Olric`!!!
***
Olric`!!!
***
Konu Olric tarafından (24.Temmuz.2018 Saat 22:17 ) değiştirilmiştir.
"Hayatta" üç koku önemlidir Olric`.
Birden çok biçimde.
Bir'den çok.
***
Ekmek kokusu.
Kadın kokusu.
Kitap kokusu.
***
Bu üç kokuyu dudağında bir "şükür" busesi ile alnına götürebilmelisin Olric`
...
Konu Olric tarafından (28.Mart.2018 Saat 14:34 ) değiştirilmiştir.
Olric`!
Bazı kadınların o***ğunun bazı kadınların azizeliğinden daha ERDEMLİ olduğunu, olabileceğini kayıtlara geçirelim lütfen.
Olric` EV’den, hikayeden çıktığında adımlarının onu nereye götüreceği üzerinde düşünmemişti.
Düşünmeden yürümüş ve düşünmeden durmuştu.
Olric` bazı hislerinin üzerindeki örtünün kalktığını cafe benzeri mekana girdiğinde hissetmişti.
Pencere kenarındaki masalardan birinde dört kişi oturuyordu.
İki erkek ve iki kadın.
Kadınların yüzü Olric`in giriş yaptığı tarafa dönüktü ve Olric`i ilk fark eden yine Sevgi olmuştu. Olric` bir başka hikayenin içinde gibi hissetti kendini. Sayfalarına yabancı olduğu bir hikayeydi bu.
Bir Ev.
Faturalarını başkasının ödediği, mutfağını başkasının kullandığı, kanepelerinde başkalarının uyuduğu bir ev.
Belki de iki ayrı ev; iki ayrı hikaye, bir masanın etrafında bir araya gelmişti.
Olric` içeri doğru yürüyüp yürümemekte tereddüt etti.
***
Zaman tuhaf varlıktı. İnsanın içinde bazen dururdu.
İnsandaki zamanı durduran mütemadiyen başka bir insandı.
İnsanlardı.
***
Olric` sürüklenip durduğu geçmiş zamanın içinden bugüne gelebilmek boş masalardan birine yöneldi.
Kendini koltuğa bıraktı.
Zamanın içinde biraz olsun hareket edebilmişti.
Leyla Olric`i Sevgi’nin baktığı yere baktığında fark etmişti. Sevgi fark ettirmişti Olric`i Leyla’ya. Anlık bir fark edişti. Kısa bir göz temasından sonra kendi zamanına dönmüştü Leyla.
Sevgi ise Olric`in zamanındaydı. Masadaki diğerlerinin fark etmediği bir başka zamanda.
***
Olric` önündeki çay bardağına bakarken Sevgi’nin bakışlarının üzerinde hissetti. Başını kaldırıp tebessüm ettiğinde hem bugün hem geçmiş o tebessümünün içinde hafifçe dalgalandı. Sevgi o tebessümü alıp kendi zamanına döndü.
Tüm bunlar birkaç saniyenin içinde oldu ve bitti.
***
Konu Olric tarafından (13.Nisan.2018 Saat 15:55 ) değiştirilmiştir.
(...)
Konu Olric tarafından (09.Nisan.2018 Saat 12:23 ) değiştirilmiştir.
Olric` EV’e hikayeye geri döndüğünde doğrudan odasına geçti. Ahşap dolabın içindeki ahşap kutunun önünde bir süre dizlerinin üzerinde durdu. Eli kutunun üzerinde gezindi. Kapağını açtı.
Oradaydı.
O siyahlık. O deri.
Siyahlığı eline alıp kanepesine oturdu.
Onu son kez eline almasının üzerinden uzun zaman geçmişti.
Siyahlığı, deriyi şefkatle okşarken,
-Özür dilerim dedi, fısıltıyla.
-Özür dilerim.
Kendinden dilediği bir özür gibiydi ikinci özrü....
***
"Sertlik kanında vardı hayatın..."
***
Konu Olric tarafından (13.Nisan.2018 Saat 16:00 ) değiştirilmiştir.
