Pi sayısı günü her yıl 14 Mart’ta kutlanıyor. Pi sayısı nedir, kim buldu sorusu araştırılıyor. 14 Mart Pi sayısı günü 2018 yılında Çarşamba gününe denk geldi. Pi sayısının matematik biliminde bir sayının da ötesinde temel bir “sabit” kabul edilmesi, daire ile olan ve hiçbir zaman değişmeyen ilişkisinden kaynaklanır. Pi, “bir dairenin çevresinin, çapına bölünmesi” ile bulunur. Simgesi, Eski Yunanca çevre manasına gelen “????µ?????” (çevre) sözcüğünün baş harfinden gelmektedir. Şaşırtıcı biçimde uzun süre bu oran için hiçbir sembol kullanılmamıştır. Eski Mısır’da yazılmış olan Rhind Papirüsü’nde adı geçen pi sayısı, Ludolp sayısı ya da başka bir deyişle Arşimet Sabiti olarak da ifade edilmektedir. Pi sayısını Babilliler 3 ya da 3,125 olarak kabul ederken, Mısırlılar ise 3,1604 şeklinde kullanmışlardır. Ünlü Türk matematikçisi olan Semerkandlı Gıyaseddün Cemşid El Kaşi, ilk defa 1436 yılında Pi sayısının değerini 16 ondalığa kadar hesaplayarak tarihe ismini yazdırmıştır. Her yıl 14 Mart’ta matematik tutkunları tarafından farklı etkinlikler düzenlenerek kutlanan Pi Günü, matematikte kullanılmakta olan sabit pi sayısı anısına özel olarak kabul edilmektedir. 14 Mart tarihinin Pi Sayısı olan 3,14’e benzemesi, bu tarihin bütün dünyada Pi Günü olarak kutlanmasına neden olmuştur. Ayrıca, Einstein’ın doğum gününün 14 Mart’a denk gelmesi de ilginç bir tesadüftür.
Pİ SAYISI NEDİR?
Pi sayısının matematik biliminde bir sayının da ötesinde temel bir “sabit” kabul edilmesi, daire ile olan ve hiçbir zaman değişmeyen ilişkisinden kaynaklanır. Pi, “bir dairenin çevresinin, çapına bölünmesi” ile bulunur. Simgesi, Eski Yunanca çevre manasına gelen “????µ?????” (çevre) sözcüğünün başharfinden gelmektedir. Şaşırtıcı biçimde uzun süre bu oran için hiçbir sembol kullanılmamıştır. İlk olarak ? sembolü 1652’de Willam Oughtred tarafından kullanılsa da yaygınlaşması 1737 yılında, Leonard Euler’in de bu sembolü kullanması ile olmuştur. Bu sayı kimi kaynaklarda Ludolph sayısı ve Arşimet Sabiti olarak da bilinmektedir.
Pi sayısının sonsuza dek devirli bir şekilde devam ediyor olması, matematikçilerin bu sayıya olan merakının katlanarak artmasına neden olmaktadır. Belki de bunca hassas teknoloji araçlarına sahip olduğumuz günümüzde, bir çemberin çevresini çapına bölmek gibi basit bir problemi halen çözememiş olmamız bize zor gelir. Ne var ki bu değer 4 bin yıl boyunca nice matematikçileri şaşırtmış, nice beyin gücü tüketmiş, çöp tenekeleri geçersiz teoremlerle dolmuş ancak halen tam olarak ne olduğu kavranamamıştır. Yine de matematikçiler yılmamış ve zamanını olabildiğince çok basamağı belirlemeye harcamışlardır.
Peki bu basamakları bulabilmek için bunca çaba neden? Sonuçta 3,14 değeri zaten bir çok hesaplamada yeterli, en titiz mühendis bile yedi haneden fazlasına ihtiyaç duymaz, fizikçiler içinde 15-20 hane yeterlidir aslında.
Aslında bu sorunun kesin bir cevabı yok, Pi’yi arayış bir yerde Everest Dağı’na tırmanmaya benzetilebilir; çünkü orada duruyor.
