Rüyada ruh, bedenden çıkıp bir yerlere mi gidiyor; bir yerleri mi görüyor?
Genel anlatım içinde söylenen, “gece uykuda ruhun serbest kalması, bir yerlere gitmesi; olayları görmesi”, özellikle “kişinin görmediği, bilmediği yerleri rüyasında görmesi” diye anlatılan bir olay var.
Şimdi, bizim anlatımımızda; ruhun beyin tarafından üretilen dalgalardan meydana geldiği konusu işleniyor. Ayrıca, rüyanın dışında “telepati” diye bir olay da biliyoruz!
“Telepati”nin, iki beyin arasındaki karşılıklı gönderilen dalgalar olduğunu da biliyoruz. Yani beynin belli dalgalar göndererek bir diğer beyine ulaştığını; ona çeşitli mesajlar verdiğini biliyoruz!. Fakat bu kopuk kopuk bildiğimiz hususları biraraya getirip bir sonuca varmayı genelde hiç düşünmüyoruz!.
“Telepati” dediğimiz olayı gerçekleştiren, beyin!
Esasen bunun benzeri bir hususu hemen herkes de yaşamakta.
Beynin yaydığı radar dalgaları; uyuduğumuz zaman ruh bedenden ayrılıp; bir yerlere gidip orada bir şeyleri görüp veya birisi ile görüşüp gelmez!
Bizim tesbitimize göre; beyin, gündüz olduğu gibi, gece uyku hâlinde de radar dalgalarını yaymaya devam eder; ve gündüz beyin, birçok kanaldan veri toplarken; gece bu, özellikle beş duyuya dayalı alanlar kapalı olduğu için, yaydığı radar dalgalarının getirisini beynin görüntü hayâl merkezinde değerlendirerek sùretlendirir.
Bu algılama, “ruh gitti de falanca ile görüştü“ denen görüntüleri meydana getirir.
“Dua”, beynin yönlendirilmiş dalgaları olduğu gibi; rüyaların bir kısmı da, beynin radar dalgalarının tesbit ettiği olaylardır!.
Rüyalar, kâh sizin o ana kadar mevcut veri tabanınızdaki mânâların açığa çıkmasıdır; yani bilgisayarınızın harddiskindeki bir takım verilerin ekrana yansıması, görüntüsüdür; kâh da ekranınıza internet aracılığı ile gelen verilerin bilgisayarınızda işlenerek ekrana yansımasıdır!.
İşte internetten bilgisayara verilen gelen veriler gibi, beynin radar dalgalarıyla algıladığı bazı dış olaylar, geçmişte ruhun bedenden ayrılıp bir yerlere gidip bir yerlerde görüşmesi veya o yerleri görmesi şeklinde değerlendirilmiştir.
Tabii bu geçmişte hiçbir şekilde izah edilmesi mümkün olmayan bir olaydır; ki bunu, ancak bugünkü şartlarda böylece açıklama imkânını bulabiliyoruz.
Bilim ve teknoloji bu düzeye gelebildiği için, telepatinin varlığını kabul eden her insan, beynin radar dalgalarını da doğal olarak kabullenmek zorundadır!.