Birleşmiş Milletler tarafından 2012 yılının 20 Mart'ında 'Dünya Mutluluk Günü' ilan edilmişti. Amaç, dünya üzerindeki insanların mutluluğu hatırlamaları, mutluluk üzerine düşünmeli ve kutlamalar yapmalarıydı. 20 Mart 2018'e geldik, şaka maka 6 yıl geçti. Peki gerçekten mutlu muyuz? Mutluluk ya da mutlu olmak üzerine gerçekten kafa patlatıyor muyuz?
Uzmanlar ne diyor?Ben ne yazık ki sadece Türkiye değil tüm dünyanın söz konusu mutluluk ya da mutsuzluk olduğunda fena halde çuvalladığını düşünüyorum. Uzmanlar ne diyor? Uzmanlar, mutsuzluk ve beyin arasında doğrudan bir ilişki olduğunu belirtiyor. Mutsuzluk yaşayanların beyinlerinde ciddi anlamda küçülme olduğu vurgulanıyor. Mutluluğun ise hastalık belirtilerinin daha az hissedilmesini sağladığını ve hastalıkların iyileşmesini kolaylaştırdığını belirtiyor.
Konuya ilişkin bir uzman görüşü de Doç. Dr. Barış Metin'den geliyor; "Özellikle kanser hastaları üzerinde yapılan çalışmalar, mutluluk düzeyi ile 'hastalıkta şikâyet' arasında ters yönlü bir ilişki var" diyor. Yani, hasta olsalar dahi genel mutlululuk düzeyi yüksek olan insanların hastalığa bağlı daha az şikâyet ettiklerini söylemek mümkün.
Eksi ve artılar bir aradaHayat eksi ve artılarla dolu. Sadece pozitiflerden ibaret bir yaşam söz konusu değil. Doğmak pozitifse ölmek de negatif. "Hayat, pozitiften negatife bir yolculuktur" demek istemiyorum, hayat döngüsel. Ergenken daha çok negatif oluyoruz ona bakarsanız, yaşlanırken daha kabullenmiş ve huzurlu oluyoruz.
Yani her şey dengeden ibaret.
Bu yüzden doktorlar bangır bangır "Hastayken moralli olmak çok önemli" diyor.
Çünkü negatif bir şey ancak ve ancak bir pozitif etkenle dengelenebilir.
Potansiyelimizi kullanmıyoruzİnsanlar komplike, karmaşık canlılar. Beyinlerimiz öylesine gelişmiş ki potansiyelimizin bile farkında değiliz, beynimizin küçük bir kısmını faal olarak kullanabiliyoruz. Halbuki aslında potansiyelimiz daha çok.
Ne yapılabilir?
"Hayvanlar ve bitkiler de neymiş? Kahrolsun onlar. Yaşasın insanlık" değil elbette ama yine de insanlar olarak daha çok bireyselleşmeli, daha çok kendi gücümüzün farkına varmalıyız.
Zor olanı yapmak lazımÜzücü bir haberle karşılaştığımızda çökmek, üzüntü yaşamak en kolay yol. Mutluluk nerede, yok!
Zor olanı yapmak gerekiyor. Mutluyken huzurlu, mutsuzken de minimum ölçüde nötr olabilmeli, kalabilmeliyiz.
İnsanlar neler neler yapmış, kendimizi ehlileştirmek bizim elimizde.
20 Mart Dünya Mutluluk Günü'nde yüzde 100 mutlu olmasak bile en azından huzurlu olmamızı diliyorum.
Hayat zaten zor, düşmanlarımız bile bu hayatla başa çıkarak mutlu olmayı hak ediyor...