Sıcak Nokta; yeryüzünde, biyolojik çeşitliliğin fazla olduğu, zengin orman floryasına sahip, insanlar tarafından yok edilme ihtimali çok yüksek olan ve acil olarak koruma altına alınması gereken bölgeler anlamına gelmektedir. İlk olarak 1988 yılında Norman Myers tarafından gündeme getirilen sıcak nokta kavramına göre, bir alanın sıcak nokta olabilmesi için; barındırdığı biyolojik türlerin dünyanın hiçbir yerinde olmaması ve bu türlerin insanlar tarafından yok edilme tehdidi altında olması gerekmektedir. Dünya Doğa Koruma Örgütü 1990’lı yıllarda sıcak nokta yaklaşımını benimsemeye başladı. Bu örgüte göre sıcak nokta kavramı; endemik türde bitki sayısı 1500 ve daha üstü olacak şekilde, %70 oranında orijinal bitki örtüsünü kaybetmiş bölgeler olarak tanımlandı.
Her tarafı cennetten bir köşe olarak nitelendirilen ülkemizde, gerçekten de bu sözün ne kadar doğru olduğunu kanıtlayan yerler mevcuttur. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), Avrupa’nın acil olarak korunması gereken ve biyolojik çeşitlilik açısından en değerli olan 100 noktasını, 1999 yılında belirleyerek buraları Avrupa’nın Sıcak Noktaları olarak adlandırmıştır. Bu noktalar arasında Türkiye’den de 9 noktaya yer verilmiştir. Bu listeye göre en fazla sıcak orman noktasına sahip ülke Rusya olmak üzere, ikinci sırada da Türkiye bulunmaktadır. Türkiye’deki sıcak noktaların büyüklüğü bir milyon dört yüz bin hektarın üzerindedir.



Kastamonu-Bartın arasında bulunan Küre Dağları, Hatay-Osmaniye arasında bulunan Amanos Dağları, Karabük te bulunan Yenice Ormanları, Rize’deki Fırtına Vadisi, Artvin de Karçal Dağları, İstanbul Ormanları, Antalya da bulunan İbradı-Akseki Ormanları, Muğla da bulunan Datça ve Bozburun Yarımadaları ve yine Muğla da bulunan Fethiye Babadağ, Türkiye’nin sıcak orman noktaları olarak belirlenmiştir.

Küre Dağları:Milli park statüsünde koruma altına alınan Küre Dağları, Karadeniz Bölgesi’nin batısında yer almakta olup, çevresindeki tampon bölgesi ile birlikte toplamda 134.366 hektarlık alandan oluşmaktadır. Bartın Çayı-Kızılırmak nehri arasında doğu-batı yönünde uzanan Küre Dağları toplamda 300 kilometre uzunluğa sahiptir. Topografik açıdan çok inişli çıkışlı bir araziye sahip olan Küre Dağları, orman, çayır ve mera, kayalık alanlar ve mağaralar, akarsu ve zengin ekosistem çeşitliliği ile dikkat çekmektedir.



Küre Dağları’nın 9 sıcak noktadan biri olmasındaki en önemli neden; 157 adet endemik bitki türü ve 59 adet nesli tehlike altında bulunan bitki çeşidi olmasıdır. Küre dağlarının, 9 sıcak noktadan biri olması ile WWF ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı birlikte bazı çalışmalar yürütülmüştür. Bu çalışmalarla, Türkiye’de tampon bölge kavramı ilk kez uygulanmıştır. Bakanlık tarafından, korunan alanlara yönelik olarak yönetim, finans ve iş programı konularında yayınlar hazırlanmıştır. İklim değişikliğinin etkileri ve bu etkilere uyum sağlamak açısından stratejik planlar oluşturulmuştur. Su kaynaklarının kullanımı ve bu kaynaklara yönelik tehditlerin durumunu belirlemek için kitapçıklar hazırlanmıştır. Milli parkta görev alan personele eğitimler verilmiştir. Alanı tanıtan, biyolojik çeşitlilik ile ilgili bilgiler veren, milli parktaki yürüyüş parkurlarını düzenleyen yönetim planları hazırlanmış, milli park sınırlarını gösteren ekolojik, biyolojik ve turistik yerleri belirten haritalar hazırlanmıştır.

