İnanç bilgelerinin, Himalaya'larda saklandıkları iddia edilen "Yükselen Liderler'le iletişim içinde oldukları söyleniyor. 1875'de Helena P. Blavatsky, "Bilgelik ve Merhamet Liderleri" ile iletişim kurduğunu ve insan ruhunun evrim süreci ile ilgili mesajlar aldığını iddia ediyordu. Blavatsky, tüm inançların çok eski bir dünya dininden yayıldığına ve Ulu Liderler'in bu dini keşfetmemizi ve batı felsefesini bırakıp, doğunun gizemli yanlarını uygulamamızı istediklerine inanıyordu. Ulu Liderler'in, Madam Blavatsky'nin de iletişim kurduğunu söylediği Hz. İsa, Buda ve Konfüçyüs gibi filozofları yetiştirdikleri düşünülüyordu.
Aslında Blavatsky'nin inancı ebedi liderlerin, her yüzyılda bir ortaya çıkan, maddi ve ruhani başarılarını gösteren yeni üyeyi seçme geleneğine dayanan eski bir inanca bağlıdır. En tanınmış isimlerden başında ise belki de St. Germain Kontu gelmektedir. St Germain, Ulu Liderler'in bir üyesiydi ve ölümünden elli yıl sonra bir çok yerde ortaya çıkıyor, topluluğun çalışmalarını yayıyordu. Modern Gül Haç Örgütü, St Germain'in majikal çalışmaları yaymakla sorumlu kişi olduğunu iddia ediyor. 1920'lerde Paris'te Fulcanelli adıyla görüldüğüne ve insanları atom biliminin ilerlemesiyle ilgili olarak uyardığına da inanılıyor. Öteki liderler de zaman zaman günümüzle bağlantılar kuruyorlar, hem de hiç beklenmedik anlarda.
100 Yeraltı Şehri Nerede?

Napoleon Hill, 1940-1960'lar arasına kadar önemli bir bestseller yazarıydı. Son kitabında, isimsiz bir liderden mesajlar aldığını yazmıştı. İsimsiz lider, Himalayalar'daki, ölümsüz liderler okulunda mistik bilgiler öğreten ve Spiritüalizm konusunda yetkin biriydi. Kitapta bu okuldan açıkça bahsediliyor, çalışmalar açıklanıyordu. Nitekim Bram Stocker'in dünyaca ünlü "Drakula" adlı kitabında, bu bilgilerden yararlanılmıştı.
Gizli bir dağda, "Scholomance" adlı bir okul olduğu, her sene on öğrencinin alındığı ve eğitimin döneminin sonunda bir kişinin şeytana hizmet için seçildiği yazıyordu. Okuldaki eğitim Kral-Peygamber Süleyman'ın mistik öğretisine dayalıydı. Daha sonra; Sir George King'in yani Aetherius topluluğunun kurucusu olan kişinin de bu işlerle ilgilendiği bildirilmişti. George King, 144 liderden oluşan Büyük Beyaz Kardeşlik adlı topluluğunun da kurucusuydu. Madam Blavatsky'ye göre; bu topluluk dağlarda yaşıyor, insanoğlunun ruhsal gelişimi üzerinde çalışıyor ve hatta güneş sistemini inceliyordu. Aetherius Topluluğu'nun, kutsal yerler yaratmak için kozmik enerji ürettiği de iddia ediliyor. Linda Goodman adlı Amerikalı bir astrolog, üçüncü kitabı Yıldız İzlerinde; 1970 yılı yılbaşısında Los Angeles'teki otel odasına, Himalayalar'da özel bir eğitim merkezinde yaşadığını söyleyen, Oksford aksanlı birinin geldiğini, adının Nathan olduğunu ve Zen, Budizm ve yoga uzmanı olduğunu, söylediğini yazıyordu. Nathan'ın amacı uygun kişileri bulup eğitmekti. Bu liderler ya da öğretmenler hala yaşıyorlarsa ve ruhani dünya yaşamını değil de, bedensel yaşamı tercih ediyorlarsa, amaçlarını ve nereden geldiklerini bilmemiz gerekir? Bu ölümsüz liderler, anlatılanlara göre Himalayaların el değmemiş bölgelerinde kurdukları 100 yeraltı şehrinde yeraltı geçitlerinde dolaşarak kullanıyorlar. Ayrıca dış dünyadan gelen ziyaretçileri misafir ettiklerini de söyleniyor. Bu kişilerle ilişki içinde olan bazı insanlar, Liderlerin gizli teknolojilerini ve bazı Spiritüalizm çalışmalarını açıklayacakları günün yaklaştığını da söylüyorlar.

