sayfaları. Sadece sayfaları.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Sadece et yığınları kendini asar. Sadece onlar bileklerini keser ya da ilaçla ölmeye çalışırlar. Kafaya ateş etmek! İşte yapılması gereken bu sadece düşünmekten yorulanlar beyinlerini öldürmek için şakaklarına dayarlar namluları. Düşünmekten daha da ileri gidenler susturucu takar silahlarının namlularına. Kimse duyup da toplamasın cesetlerini diye. Tek bir kurşun dünyanın tüm sorunlarını çözer. Sadece düşünenler deler kafatasını. Ve ölüm kurtuluş yolun olur.
Her İnsan Kendisinin Tanrısıdır...
Şu anda 2 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 2 misafir)