11.mektup
korkuyorum. ölmekten mi? hayır, yokluktan. ölmek nihayet birkaç dakikalık mesele. yürümek, uyumak gibi basit bir şey. ama yokluk; ölüm. evet ölmek ve ölüm ayrı şeyler bence. biri sonun başlangıcı biri de son ve yokluk. ölmekte şiir var, duygu var, anlam var. ölüm, sadece karanlık,
boşluk, anlamsızlık.
doğmak başlangıcı yaşantımızın ve çilemizin. ölmek, sonuç. ölümse; öldükten sonraki zaman. o dizgin vuramadığımız at, asla sahip olamadığımız kadın. ölmek elimizde, ölüm tanrının sırrı, bedeli, var oluşumuzun.
ölümsüz olmalıydı ölmek dünyada. insan dilediği anda ölmeli, dilediği
anda yaşamalıydı.
ölümün gelmesini bekleyenler, ölmeyi bilmeyenlerdir. yaşamamız tanrının
bileceği birşey, zamana hükmeden o, ölüme hükmeden de o. yalnız
ölmek bizim. onunla yetinmek kalmış bize bu ölümlü dünyada.
bu tek hakkımızı da suç saymış bizden önce gelenler. suç işlemişler,
günah demişler. yaşatmışlar, yaşamışız, öldürmüşler ölmüşüz. nerede kaldı
bizim üstünlüğümüz? insanlığımız, zekamız nerede kaldı? bitkiler, hayvanlar diledikleri zaman ölemiyorlarsa insan olmadıkları içindir.
ölmek asla şerefsizlik değil. yalnız yaşamaktan korkanlar, yılgınlar mı
ölmek isterler sanıyorsun? cesaret, başkalarına kötülük etme bahasına da olsa yaşamak mı? cesaret, sürekli bir aldanmaya boyun eğmek mi? durmadan aldatmak mı cesaret?
kötü, korkunç bir dünya üzerinde yaşıyoruz. bütün çabamız kendi kendimizi
bitirmek ve son vermek insan nesline. öyleyse bir adam eksilmiş olsa bu şuursuz kalabalıktan ne çıkar?
hatırlıyor musun? bir şiirimde; <bir yere kadar yaşamak güzel, ama bir yerde ölüm güzel oluyor>
demiştim.
işte bugün ölümün o güzel olduğu yerdeyim..