gitti !
Ya sen çekilip gidecektin onun hayatından ya da o bunu yapcaktı.
o yaptı senin yapmaya cesaret edemediğin şeye,duyguların ve mantığın arasında kaldığın ikilemden,bu ilişikiye dair ona dair ne istediğine karar veremediğinden yapamadın sen bunu.uzun bir süredir pskolojinin bu yüzden bozulduğunu bildiğin bu ilişkinin çok çok seni yorduğunu ve üzdüğünün farkında olduğun halde bir türlü yapamadın işte.
zaten canın acıyordu daha da canının yanmasından duymak istemeyeceğin şeyleri duymaktan korktun belki de kimbilir.
bu bahsettiğim kim diye düşünüyorsunuz,bugün sabah kalktığımda arkadaşımdan gelen mesajda o beni bıraktı ,ayrılmak istediğini söyledi ve ayrıldık yazıyordu
içten içe çok sevindim aslında ne kadar zamandır arkadaşımı üzen bu insanın onun hayatından gitmiş olması sevindirdi beni,o yapmasaydı arkadaşım yapamazdı biliyorum çünkü seviyordu bu adamı. ve ona ilişkisine çok bağlıydı belki tüm ipleri ona verecek kadar bağlı olmasaydı, kendisine inciten söz ve hareketlerini hep sineye çekecek kadar inanılmaz anlayışlı olmasaydı belki bu adam kafasına estiği gibi çekip gidemezdi hayatından. bu kadar üzemezdi onu.bir söz vardır ya aşkın gözü kör ,kulakları sağır diye .hiçbir şeyi göremiyor ve duyamıyorsunuz.
neyse biliyorum ki istediği zamanda gelebilceğinide biliyor.böyle hissediyorum başka ilişkilerde kendisini her şekilde çok seven bu insanı bulamıcak tekrar dönme girişimleri olucak.
gerçekten değerini anlıyacagından mı yoksa nasıl olsa o var ,ben onun gönlünü bir şekilde alırım nasıl olsa mantığıyla mı gelicek,bundan emin değilim.
düşüncelerimi genel olarak kendime saklarım ,önemli olan arkadaşımın mutluluğu yıkıcı değil yapıcı olmaya çalışırım .ve alacağı karar bireysel bir karar çok söz söyleme hakkım yok. işte bundan sonra yapması gereken çok verici ,çok anlayışlı olmaması .ya verici de olmalısın,anlayışlı da ama bütün bunların bir denge de olması lazım.öbür türlü karşı taraf hiç bir zaman tam olarak değerinizi anlamıyor,bir kere kaybetme korkusu olmuyor.
kadınlarda da böyle değilmidir zaten,bizim üzerimize çok düşen her dediğimize evet diyen her şeyi sineye çeken pasif bir adam istemeyiz ,ilişkilerimizde kadın ve erkeklerin rolleri farklıdır.erkek arkadaşımızın bir ağırlıgını olmasını isteriz .vakti zamanında bir iki sene önce demet akalınla bir röportaj yapmışlardı çok dürüst ,dobra bir kadın olduğu için çok severim kendisini,her neyse röportajında erkek arkadaşım varlığını hissettirmeli,vurdumu masaya yumruğunu höt höt ettirmeli,bu mecazi anlamda tabi,yani bizden biraz daha baskın her tür kararı bize bırakmayan ,eleştiren,tartışan bu arada kişiler biribirlerini tartışarak tanırlar derim her zaman ,her zaman her şey güllük gülistanlık gitmez gitmemeli de zaten ve bize karşı saygısını,sevgisini hiç bir zaman kaybetmicek yanında huzur ve güven duyduğumuz birilerini isteriz. çok mu şey istiyoruz ?
dostluk ,aşk insanlarla olan tüm ilişkilerimizde de zaten çok çok verici olursak değerinin üstünde değer verip ,her hatayı sineye çekip sonra köşemize çekilip verdiğimiz değerinin karşılığını alamadığımızda ne kadar çok kırılıyoruz, farkındamısınız? kendimden bunu çok iyi biliyorum.
başta beklentisiz yapıyorsak tüm bunları aynı şekilde devam etmeli sonrasında karşılığını daha sonra alırsınız veya almazsınız ama ucunda kaybetcek hiçbirşeyiniz yok.yeter ki çok paye vermeyin kendinizden.sonra daha çok üzülüyorsunuz.
ve kaybetme korkumuz olmalı ,bir gün ikimizden birininde bu ilişkiden azad edebileceğini unutmamalıyız keşke ayrılıklar olmasa ama mutlu olmadığımızbir ilişkiyi yürütmenin bir anlamı yok bence.
bu böyle uzar gider ,o kadar derin ki bu mevzular ,ben de bu konuda ki düşüncelerimi paylaşmak istedim sizinle sadece.
sevgiyle kalın
alıntı