XV. yüzyılın sonlarıyla XVI. yüzyılın ilk yarısında önce İtalya'da başlayan ve ardından Fransa, Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde görülen edebiyat, güzel sanatlar (resim, mimarlık, heykeltraşlık ... vb), bilim ve teknik alanında görülen gelişmelere "Rönesans" adı verilir.




Rönesans'ın Nedenleri


1. Matbaanın bulunması ve bu sayede yeni buluş ve düşüncelerin her tarafa kolayca yayılması,


2. Büyük Coğrafî Keşifler sayesinde Avrupa'nın zenginleşmesi ve Avrupa'da sanattan ve edebiyattan zevk alan zengin ve üstün bir sınıfın ortaya çıkması,


3. XV. ve XVI. yüzyıllarda pek çok dahî insanların yetişmesi ve bunların çalışmalarını birleştirmeleri,


4. Orta Çağ'dan beri gelişmekte olan güzel sanatların XV. ve XVI. yüzyıllarda Avrupa'da olgunlaşması etkili olmuştur.


Rönesans'ın İtalya'da Başlamasının Nedenleri


a. İtalya'nın coğrafî önemi: İtalya'nın, coğrafî konumu nedeniyle doğu ve batı ülkeleri arasında aracı olması ve doğunun ürünlerini batıya taşıyan başlıca devlet olması İtalya'yı ekonomik yönden zenginleştirirken kültürel bakımdan da geliştirmiştir.


b. Ekonomik durumun iyiliği: Özellikle Haçlı Seferleri'nden sonra Akdeniz ticareti İtalyan prensliklerinin eline geçmişti. Doğudan İpek ve Baharat yollarıyla gelen mallar, İtalyan prensliklerince batıya taşınıyordu.


Bu durum İtalya'nın diğer Avrupa ülkelerinden daha önce zenginleşmesini sağlamıştır.


c. İtalya'nın tarihsel önemi: İtalya tarihsel önemi itibariyle eski Yunan, Roma ve Hellen medeniyetinin merkezi durumundaydı. Nitekim özellikle sanat ve düşüncede Rönesans, öncelikle bu eserlerin incelenmesiyle başlamıştır.
Özellikle Dante, Makyavel, Leonardo da Vinci, Rafael, Mikelanj ve Petrark Rönesans'ın İtalya'daki öncülüğünü yaptılar.


İtalya 'da Rönesans Hareketleri :


1. Edebiyat Alanında: İtalya'da Rönesans hareketleri, "Hümanizma" ile başlamıştır. (Antikite edebiyatının incelenmesidir.) Yunanca, Latince ve İbranice metinler, Eflatun, Napoli, Yeni,Roma Akademilerinde incelenmiştir. Hümanizmanın öncüleri ; Dante, Petrark, Bokaçius' dur. ( XIV.yy)
XV. ve XVI. yy.da, Makyavel, Gişarden, Ariyosto ve Tosso, Hümanizmanın önde gelen isimleridir.


2. Güzel Sanatlar Alanında :


a. Resim : Anatomi Biliminin gelişmesi, perspektifin incelenmesi, insan vücuduna ve güzelliğe değer verilmesiyle resimde Rönesans doğmuştur. İtalya'da zamanla üç resim okulu oluşmuştur. Venedik Okulu ; daha çok, manzara resmi yapmışlardır. ( Paysagiste) en önemli temsilcisi Tisiyen' dir. Floransa Okulu ; İnsan vücuduna, perspektif ve Anatomi'ye değer vermişlerdir. Temsilcilerinden Ciyoto, İtalyan resmini, Bizans etkisinden kurtarmış ve resimde Rönesans'ın doğmasını sağlamıştır. Önemli temsilcileri, Leonardo da Vinci , Mikel Anj ( Mikelancelo ) dır. Roma Okulu ; Dini konuları işlemişlerdir.En önemli temsilcisi "Rafeal" ( Rafeal Sanzino ) dir.


b. Mimarlık ; Rönesans devrinin mimarları, ortaçağ mimarisi olan Gotik tarzını terk etmişler ve yeni bir mimari üslup oluşturmuşlardır. En önemli temsilcileri " Bramant " ve " Mikel Anj " dır.


c. Heykeltıraşlık : Antik dönem heykellerinin incelenmesi ve kopya edilmesiyle heykeltıraşlık gelişmiştir. En önemli temsilcileri ; Donatello, Giberti, Mikel Anj dır.