Ve Olric`,
Hem cennetin hem cehennemin kapılarını insan için sürekli açık tutan;
irade özgürlüğü...
Müjgan'ın gözleri dört defa lacivert olmasaydı,
Türkan Şoray öyle bakmasaydı gözlerimizin içine,
Müjde Ar'ın başı o taksinin camına o şekilde sıkıştırılmasaydı,
Sadri Alışık "bu da mı gol değil Hakim bey" demeseydi,
Küçükken ya da biraz büyümeye başlamışken işte,
Tüm bu siyah beyaz, bazen renkli anlara ve daha fazlasına tanıklık etmeseydik; gözlerimizle, ruhumuzla, tenimizle,
Başka bir hayatımız olabilirdi Olric`.
Belki...
Konu Olric tarafından (17.Nisan.2018 Saat 16:15 ) değiştirilmiştir.
Özlemek ise insanın düşünerek yapmadığı, önceden kurgulamadığı öğrenilen ve öğretilen bir şey olmadığı için çok sahiciydi.
İnsan kadar eskiydi.
İnsanlıkla yaşıt olan Olric`in kavmi kadar eski…
Olric` genişler mi hayat iki ucundan tutup çeksek?
Ortasında piknik yapabilir miyiz o zaman hayatın?
Bulsak hayatın iki ucunu ve birleştirsek üstümüze örtü de olur mu hayattan?
Ve o örtünün altına anneleri ölmüş tavuk civcivleri de sığar mı?
Uzak ve yakın, dışarısı ve içerisi ‘bir’ olur mu o zaman?
***
Bizim karekökümüzü alsalar tutunabileceğimiz bir kök kalır mı hayatımızdan geriye?
Sahi, ‘’köksüz’’ bir hayat olur mu Olric?
***
Olric dinliyor musun sen beni?
Gözlerime bakmana gerek yok, denize bakarak da dinleyebilirsin.
***
Parmaklarımızı kaldırıp içimize oturan soruları havaya fırlatsak hafifler mi üzerimizde ki boşluk?
Olric, o zaman genişler mi sıkış sıkış yol aldığımız belediye otobüsleri?
***
Çarpanlarına ayırsak hayatımızı elimizde avucumuzda ‘ayakta’ durmamızı sağlayacak bir şeyler kalır mı geriye?
Mesela altında serinleyeceğimiz çınar ağaçları dikebilir miyiz hayatımızın ortasına?
Hayatımızın ortasındaki ‘’boşluk’’ dolar mı o zaman?
***
Olric, toplasak hayatımızın içindeki her şeyi mahşerde bize gölge olacak ufak bir bez parçası çıkarabilir miyiz bu her şeyden?
Denize bakıp; dalgalardan, martı kanatlarından, maviliklerden kendimize bir iç ülke kurmaktan vazgeçer miyiz o zaman?
***
Ayrıca tüm amellerimizin başka bir amelimiz tarafından ‘sıfırlanabileceği’ doğru mu Olric?
Olabilir mi böyle bir şey?
***
Mesela tüm insanlığı bir tartıya çıkarsalar ibre ‘sıfır’ da durmaz değil mi?
Ya da bir karıncanın, bir örümceğin bizden daha ağır olması halinde otoriteler bunu bir sürpriz olarak mı değerlendirir?
***
Günah işleyecek kadar cesur! ama işlediği günahların arkasında duramayacak kadar korkak insanların da ‘sıfırla’ çarpılmasını teklif edebilir miyiz ayrıca mahkemede?
***
Ve insanların tövbelerindeki ‘irade’ eksikliği sadece duaların rakamlar la çarpılması suretiyle giderilebilir mi?
Kimileri Fatiha suresini Kevser suresine ekleyip yüzle çarpınca sonuç ‘sıfır’ çıkarsa, buna melekler şaşırır mı Olric?
***
Olric`!!!
Konu Olric tarafından (19.Nisan.2018 Saat 12:58 ) değiştirilmiştir.
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)