Bilgisayar ve dolayısı ile internet hayatımıza girdikten sonra dünya ayağımızın altına serildi. Bütün işlerimizi internet üzerinden yaptığımız gibi arkadaşlarımızı da sanal ortamlardan seçer olduk uzun süredir. Sosyal medya dediğimiz bu ortamlarda kurulan dostluklar birçoğumuzu tatmin ediyor ki mesajlar, yorumlar üzerinden sohbetleri koyultuyoruz.
Hatta doğum günlerimizi bile sosyal medya hatırlatıyor da arkadaşımız dediğimiz insana bir gülücük işaretiyle doğum günü kutlaması mesajları yazıyoruz ve bitiyor. Ona keza bayramlar, seyranlar, kutlamalar vs. özel günleri hep bu sosyal medya üzerinden takip edip kutluyoruz ve bir telefon bile açmayı, sesini duymayı düşünmüyoruz her nedense.
Paylaşımlarımızı ve görüşmelerimizi internet üzerinden yapıyor, görüşmediğimiz ve yüzünü görsek selam bile vermeyeceğimiz, görüşmeyeceğimiz eski arkadaşlarımızı buluyor, sadece listeye kaydediyoruz. Arkadaş listemizin kabarık olmasını yeterli buluyoruz.
Hatta tersine yüzünü bir kere bile görmediğimiz insanlar can ciğer arkadaşlarımız bile olabiliyor bazen. Sanal mı, yalan mı olduğunu bilmediğimiz, profilindeki resmin kendine ait olup olmadığını bile bilmediğimiz insanları da kendimize pek bir yakın hissediyoruz bazen.
TÜBİSAD (Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği) nin yaptığı araştırmaların sonucunda, Türkiye dünyada Facebook kullanımında 4. sırada imiş, Twitter kullanımında ise ilk 10 un içinde şimdilik. Gittikçe de daha üst sıralara yükseliyormuşuz. Google sitesinden daha çok facebook sayfasını ziyaret ediyormuşuz biz Türkler. Bu sosyal medya denen ortamları ne kadar sevdiğimiz, gece gündüz içinde kaybolduğumuz buradan belli.
Bazen sanal ortamlardan bulunan arkadaşların arasından aşk hikayeleri de çıkmıyor değil. Hem de pek sıklıkla oluyor bu, çünkü insanlar yüz yüze söyleyemedikleri her şeyi on line ilişkilerde rahatçasöyleyebiliyorlar. Eşleri ya da yaşamı ile ilgili sorunları, iş hayatları, aile sorunları, hayalleri,beklentileri vs. ve bir bakmışsınız özel konulara da girmişler ve birbirlerine sevgi sözcükleri söylerkenbuluyorlar kendilerini. Adını, yaşını, mesleğini, evli olup olmadığını vs. gizleyenler olduğu gibi, isminive kimliğini açık ederek de bunu yaşayanlar var.
Bazen sadece sohbet ve arkadaşlık belki biraz romantik arkadaşlık yani platonik aşk durumu yeterli olabiliyorken bazen işin içine **** de katılıyor. Yani, hayatımıza giren yeni kavramlardan sanal aşk.
Bütün gün bilgisayar başında olan, satın alacağı her şeyi internet üzerinden alan, bilet rezervasyonuna varıncaya kadar, yemek siparişini, market alışverişini bile bilgisayar başından yapan bir insan niye aşkını sanaldan bulmasın değil mi?
Hemen her şey cinsellik bile sanal dünyada yaşanır hale geldi günümüzde.
Aşk, ortam ve mekandan, zamandan bağımsızdır evet, her ortamda yaşanabilir evet ama kişi, gelen mesajları mı yoksa bir canlıyı mı sevdiğini kendisinin bile karar vermede zorlanacağı biraz karışık bir durum bu.
Aşk her ortamda yaşanabilir, her yerde karşısına çıkabilir insanın diyoruz. Sanal alemde de yaşanıyor zaten. Ancak gerçek yaşamında evli barklı ise ya da gerçek bir ilişkisi varsa durum farklı biraz. İhanet beyinde gerçekleştiği için ki bana göre de öyle, bu durum gerçek anlamıyla ihanetken, bazısı buna aldatma bile demiyor. Çünkü yan yana gelmiyor sesini bile duymuyor, karşısındaki sadece internet üzerinden temas kurduğu biri. Cinsel tatmini internette arıyor ve fiziksel bir ilişki olmadığı için internette yaptığı ****i aldatma olarak görmüyor. Eşini aldatmış olmuyor böylelikle kendine göre.
Peki, yaşanan bu sanal birliktelik gerçek hayata taşınmasa bile aldatma sayılır mı sizce? Sanal **** bağımlısı olan biri gerçek hayata geri döndüğünde eşiyle ya da sevgilisiyle hiçbir şey olmamış gibi yaşamını devam ettiriyor. Daha da ilginci bazen duyuyorum bir sanal birlikteliği olan kişi öğreniyor ki sanal aşkının başka bir sanal ilişkisi varmış. Nasıl da üzülüyor, kahroluyor. Belki de onlarca var, sadece isim olarak var değil mi bu kişiler. Bu hangi kavrama giriyor şimdi?
Herkes aşkı istiyor, ama günümüzde her şey o kadar çabuk eskiyor ki bulduğu aşka bile emek vermiyor. İnsanlar eskiden bu kadar kolay ulaşılabilir değildi. İletişim cağında ilişkiler internet aracılığıyla çok çabuk yaşanıyor ve aynı hızla da bitiyor.
Sonuç olarak, sanal alemde, tanışıp, görmeden, dokunmadan yaşanılan ilişkiler ne kadar gerçek olabilir ki? Karşısındakinin gözlerine bakmadan, teninin kokusunu almadan, sıcaklığını hissetmeden aşık olabilirim diyen varsa buyursun.
Sevgilerle…

Şükran Demirtaş