Birinci Mektup
Geceydi ... Bütün insanların çırılçıplak olduğu bir zaman
dı. Onları düşünüyordum; gümüş tepsilerdeki kristal kadehlerden
zamanı yudumlayan insanları düşünüyordum. trili ufaklı ayna
ların karşısında enseleri bembeyaz kadınlar boyanıyordu. Uzun
uzun parmakları vardı kadınların. öpülmeye alışmış dolgun du
dakları vardı. Kocaman kocamandı kalçaları. O kadınları dü
şünüyordum.
Bir kurt bir geyiği kovalıyorrlu yüreğimde. Geyik soluk so
luğaydı, yorgundu, bitkindi. Karların üzerinde akıp giden bir
yıldız gibiydi. Koşuyordu. Koşmak kurtuluş değildi belki, ama
bir ümitti. Koşmalıydı.
Oysa birer namlu ağzıydı kurdun gözleri. Avına güvenle,
şehvetle yaklaşıyordu. Yeni bilenmiş, sedef saplı bıçaklara ben
ziyordu dişleri. Bütün dileği et ve kandı. tstese geyiğe hemen
yetişebilirdi, ama uzasın istiyordu bu şehvetli koşu, bu bütün
damarlarına yayılan sarhoşluk bitmesin istiyordu.
Ben seni düşünüyordum. Çünkü gcceydi. Scvişmc zama
nıydı insanların. Yalnızdım. Beni kuşatan duvarlar birer beyaz
çarşaftı bu saatte. Kapılar tüylü, yumuşak battaniyelere benzi
yordu.
Ben seni düşünüyordum. Kimbilir ne güzeldin soyundoğun
zaman? Nasıl kadındın? Nasıl öpüşürdün kimbilir? Nasıl kadın
kadın kokardı her yerin? Tutup avuçlarıma sığdırıyordum seni,
gözlerime, dudaklarıma sığdırıyordum.
Sensiz kahrolmak vardı. Seninle yaşamak vardı dolu dizgin.
Seninle her gece birbirimizi yenilcrnek vardı odalarda. Odalara
sığmamak vardı. Bir sel gibi taşmak vardı gecelerden.
Elimi uzatsam tutabilirdİm seni, öyle yakındın. Zamana
kokun sinmişti. Belki de uzaktın günlerce koşsam yctişemezdim
sana. Zamana kokun sinmişti.
Tuttum resmini indirdim duvardan.
Duvar ağlamaya başladı.