Akıllı ve cesaretli levrek, güçlü kas yapısı, çok iyi bir yüzücü olması ve özellikle, çok farklı ısı ve tuz oranlarını tolere edebilmesine karşın, diğer avcı balıkların çoğu gibi, merakına yenilerek av durumuna düşer.
En çok uyguladığımız av tekniği, levreğin bol olduğu zamanlar için tabi ki agaşon tekniği, bunun yanısıra, mevsim, sıcaklık, avlanma saatleri ve dip yapısına göre, levreği, baskın ve taşaltı teknikleri ile de avlamak mümkün.
Özellikle Marmara ve Kuzey Ege'de 1 metre boy ve 10 Kg. üzerine çıkabilen levrek, ergenlik döneminde, kıyılarda barınır. Erişkinliğe ulaşınca da, 100 mt. ye ulaşabilen derinliklerde barınmayı tercih eder.
Sığlıklara sokulmasının nedeni, beslenme ve üremedir.
Genç levrek, karagöz ve kefal sürülerine karışarak beslenir ve gezer. Büyüdükçe, bu alışkanlığı, yerini, yalnız veya çift olmaya bırakır. Plankton ve küçük kabuklulardan oluşan beslenme yöntemi, irileştikçe, küçük ve orta boy balıklara yaptığı baskın avı ile gelişir. Doğal saklanma yerlerinde, yem olabilecek balıkların geçmesini bekler ve büyük ağzını açarak sürratle saldırır. Levreği beslenirken avlayabilmeniz için baskın avını onun kadar iyi yapabilmeniz gerekir.
Mevsimlere göre dağılımları
Çok geniş ısı ve tuz farklılıklarına uyum gösterir. Bu nedenle, bütün yıl boyunca, tatlı su ağızlarına sokulabilir, veya suyun aşırı soğuduğu zamanlarda, çok sığlıklarda barınabilir. Denizlerimizde, levreğin yoğunlaştığı ve iyi av verdiği dönem, Kasım ile Mart ayları arasında. Mart ayından Mayıs ayına kadar, ortadan kaybolan levrek, Haziran'da küçük gruplar halinde tekrar görünmeye başlar. Kumluk ve eriştelik zeminlerde tek başına dolaşan oldukça iri balıklara rastlamak mümkün, Ekim'den sonra da, suların soğuması ile birlikte, üremek için, toplu halde yer değiştirmeye başlar.
Kış ayları, levrek avlamak için gerçekten mükemmel. Suyun soğuk olması ve av tekniğinin hareketsizliğe dayanması nedeni ile, malzeme izolasyonuna dikkat etmek gerekiyor, bu konuya döneceğiz.
Yer ve zaman belirleme
Levrek avındaki başarınız, yer ve zaman seçiminizdeki başarı ile doğru orantılıdır. Kasım ayından Ocak sonuna kadar, çiftleşme ve üreme peşinde olan levrekler, yoğun gruplar oluşturur. Bu dönemde, erişte ve kumluk zeminlerin karışık olarak bulunduğu kıyıya çok yakın sığlıklar iyi iş yapar. Aynı şekilde, çalkantılı taşlık kıyıların, denize çıkıntı yaptığı burunlar, levreklerin yoğun besin bulabildiği yerlerdir. 15 ile 25 metre arasında, döküntü taşların bitip, yerini kum ve erişte alanlara bıraktığı yerler, çiftleşme oyunlarının sık rastlandığı derinliklerdir. Karnının şişliğinden tanıyabileceğiniz bir dişi, önünüzden geçiyorsa, atmadan bekleyin.
Kısa bir müddet sonra, peşinde birkaç çok iri erkekle tekrar üzerinize gelecektir. Sürpriz avlar yapabilirsiniz.
Levreği taşaltında vurmak ta mümkün. Bu durumda av tekniği tamamen değiştiği için, malzemenizi de değiştirmeniz
gerekiyor. Kuvvetli lastikle kısa tüfek şansınızı arttırır.
Çalkantılı deniz herzaman besin ve bol oksijen demektir. Avınız, böyle bir denizde, daha dikkatsiz ve meraklı olur.
Eğer çalkantı, kumluk zemini kaldıracak kadar yoğunsa, görüş azalacaktır. Suyun bulanıklığı, her zaman avcının avantajınadır. 60 cm. lik tüfek ile, eriştelerin içine, kumluk zemine doğru yatın. Meraklı levrekler hemen boy gösterir.
Atış çok ani olabilir. Bulanık suda en rahat görebileceğiniz avınızın gözüdür. Tetiği çektikten sonra, şişin ucunda, yarım kilo veya 5 kilo olabilir. İşin keyifli tarafı da biraz burada.