İlluminati Nedir?

Global dünya fikrini tamamen mantıksız bulanlar, İlluminati'nin sözü edilemeyecek bir olgu olduğunu söylüyorlar. İlluminati gerçeği, 16.Yüzyıl İspanya'sında Alumbrados (Aydınlanmışlar) adı verilen özgün Hıristiyan tarikatları olan Fransiscanlar'a ve Jesuit'lere kadar gidiyor. İnançlarına göre; kilisenin hiyerarşisine karşı çıkan, kutsal büyü ve insan ruhuyla ilgilenen bir grup, 3 nüsha halinde Inquisitan adıyla bir bildiri yayınlamışlardı. İşte İlluminati o zamanlar doğdu. İlluminati örgütü, Mayıs 1076'da Adam Weishaupt ve Jesuit eğitimi görmüş bir profesör tarafından Bavaria'da kuruldu. Weishaupt ve grubu üniversitelerin eğitim programına girmeyen dini konuları ve mistik olayları incelemeye başladı. Derken bu grup aniden çok popüler oldu ve üye sayısı hemen 2000'i buldu. Üyelerin arasında, Fransa, İtalya, Danimarka, İsveç, Hollanda, Macaristan ve Polonya'dan birçok katılımcı bulunuyordu. Sonra, Grup hemen kendi içinde kollara ayrıldı. Öncelikle Masonlar oluştu ve onluk sistem içinde aşamalara bölündüler. Birçokları Masonların uzun ömürlü olmayacağını ve yüzyıl içinde ortadan kalkacaklarını düşünüyordu. Fakat Masonlar, kendi düşüncelerini aşılamaya devam ettiler. Birçokları Mason örgütünün; tıpkı yüzyıllar önce kurulan Şövalyeler Birliği gibi gizli bir örgütü kamuflaj etmek için kurulduğunu söylüyorlardı. Masonlar, İlluminati örgütünün gizli işlerini kamuflaj amacıyla kurulmuştu. 1970'lerde bazı yazarların İlluminati'nin gizli işlerini anlatan "İlluminatus" adlı kitabı yayınlanmadan önce kimse bu örgütü duymuş değildi. Kitap, gerçeklerle teorilerin birleşiminden oluşmuştu ve okuyucunun kafasında belirli bir düşünceyi oluşturmak için yazılmıştı. Bu arada yazarlardan biri olan Robert Wilson, bu konu sayesinde öylesine ilgi gördü ki, kısa zamanda milyarder oldu.
Peki Ne İstiyorlar?

Wilson'un çalışmalarından sonra İlluminati Örgütü, Tek Dünya Hükümeti (The New Order) fikriyle beraber anılmaya başladı. Bazı kuramcılar, İlluminati Örgütü'ne mensup olanların edebiyatı, politikayı ve Masonları amaçları için kullandıklarını düşünüyorlar. Politik ve ekonomik düşünceleri, Adam Weishaupt'un yayımladığı "Ulusların Refahı" adlı bildiride kendini gösteriyordu. Ekonomik devrimden ve kapitalizmin meziyetlerinden söz ediliyordu. Zaten Amerikan devrimi de bu tarihe rastlıyordu. Bazıları devrimin içinde Masonların ve gizli İlluminati Örgütü elemanlarının da yer aldığından şüpheleniyorlar. Örneğin; o tarihte çıkarılan 1 dolarlık banknotların üzerindeki grafiklerde, birçok mistik sembol görülüyor.
İlluminati Örgütü'nün sembolü sayılan Mısır piramidi, bunlardan birisi. Öyleyse eğer iddia edildiği gibi bu gizli grup Amerika'nın ekonomik ve politik arenasında söz sahibiyse, şimdiden dünyaya görüşleri yayılmaya başlamıştır. Şu günlerde grubun gücünün arttığı ve daha büyük işler yapmaya başladıkları anlatılıyor. Grubun üyeleri, toplumdan çok iyi saklanıyorlar, korunuyorlar ve bir gölge el gibi iş başındalar. Hatta ABD başkanının bile onlara hizmet ettiği söyleniyor.
İmkansızı Hayalin Gerçeği Davos mu?