Rönesans Hareketlerinin Diğer Avrupa Ülkelerine Yayılması :


İtalya' da başlayan Hümanizma ve Rönesans hareketleri; İtalya'nın Din ve Kültür merkezi oluşundan ve İtalya'nın Fransa,İspanya ve Almanya arasında paylaşılamaması nedeniyle çıkan İtalya Savaşlarının etkisiyle, batı Avrupa'ya yayılmıştır.


Fransa'da Rönesans : Kralların etkisi ve çalışmalarıyla başlamıştır. Önemli temsilcileri ; Rable ( Rabelais ), Ronsar ( Ronsard ), Montaigne Hümanizmada. Piyer Lesko, Jan Bülan mimaride, Jan Gojon heykeltıraşlıkta, Fransuva Klue resimde.


İngiltere' de : En önemli temsilcisi, Hamlet-Otello-Romeo ve Jülyet'in yazarı Şekspir ( Shakespeare) dir.


İspanya' da : Don Kişot 'un yazarı " Cervantes "


Hollanda' da : Ressam " Rambrand "


Almanya'da :Erasmus, Röklen, Alber Dürer,


Rönesans'ın Sonuçları


* Orta Çağ'ın skolastik kilise düşüncesi yıkılırken yerine serbest ve bilimsel düşünce doğdu.
*Hristiyanlığın sanat ve düşünce üzerindeki baskısı sona erdi.
* Bilim sanat ve edebiyatta pek çok yeni eserler verildi.
* Reform hareketine zemin hazırlandı.
*Avrupa'da bilimsel gelişmelerin önü açıldı.


REFORM


Başlangıçta bütün Hristiyanlar bir tek merkeze yani Vatikan'a bağlıydılar. Ancak Bizans Kilisesi'yle Vatikan arasında zamanla ayrılıklar çıktı ve 1054 tarihinde Hristiyanlar ikiye ayrıldılar.
Vatikan'a (Papa'ya) bağlı olanlara ve büyük çoğunluğu oluşturanlara "Katolik" ler adı verilirken İstanbul Kilisesi'ne (Patrik'e) bağlı olanlara ise "Ortodoks" lar adı verilmiştir.
Ancak XVI. yüzyıla gelindiğinde Katolik Mezhebi kendi içerisinde tekrar parçalanmaya ve yeni mezhepler doğmaya başladı. Avrupa'daki bu gelişmeye "Reform" adı verilir.


Reform'un Nedenleri


a. Rönesans'ın etkisi: Haçlı Seferleriyle ilk kez prestij kaybına yarayan Katolik Kilisesi, Coğrafî Keşifler ve özellikle de Rönesans hareketleri ile büyük darbeler yemiştir. Pek çok düşünür (Luther, Melankton ve Röklen gibi), Rönesans ile gelişen bilimsel düşünce karşısında kilise öğretilerinin yanlışlığını görerek kiliseyi eleştirmeye başladılar


b. Katolik Kilisesi'nin bozulması: Katolik Kilisesi (Papa) ve din adamları bu dönemde asıl vazifelerini unutarak siyasî ve ekonomik güç peşine düşmüştü. Özellikle devlet yönetiminde gizli hükümdar gibiydiler. Ayrıca halkı sömüren kilise, çok geniş toprakların ve büyük servetlerin sahibi olmuştu.


