Çalışmalar sonucunda, Hindistan'daki bir kişinin beyninden Fransa'daki 3 kişinin beyinlerine "
halo" ve "
ciao" kelimeleri başarılı bir şekilde aktarıldı. Bu da demek oluyor ki, artık beyinlerimiz, birbirimizden binlerce kilometre uzakta olsak bile “
sohbet edebilecek.”
Böyle bir şey mümkün olabilir mi?
Araştırmacılar, bu sistemi beynin manyetik alanını ve elektrostatik kuvvetini kullanarak gerçekleştirdiler. Değişen manyetik alan ve ona bağlı üretilen elektrik akımının, mesajı bekleyen kişinin beynine aktarılması, EGG makinaları ile sağlandı. Tabii bu aklınıza X-Men'deki
Profesör XI'yı getiriyor olabilir. Aslında bu teknoloji tam olarak Profosör Xl’den ilham alınarak geliştirilmiş.
Çalışmanın en büyük amaçlarından biri, düşüncelerini fiziksel yollarla aktaramayan ya da bununla ilgili sorun yaşayan insanlar için alternatif yaratmak. Günümüzde kendimizi tam olarak ifade etme sorununu, fiziksel yolları kullansak dahi yaşıyoruz. Kelimelerin yetersiz kaldığını düşündüğümüz olmuyor mu? Çoğunlukla yanlış anlaşıldığımızdan, öyle demek istemediğimizden yakınıyoruz. Bilgiyi aktarmak basit olsa da fikirleri ve duyguları aktarmak zor olabiliyor. Bu teknoloji de bu soruna cevap olacak niteklikte.
Artık karşınızdaki insanın hakkınızda ne düşündüğünü tahmin etmek, sevgilinizin tartışırken neler
“söylemediğini” düşünmek veya ailenizin size ne kadar güvendiğini hissetmeye çalışmak gibi zorluklar olmayacak. Görünen o ki, hepsini hissediyor ve düşünebiliyor olacaksınız.
'Seni seviyorum' bile denebilecek
Çalışmalar şu an sadece düşünce aktarımı ile sınırlı. Araştırmacılar yakın gelecekte duygular üzerinde de uygulanabilieceğini öngörüyorlar. Bu da demek oluyor ki, farklı duygular içinde giren ve bu duyguları karşı tarafa “
hissettirmekte” zorlanan bizler için, durum biraz daha kolaylaşacak. Artık
“Seni seviyorum” demek daha anlamlı gelecek. Bu durum “
nabza göre şerbet verenler” ya da “
beyaz yalan severler” için ne kadar iyi olacak bilinmez ama duygularımızı karşı tarafa daha iyi geçirebileceğimiz kesin.
Bu teknoloji, bilgisayarların elimiz kolumuz olmanın çok daha ötesine geçtiğinin bir göstergesi. Kişisel iletişim açısından baktığımızda devrim yaratacak bir çalışma olduğunu düşündüğümüz bu yöntemin, birbirimizi daha iyi anlamamızı ve kendimizi daha iyi ifade edebilmemizi sağlamasını bekliyoruz. Öte yandan bu durum, insan ilişkilerinin o karmaşık fakat çekici gelen belirsizliğini ortadan kaldıracak gibi görünüyor.
Gidip bilim insanına
"Acaba şu kız benden hoşlanıyor mu, bi öğrensek ya" tarzında cümleler kurup bu yöntemi kullanmak aklınıza gelmeye başladı, değil mi?
İşte bizde ne yazık ki böyle çalışıyor mekanizma.. :))