Garibanın biri, Ulu Cami'nin yüznumarasında boş bulduğu bir kabine alelacele kendini atar. Tam oturmuşken yan kabinden bir ses:
-Merhaba" deyince adamcağız şaşkınlık içersinde:
-Merhabaaa, ser ça'va kurban, diye cevap verir. Ses devam eder:
-Nasılsın?
İlk defa başına böyle bir şey gelen gariban adam afallamış vaziyette:
-Vaaay sağolasaaan. Sen nasılsan ? Der.
Soru yağmuru bütün şiddetiyle devam eder:
-Ne yapıyorsun?
Adamcağız bir anlık tereddütten sonra “Ebdeshanada olduğumu bildığına göre ne yaptığımı da gerek bile” diye kendi kendine söylenir. Yine de kibarlığı elden bırakmaz, cevabı yapıştırır:
-Ma ebdeshanada ne edilir kurban? Senin yaptığın yapiyam.
Adamın sonraki cümlesi muhabbeti sona erdirir:
-Hayatım telefonu kapatıyorum. Yandaki tuvalette bir geri zekalı var. Sana sorduğum sorulara yanıt verip duruyor. Ben seni sonra ararım.