c. Endülijans sorunu: Papa, kendisini Hz. isa'nın vekili olarak görüyor, insanların günahlarını çıkartıyor ve karşılığında Endülijans adı verilen günahlardan arınma belgesi veriyordu. Bu durumun aydın din adamlarını kızdırmasına rağmen karşı çıkanlar kilise tarafından derhal aforoz (dinden çıkarma) cezasına çarptırılıyorlardı.


d. İncil'in değişik dillere çevrilmesi: Eskiden İncil yalnızca Lâtince yazılır ve bunu yalnızca din adamları anlarlardı. Ancak matbaanın icadıyla birlikte İncilin değişik dillere de çevrilmesi ve maliyetinin ucuzlaması halkın da İncil'i alıp okumasına neden olmuştur.
İncil'in aslını okuyan halk, İncil'de yazanlar ile din adamlarının uygulanılan arasında büyük farklar olduğunu gördüler. Bu durum, halkın kiliseye olan güvenini nefrete dönüştürmüştür.


Reform Hareketlerinin Başlaması


Reform hareketini ilk başlatan kişi, aslen bir din adamı olan Martin Luther olmuştur. Luther, kilise uygulamalarına karşı gelerek, 1517 tarihinde Almanya'nın Wittenberg şehri kiliseninin kapısına astığı 95 maddelik bildiri ile başta endülijans satışı olmak üzere kilisenin diğer yanlışlıklarına itiraz etti.


Luther, "Tanrı ile kul arasına kimse giremez. Tanrı, kullarının günahlarını ancak kendisi bağışlar. " diyordu.
Papa'nın 1519 yılında Luther'i afaroz etmesine rağmen fikirleri kısa sürede yayıldı.
Özellikle Saksonya, Brandenburg, Palatina gibi Almanya'nın büyük prensliklerinin Luther'i desteklemeleri ve doğuda başlayan Türk tehlikesi, Alman imparatoru Şarlken'i telaşa düşürdü.


Luthercilerle başa çıkmayacağını anlayan Şarlken, Diyet Meclisi'ni toplayarak, Luther Mezhebi'nin nerelerde yayılmış ise ancak oralarda varlığını devam ettirmesine, ancak başka yerlere yayılmamasına karar verdi (1529). Şarlken'in bu kararını beş Alman prensi ve on dört şehir protesto etti. Bu nedenle Luther'e taraftar olan Hristiyanlara "Protestan" denilmiştir.
Bu durum üzerine Protestanlarla Şarlken arasında 25 yıl süren bir savaş başladı. Bu savaşta yıpranan Şarlken, nihayet Protestan'larla Ousburg Antlaşması'nı imzaladı (1555).


Bu antlaşma ile Protestan Mezhebi ve kilisesi Almanya'da resmen kabul edilmiş ve Protestanlar özgürlüklerine kavuşmuşlardır.


Protestanlık hareketi Amanya dışındaki diğer Avrupa ülkelerinde de yayılmıştır.


Fransa, Hollanda, İsviçre ve İskoçya'da Kalvenizm, İngiltere'de ise Anglikanizm mezhepleri ortaya çıkmıştır.
Özellikle Fransa'da Protestanlık Almanya'dakine benzer bir biçimde yayılmıştır. Kalven'in savunduğu Protestan fikirlerin yayılması üzerine, Katolikler ile Kalvenistler arasında uzun süre devam eden mücadeleler başladı.
Nihayet Fransa kralının yayınladığı Nant Fermanı ile Kalvenizm, Fransa'da resmen tanınmıştır (1598).
İngiltere'de ise Protestanlık, diğer ülkelerden farklı olarak bizzat devlet tarafından desteklenerek kabul edilmiştir.


Reform'un Sonuçları


Katolik Mezhebi parçalandı ve yeni mezhepler ortaya çıktı.
Katolik Kilisesi'nin otoritesi büyük ölçüde sarsıldı.
Katolik Kilisesi kendisini düzeltmek zorunda kaldı.
Protestanlığı kabul eden ülkelerde kilise malları yağmalandı.
Avrupa'da ilk kez "lâik devlet" fikri ortaya çıktı.


Alıntıdır