En iyi zamanlar, levreğin sığ suya sokulduğu gün batımı ve derine döndüğü sabah erken saatlerdir.
Malzeme
Levrek avı için uygulayacağımız av teknikleri, genelde statik, yani durağandır. Özellikle baskın avı, son derece hareketsiz geçer. Bunun üzerine, kışın soğuğunu da eklersek, ısı yalıtımının önemi ortaya çıkıyor. Aralık ayına kadar 5 mm. kaliteli neopren yeterli olacaktır. Ondan sonra, özellikle şubat - mart arası 7 mm. elbiseye ihtiyacınız var.
Eğer böyle bir imkan yoksa, içinize 3 mm. yelek giyerek, soğuk suda, av sürenizi uzatabilirsiniz. El ve ayak gibi uç noktalar ısıya çok duyarlıdır. Patik ve eldivenlerinize dikkat edin. Suyun sirküle edebileceği en küçük yırtık veya deliği hemen onarın. Özellikle, bilekleri saran seal kısımların çok bakımlı olması gerekir. Yüzün, maske ve başlık dışında, açıkta kalan bölgeleri, soğuktan etkilenir. Bu bölgelere, koruyucu bir cilt kremi sürebilirsiniz, cama gelmemesine dikkat edin.
Genellikle sığ suda avlanacağımıza göre, paletler her zaman sorun olur. Ayak bilekleri için ağırlık kullanın.
Sırt ağırlığınız varsa kemer yerine tercih edin. Sadece sığ suda avlanmak şartı ile yüzerliğinizi biraz negatif ayarlayın.
Maske eşitlemek sorun olmadığına göre, geniş görüşlü bir model kullanmakta fayda var.
Tüfeğe gelince, görüşün nispeten iyi olduğu suda, kullanabileceğiniz en uzun tüfeğinizi kullanın. Su çok çalkantılı ve bulanıksa, 75 cm. veya 60 cm. gerekecektir.
Kuvvetli lastik, 6 mm şiş ve uzun kelebek, takımınızı tamamlar. Uzun tüfeğinizle makara kullanabilirsiniz.
Çağırma ve yaklaşma
Hızı ve uyanıklığı ile, çoğumuz levreği, tetiği çekemeden ancak seyretmişizdir. Her ne kadar meraklı ise de, büyüyüp tecrübelendikçe, merakının yanında, tedbirli olma huyu da gelişir. Bu nedenle, balığı çağırma ve yaklaşma tekniğinizin gelişmesi seneler alabilir. Bu konuda eksper olmanız için, dip yapısı, hava ve deniz durumu, mevsim ve günün saatleri, balığın davranış biçimleri gibi bir çok parametreyi iyi tanıyıp değerlendirebiliyor olmanız lazım.
Durgun, akıntısız ve iyi görüşün olduğu bir denizde, levreğin yaklaşması, balığın etrafını rahat görmesi ve kendini güvende hissetmesi nedeni ile daha kolaydır. Ancak, iyi görüş, en küçük hatanızı da ortaya çıkaracağı için, kötü uygulanmış bir agaşonun aksayan yönleri ile birlikte, şüpheci levrek hemen ortadan kaybolur. Bir taşın arkasına gizlenmek, eriştelerin ve hatta kumluk zeminin üzerine uzanmak bile, sessizce yapıldığı takdirde, balığı ürkütmez. Yapacağınız, özel küçük bir ses, onların dikkatini çekecek ve yollarını değiştirerek tüfeğinizin menziline kadar sokulmalarını sağlayacaktır.
Burada dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta var.
Yeni başlayan veya az tecrübeli olan arkadaşların sıkça yaptığı bir hata, levreğin ilk gelişine atış yapmaktır. Genellikle de bu atış, balığın sağından solundan geçer ve boşa gider, hemen arkasından da, geri dönen levreğin, düşen şişe merakla yaklaştığını hayretle görürsünüz. Bu tipik davranış aslında balığın merak dürtüsü ile oluşmuştur ve avcının avantajınadır.
Agaşon tekniğinde, ilk gelenler her zaman küçüklerdir. Trofe balıklar hep, apneanın sonuna kalır ve bizi zorlar. Bu nedenle, öncelikle çok doğru ayarlanmış bir kemer, sonra da, iyi hazırlanmış bir apnea' nın levrek avında önemi çok büyük. Ürkmüş ve kaçmakta olan bir balığın arkasından rastgele tetik çekmek, hem av ortamını yani merayı bozar, hem de gereksiz yere avın yaralanmasına ve belki de kaçtığı yerde ölmesine neden olur.