Bütün bunlar garip mi? Saçma mı? Olamaz mı? Bir topluluk ki; toplumu yönlendiren dev bir güce sahip; ama tanınmıyor ve bilinmiyor. Fakat, bu şimdiden gerçekleşmiş bir durum. Örneğin İngiltere'de deneniyor; Quangos patlamasında yaşandı, seçilmemiş yani illegal bir komite ya da kurul, güçlü kişilerin akrabalarından ya da arkadaşlarından oluşuyor ve istedikleri yasalar meclise girip, çıkabiliyor. Bu şekil ya da sistem, İlluminatiler'in yönetiminde bir parti haline dönüşerek tüm dünyayı yönetemez mi? Aslında bu tür örgütlerin varlığına dair izler ortaya yavaş yavaş çıkıyor. Ama her şey henüz magazin boyutunda ama düşündürücü daha ötesini beklemek zaten mümkün değil çünkü amacın sadece siyasi güç ve çıkara bağlı olduğunu kanıtlamak hatta iddia etmek bile mümkün değil. Üstüne üstlük bir de işin ucunda Himalaya gibi gizemli kaynakların bağları ve izleri de var ve perde arkasında sözü çok edilen bir toplantı var; 25 yıldır, Davos-Dünya Ekonomik Forumu binlerce işadamı, medya patronu, politikacı ve bilim insanının katılımıyla gerçekleşiyor. Kuruluşlar olarak da FBI yöneticileri, Dünya Bankası ve Bundesbank Başkanları, otomotiv ve petrol dünyasının devleri gibi isimler dikkat çekiyor, ünlü siyasetçiler de tabii ki oradalar; yani dünyayı yönetenler; Kamuoyu bu olaydan medyaya izin verildiği kadarıyla haberdar oluyor, yapılan açıklamalarla yetiniliyor. Forum, aslında San Francisco'da bulunan küçük bir şirket tarafından organize ediliyor; adı GBN (Global Business Network). GBN'in, sosyal ve teknolojik alanda dünyanın en iyi beyinlerine sahip olduğu söyleniyor; gelecek tahminleri üzerine çok büyük paralar harcanıyor ve finans boyutunda Shell, AMEX gibi kuruluşların adları geçiyor. Belki de amacın kendisi bilgi değil, yaptığı etki önemli. Sonuçta, GBN dünyanın en büyük ve en önemli danışmanlık kuruluşu olarak kabul ediliyor ve Network'ün üyeleri dünyanın her yeriyle, en ücra köşesiyle ilişki halindeler. Büyük şirketler ve bankalar burada belirli kararlar alıyorlar. İddialara göre GBN'in çekirdek kadrosunda sadece 15 kadın bulunuyor ve ancak beyaz erkekler konular üzerinde karar verebiliyorlar ve profesyonellik çizgisinde ilgilendikleri konularda seçimlerini yapıp, oyunu oynuyorlar. Özetle İlluminati GBN'in kontrolünde ve Ekonomik Forum buluşması, belki de en iyi gizlenmiş toplantıların başında geliyor. Kararlar birçok ülke tarafından uygulanmak zorunda kalıyor. Çünkü katılımcıların önemli ve kesin yaptırım gücü var.
Gerçeklik Kontrolü

Yükselen Liderler, Beyaz Kardeşlik Örgütü ve Beyaz Loca İlluminati şimdilik pek görünürde değiller. En azından şu anda; Fakat ortaya çıkıp yönetimi bir elde toplamayacaklarını kim söyleyebilir? Daha şimdiden yaşamımızı, toplumu ve geleceğimizi kontrol eden mekanizmalar oluşmuş durumda; Hiçbirimiz, global bir yönetimin kokusunu almadığımızı söyleyemeyiz.

Bu örgütlerin üyeleri hala gölgedeler ve bu kişileri ortaya çıkarmalı mıyız acaba? Türkiye'nin son iki aydır yaşadıkları acaba bunun bir minyatürü mü? Yoksa gerilerde, derinlerde, karanlıkta bir yerde sıradan kitlelerin anlamayacağı hatta anlamaması gereken bir olay ya da bir bilgi mi var? Yoksa dünya özellikle belli bir amaca mı yöneliyor; Eğer böyleyse diliyoruz ki, ONLAR artık barışa karar versinler ve dünyada artık kan dökülmesin. Acaba dünya tek Dünya Hükümeti'ne çoktan geçti de, bunun açıklanması için henüz vakit erken mi? Birçoğunuz bu yazıyı ciddiye almayıp, "Haydi canım sen de, böyle bir düşünceyi gerçekleştirebilirler mi sanki?" diyebilirsiniz ama bunun yapılamayacağını da garanti edemeyiz, edemezsiniz.