Osmanlı İmparatorluğunu 1876-1909 yılları arasında II Abdülhamid yönetmiştir. 1839 Tanzimat Fermanının açtığı dönemde, temel hak ve özgürlüklere kavuşmak demokratik bir yönetime sahip olmak yolunda, sayısı çok az olan aydınlar arasında bir özlem belirmişti. II Abdülhamid tahta çıkar çıkmaz tarihimizin İlk Anayasasını ve I. Meşrutiyeti ilan etti. Bir süre sonra, kendi yetkilerine hiçbir sınırlama getirmemesine rağmen, anayasayı uygulamadı. Bu ona karşı bir direnmenin doğmasına yol açtı.

II Abdülhamid, istibdatçı yönetimine rağmen, Türk eğitimine hizmet etmiş çeşitli okullar açmıştır. Ama bu okullarda yetişenlerin çoğu istibdat yönetimine karşı direnmişlerdir. Sonunda II. Abdülhamid 1908'de Anayasaya göre meclisi tekrar toplayacağını ilan etti ve II. Meşrutiyet dönemi başladı. Bir süre sonra çıkan, 31 Mart Ayaklanması sonunda duruma el koyan ordu, bu ayaklanmayı çıkarttığı gerekçesi ile II.Abdülhamid'i tahttan indirdi.

II. Abdülhamid'i tekrar meşrutiyeti ilan etmeye zorlayan ve onu 31 Mart olayından sonra tahttan indiren güç, genç asker ve sivil aydınlardan oluşan, başlangıçta gizli, sonra açık çalışan "İttihat ve Terakki Cemiyeti (Birlik ve İlerleme Derneği)"dir.

Bu dernek II. Meşrutiyetten sonra siyasal bir parti durumunu aldı. Seçimleri kazandı. Ama memleketi gereği gibi yönetemedi. Parti ilk önce hükümeti kuramadı. Perde arkasından ülkeyi yönetmeye kalkıştı. Böylece doğan otorite boşluğu savaşlara neden oldu. Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa'nın yönetimindeki İttihat ve Terakki Partisi bu savaşlardan sonra yönetime doğrudan doğruya el koydu. Ama iş işten geçmiş, Trablusgarp tümden ve Balkan Yarımadasında elde kalan son yerler yitirilmişti. İttihat ve Terakki yönetimi, ilk kez milliyetçi bir görüşe sahip yönetim kurmaya çalıştı ise de, deneyimsizliği nedeniyle bunda başarı sağlayamadı. Sonunda en büyük siyasal hatasını işleyerek devleti I. Dünya Savaşı'na soktu.