İniş ve yerleşme
Eğer çok sığ suda avlanmıyorsanız, ördek dalışınız, ve yatacağınız yere kadar olan inişiniz mükemmel bir uyum içinde ve çok sessiz olmalıdır. Tüfeğinizi gövdenize yapıştırın ve şnorkelinizi muhakkak atın.
Yerleştikten sonra, sakin olun ve tüm konsantrasyonunuz, kendinizi dışardan seyrediyormuş gibi, yatışınızda olabilecek tüm hataları görmeye ve düzeltmeye yönelik olsun.
En önemli kural, doğru bir ağırlık ayarıdır. Aşağıda, yüzerliğinizin pozitif kalması durumunda, paletleriniz, bu direnmeye karşı koyabilmeniz için hareket edecektir. Biraz negatif olmakta fayda var. Genellikle, levrek avını özellikle kışın çok sığ suda yapıyoruz. Bu sığlık bazen 1/2 metrelere düşüyor. Böyle meralarda, ağırlığınızı fazla kullanabilirsiniz. Sırt ağırlığı, çabuk düşmek için çok faydalı. Aynı şekilde, ayak bileklerinize de her biri yarım kiloyu geçmeyecek ağırlık bağlarsanız, paletlerinizi çabuk düşürürsünüz.
Atış
Yattığınız yer, geniş bir görüş sağlamalı ancak, sizi çok iyi gizleyebilmelidir. Eğer herşey kuralına uygun yapılmışsa bu andan itibaren, avınız heryerden gelebilir. Sizin düşüşünüzü farkedip ortaya çıkan balık, genellikle yüzü size dönük, karşıdan yaklaşacaktır. Balığın ilk gelişine tetik çekmeyin. Bunu başarabilmek çok büyük irade gerektiriyor, ancak, ilk gelişe yapılan atışların çoğu boşa gider veya yaralı balığı bir daha gelmemek üzere kaçırır.
İlk yaklaşmanın ardından yarım turla geri dönen levreğin ikinci gelişi, merakına yenildiği için daha hızlı ve yakınadır.
Size daha garanti bir atış poziyonu verecektir. Eğer atışınız boşa gitti ise, levreğin merakla, dibe düşen şişin yanına gelişini çaresizlik içinde seyredersiniz. Bu çaresizliğe, tek kabza ve gövde üzerinde iki tüfekten oluşan tween modeli tüfekler bir derece engel olabiliyor. Kullanılması biraz beceri istese de alışıldığında sonuç hiç fena değil.
Balığı vurduktan sonra dikkat edilmesi gereken birkaç nokta var. Eğer atışınız kafa veya kafaya yakın sağlam yere geldi ise sorun yok, balığınız alabilirsiniz. Karın veya sırt gibi kolay yırtılabilecek yerlerden vurdu iseniz, şişi çekmeyin.
Balığın mücadelesine siz de, çekerek karşı koyarsanız yırtılma kaçınılmazdır.
Böyle bir durumda, tüfeği bırakın. Şişle birlikte dibe düşen balık, daha az debelenir, karşı güç olmadığı için de yırtıp kaçması zorlaşır. Tüfeği bıraktıktan sonra, direkt balığın üzerine gidin ve sağlam yerinden yakalayın.
Bir kaç püf noktası
Yukarıda anlatılan herşey, tecrübelerin ve deneyimlerin birikimi. Bunları okuyup uygulamak size vakit kazandıracaktır.
Ancak unutmamak lazım ki, bazen suyun altında, hiçbir genel kural ve deneyime uymayan çok farklı şeyler de oluyor. Tecrübeleriniz doğrultusunda, paylaşıma siz de katılın. Birkaç örnek vermek istiyorum;
Levreğin ağzı ve solungaç kapakları çok büyük olduğu için, taşıma ipinin ucundaki standart şiş bazen kısa kalıyor ve büyük balığın ağzından geri çıkıyor. Kaybedilen ciddi boyutlarda bir trofe acısı ile bunu öğrenmeyin.
Bir çok türü çağırmak için uyguladığımız ses ve görüntü metodları, levreği kaçırıyor. Ağızdan hava bırakmak, taşları veya elimizdeki malzemeyi tıklatmak, gırtlağımızdam ritmik sesler çıkarmak, istisnalar haricinde pek sonuç vermiyor.
Levrekler, çiftleşme döneminde, karınlarını kumluk zemine sürterek ses çıkarıyorlar. Bu ses çiftleşme öncesi kur yapma ve her iki cinsin birbirini davet etmesi anlamı taşıyor.
İyi bir agaşon gerçekleştirdikten sonra, elinizle zeminde bu tür sesler çıkarın ve deneyin, sonuç alacaksınız.