Amanos dağları; Akdeniz’in doğusunda, Toros dağ kuşağının güneybatıya uzanan kesimidir. 175 km uzunlukta ve 4000 kilometrekarelik alanı kapsamaktadır. En yüksek noktası 2600 metre olan Düldül zirvesidir. Diğer adı Nur dağları olan Amanoslar, batı yamaçlarına doğru inen ve İskenderun körfezine dökülen, hızlı akışa sahip akarsularla yarılmıştır. Bu akarsu vadileri, Amanos dağlarının rahatça aşılmasına elverişli olan karayolu geçitleri yapılmasına olanak sağlamıştır.



Amanos dağları, endemik bitki türleri ve yaban hayatı ile acil korunması gereken 9 sıcak noktadan biridir. Akdeniz’e bakan yamaçlarında, sürekli yeşil kalan makiler bulunmaktadır. Daha üst seviyelerde kızılçamlar ve bazı meşe türleri mevcuttur. 1000 metre yükseklikten sonra ise karaçam ormanları görülmektedir. Bu ormanlarda ardıç, kayın, kavak, ladin ve Toros göknarı türünde ağaçlar da mevcuttur. Bütün yıl boyunca yüksek miktarda yağış alan Amanoslar da çok önemli su kaynakları meydana gelmiştir. Bu kaynaklara bağlı olarak, Doğu Karadeniz’i andıran orman sıkılığının yanı sıra zengin bir orman altı florası da mevcuttur.

Yenice Ormanları;Endemik bitki türleri ve yaban hayatı sayesinde, Türkiye’nin 9 sıcak noktası arasında yer alan Yenice ormanları, Karabük il sınırları içerisinde bulunmaktadır. Derin vadileri boyunca yemyeşil orman örtüsüyle kaplı ve Türkiye’nin en büyük blok ormanlarına sahiptir. Kuzeye bakan yamaçlarında ıhlamur ağaçları, güney tarafında ise sandal ve çam ormanlarıyla dikkat çeken Yenice ormanları, geniş orman yolları ile birbirine bağlanmaktadır. En önemli bölümü su ve nemden ötürü zengin bitki çeşitliliğine sahip olan anıt ağaçların bulunduğu bölümdür. Boyları 18 ile 30 metre arasında, çevreleri ise 2 ile 7 metre arasında değişen bu anıt ağaçlar koruma altına alınmış durumdadır. Yenice ormanlarının kendine özgü bir mikro klima özelliği vardır.



Koruma altında bulunan bölgede yapılan çalışmalar sonucunda, birçok yürüyüş ve bisiklet parkurları oluşturulmuştur. Bu çalışmalarla ayrıca, orman ve patikalar kırmızı-beyaz çizgilerle işaretlenmiş ve yön tabelaları yerleştirilmiştir. Bu şekilde 396 kilometreye varan 21 farklı yürüyüş rotası oluşturulmuştur. Daha sonraları tüm parkurları içeren haritalar hazırlanmıştır. Ankara ve İstanbul’a yakınlığı ile göz önünde bulunan Yenice ormanları, yeni bir ekoturizm merkezi haline gelmiştir. Ekoturizm kapsamında farklı outdoor aktiviteleri için şelaleler, kanyonlar, yüksek zirveler, dereler ve yaban hayatı mevcuttur. Ayrıca, kamplı yürüyüşler, bisiklet sporu, tırmanış, kuş gözlemi, foto safari, rafting ve yamaç paraşütü gibi etkinlikleri de gerçekleştirmek mümkündür.

Fırtına Vadisi:Kaçkar dağlarından kaynağını alan Fırtına deresi ve kollarının oluşturduğu bölge olan Fırtına vadisi, Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi sınırlarında yer almaktadır. Geniş alanlara yayılmış sedimanter ve volkanik kayaçların bulunduğu bölge, çok sıkı orman örtüsü ve sürekli yağışlı ve sisli olan iklimi ile dikkat çekmektedir. 1177 kilometrekarelik yüz ölçüme sahip olan havza, ekolojik yapısı sayesinde doğal sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Fırtına Vadisi, Türkiye’nin en önemli rafting parkurlarından birine sahiptir. 23 kilometre uzunluğundaki bu parkurun, fırtına deresi içinde bulunan büyük kaya blokları nedeni ile zorluk derecesi farklı olan bölümleri mevcuttur.Yıllık ortalama 2000 mm’den daha fazla yağış alan bölgede, kızılağaç, kayın, ladin ormanları ile geniş alpin çayırları ve nadir bulunan şimşir ormanları gibi kendine özgü habitat türleri mevcuttur. Fırtına vadisi, 537 odunsu bitki, 30 memeli, 136 kuş, 21 sürüngen ve 116 endemik bitki türü ile Dünya Doğa Koruma Vakfı tarafından sıcak orman noktası olarak ilan edilmiştir.