İnsanlar temelde örüntü arama araçlarıdır denilebilir aslında. Gözlerimiz dünyayı algılar ancak gördüğümüz şey doğrular, eğriler, renkler ve ışıklardan oluşan karmaşık örüntülerdir. Kulaklarımız sesleri işitir ama biz sinyaller, ancak ton ve ritmin ayrıksı örüntülerini ortaya çıkaracak biçimde çözdüğümüz zaman müziği fark edebiliriz. Pi’nin basamakları tümüyle rastlantısal gözükse de onda ki örüntüyü bulma çabamız belki de bu nedendendir. 10 tane yüzü olan bir zar atılmakta ve bir sonraki atışta herhangi bir sayı gelme ihtimali bulunmaktadır. Tamamen tesadüf, belki de değil…Bilemiyoruz henüz…
Pi, sonlu ile sonsuz arasındaki sınırı belirleyerek, kavrama yeteneğimizin sınırlarını öğretir bize. Pi’yi en çok çember oranlarından tanısak da matematiğin ve diğer bilim dallarının her alanında karşımıza gizemli bir biçimde çıkar. Eğer, bu diziyi daha iyi anlayabilirsek, basamakları arasında bir kalıp bulabilirsek ya da birbiri ile ilgisi yokmuş gibi gözüken pek çok denklemde neden açıklayabilirsek, matematiği ve evrenin fiziğini daha temelden kavrayabiliriz belki de…
Pİ SAYISI KAÇTIR?
Eski Mısır’da yazılmış olan Rhind Papirüsü’nde adı geçen pi sayısı, Ludolp sayısı ya da başka bir deyişle Arşimet Sabiti olarak da ifade edilmektedir. Pi sayısını Babilliler 3 ya da 3,125 olarak kabul ederken, Mısırlılar ise 3,1604 şeklinde kullanmışlardır. Ünlü Türk matematikçisi olan Semerkandlı Gıyaseddün Cemşid El Kaşi, ilk defa 1436 yılında Pi sayısının değerini 16 ondalığa kadar hesaplayarak tarihe isminİ yazdırmıştır.
Pİ SAYISI GÜNÜ NE ZAMAN?
Her yıl 14 Mart’ta matematik tutkunları tarafından farklı etkinlikler düzenlenerek kutlanan Pi Günü, matematikte kullanılmakta olan sabit pi sayısı anısına özel olarak kabul edilmektedir. 14 Mart tarihinin Pi Sayısı olan 3,14’e benzemesi, bu tarihin bütün dünyada Pi Günü olarak kutlanmasına neden olmuştur. Ayrıca, Einstein’ın doğum gününün 14 Mart’a denk gelmesi de ilginç bir tesadüftür.
Pİ SAYISI GÜNÜ TARİHİ
İlk kez 1998 yılında San Francisco Exploratorium’da ünlü bir fizikçi olan Larry SHAW tarafından kutlanan Pi Günü, Türkiyede ilk kez 2007 senesinde kutlanmıştır. Amerika ise 12 Mart 2009 tarihini ” Ulusal Pi Günü olarak ilan etmiştir ki tarihi belirtirken önce günü daha sonra da ay belirterek tarih yazan ülkelerde ve fraksiyonel yaklaşımın savunucusu olan matematikçiler ise 22/7 tarihini; yani 22 Temmuz’un Pi Günü olarak kutlanması gerektiğini iddia etmektedirler.
Dünyanın birçok yerinde matematikçiler tarafından matematik – geometri olimpiyatları düzenlenmekle birlikte, pi sayısının virgülden sonraki kısımda en çok yer alan rakamlarını ezberleme yarışmaları yapılmaktadır. 2004 yılında düzenlenmiş olan Pi Günü’nde, “Bay Beyin” ” lakabıyla anılmakta olan Daniel Tammet, Pi sayısının virgülden sonraki kısmında yer alan 22.514 basamağını ezbere okumuş ve dünya tarihinde oldukça önemli bir rekora imza atmıştır