Hali Vakti Yerinde
maddi durumu iyi,
zengin kişi
Bu dönemde borcu olmayan, hali vakti yerinde birilerini görmek pek zor.
Hali vakti yerinde olduğu, giydiği kıyafetten tutun da bindiği arabaya kadar her şeyinden anlaşılıyordu.
Karşı komşumuzun kızı iş yerinden hali vakti yerinde bir oğlanı ayartmış, evlenme planları yapıyordu.
Ailenin hali vakti yerinde olmasına rağmen, kızları özel okulda okumuyordu.
Kadın bu kadar savurgan olmasaydı, ailenin hali vakti yerinde olurdu.
Bu dizide hali vakti yerinde bir adam ile fakir bir köylü kızının aşkı anlatılıyor.
Yolda görsen yardım etmek istersin ama adamın hali vakti o kadar yerinde kiinanamazsın.
Hali vakti yerinde bir oğlu olmasına rağmen, zavallı kadın hastaneye gidecek para bulamıyordu.
Arkadaşımın babasının hali vakti eskiden çok yerindeydi ancak iflas etti.
Kel adam, hali vakti yerinde olmasına rağmen, gürültüsünden rahatsız olduğu apartmanda kirada oturmaya devam ediyor, başka yere taşınmamakta inat ediyordu.