Karçal Dağları: Kafkasya ve Kuzey Anadolu Ilıman Kuşak Ormanları sınırlarında yer alan Karçal dağları, Artvin’de Gürcistan sınırına yakın bir bölgede yer almaktadır. Şavşat ve Borçka ilçelerini birbirinden ayıran bu dağların en yüksek noktası 3428 metredir. Bünyesinde Çoruh ne Berta vadilerini ve sayısız güzellikte doğal yaylaları barındırmaktadır.

Karçal dağları, biyolojik çeşitliliği ile Türkiye’nin en önemli noktalarından biri olmuştur. Ilıman kuşaklarda bulunan karışık yapraklı ormanların en iyi örnekleri bu bölgede gözlenmektedir. Zengin yaban hayatı ve ani yükseklik değişimleri nedeni ile ortaya çıkan ekosistem çeşitliliği, Karçal dağlarının en önemli özelliklerindendir. Geçit kuşlarının göç yolları üzerinde olan bölge, buzulları, buzul gölleri ve vadileri ile gözde trekking parkurlarına sahiptir.

İstanbul ormanları, yerleşim alanları dışında bulunan 240.353 hektarlık orman ve fundalık alandan oluşmaktadır. Engebeli arazisi, konumu ve iklim özellikleri ile doğal orman konumundadır. Karadeniz kıyılarında orman yoğunluğu, iç kesimlere göre daha fazladır. İstanbul ormanlarının en bilinenleri, İstanbul kent ormanı, Belgrad ormanları ve Kayışdağı ormanıdır.

İbradi-Akseki Ormanları :Akseki ve İbradi havzaları olarak iki bölümden oluşan ormanlar, dünyanın öncelikli korunması gereken ekolojik bölgelerinden biridir. İbradi havzasında Kıraç dağı, Lök dağı ve Pınarcık dağı bulunurken, Akseki havzasında ise Gidengelmez dağları, Şerif dağı ve Ürküten dağı bulunmaktadır. Bu ormanlar olgunluk ve bütünlük kavramlarına göre çok yüksek bir değere sahiptir. Yüksek yağış miktarından ötürü çok çeşitli ağaç türleri ortaya çıkmıştır. Kokar ardıcı, katran ardıcı, Anadolu karaçamı, Fransız akçaağacı, Türk meşesi, Lübnan meşesi ve saplı meşe türleri bu ormanların kendine özgü ağaç türleridir. Kayalık yamaçlarda görülen seyrek orman dokusunun olduğu bölgelerde ise zengin bir otsu bitki yoğunluğu görülmektedir. Yaşlı ormanların kuşların yaşam alanı olmasında da büyük etkisi vardır.

Datça-Bozburun Yarımadası: Muğla il sınırları içerisinde yer alan bölge, özel çevre koruma alanı ve doğal sit alanı kapsamındadır. Türkiye’nin 9 sıcak noktasından biri olarak seçilmesindeki en önemli etkenler; özgün coğrafyası, dünyada eşine az rastlanılan bir bitki örtüsü olması, eşsiz kıyıları, zengin deniz altı yaşamı, tarihi mirası ve zengin yaban hayatıdır.

Fethiye Babadağ: Muğla’nın Fethiye ilçesinde bulunan ve en yüksek noktası 1969 metre olan Babadağ, kireçtaşı ve kalker türü kayaçlardan oluşan, zengin bitki örtüsüne sahip bir bölgedir. Ülkemize has akçaağaç ve sedir türü ormanlarla kaplıdır. Bölge, yamaç paraşütü yapmak isteyenlerin uğrak noktasıdır. Benzersiz coğrafyası ile tüm dünyadan turistleri ülkemize çekmektedir.

Alıntıdır.