Ayağa Kalkmak
1) ayakları üzerinde durmak, dikilmek 2) hasta iyi olmak, iyileşmek; 3) saygı göstermek için oturma durumundan ayaküzeri durumuna geçmek; 4) harekete geçmek 5) isyan etmek; 6) telaşlanmak, telaşa kapılmak, heyecanlanmak
Gecenin bir vakti karşı komşunun çığlıklarıyla bütün apartman ayağa kalktı.
Bu ilaçları kullanırsan bir hafta içinde ayağa kalkarsın.
İçeri girince herke ona gösterdiği saygıdan dolayı ayağa kalktı.
Genç kızın hunharca öldürülmesinden sonra tüm ülke ayağa kalktı.
Annemin bayılıp hastaneye kaldırılması üzerine hepimiz ayağa kalktık.
Düğün telaşı yüzünden tüm ev ayağa kalktı.
Geçirdiği motor kazasından sonra bu kadar kısa sürede ayağa kalkmasını beklemiyordum.
Et entegre tesisi 10 milyon liralık yatırımla ayağa kalktı.
u şirketi yeniden ayağa kaldırmak için çok fazla para harcamamız gerekiyor.
Annemin yaptığı kış çayı beni hemencecik ayağa kaldırdı.