Mete’nin Tunguzlarla mücadelesi onun politik dehasını, Türk devlet anlayışının özünü ve temelini oluşturur. Bu olay Çin kaynaklarında şöyle anlatılır: “Mete idareyi ele aldığı zaman, Tunguzlar güçlerinin zirvesinde bulunuyordu. Mete’nin tahta oturduğunu öğrenen Tunguzlar, Teoman’a ait bir at istediklerini elçi vasıtasıyla bildirdiler. Mete danışmanlarıyla görüştü. Onlar, atın verilmemesi gerektiğini söylediler. Mete, Tunguzların isteğini yerine getirdi. Bunun üzerine Tunguzlar, Mete’nin kendilerinden korktuğuna inandı ve Mete’den daha ağır isteklerde bulundular. Mete’nin danışmanlarının şiddetle karşı çıkmasına rağmen Mete bu isteklerini de kabul etti. Fakat Tunguz hükümdarının haksız istekleri daha da arttı.
İki devlet arasında kullanılmayan büyük bir toprak parçası vardı. İki devletin askeri birliklerinin dışında insan bulunmayan toprak parçası Hunlara çok uzaktı. Tunguz hükümdarı, gönderilen elçi vasıtasıyla bu toprak parçasını Mete’den istedi. Mete tekrar danışmanlarına sordu. Bazıları, bu toprak parçasının verilebileceğini, bazıları da verilemeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Mete hiddetle parlayarak “Devletin temeli olan toprağı biz nasıl verebiliriz.” diyerek Tunguzlara savaş açtı.
Türkler Ansiklopedisi, C 1, s. 687-708’den özetlenmiştir.
HUNLARA KARŞI İZLENİLEN ÇİN POLİTİKASI
Hunlar, MÖ IV. yüzyıl başlarında Çin’e sürekli akınlar yaptılar. Bu nedenle Çin, Hun akınlarını durdurmak amacıyla daha önce kuzey sınırında inşa ettiği kaleleri, yapılan duvarlarla birleştirdi. Böylece ünlü Çin Seddi inşa edildi. Çin hükümdarları buna rağmen Hunları durdurmayı başaramadı. Bu çaresizlik Çin’i başka önlemler almaya sevk etti:
- Çin prenseslerini Hun hakanlarıyla evlendirerek, prensesin yanında Hun sarayına çok sayıda hizmetkâr gönderdiler. Bu hizmetkârlar casusluk faaliyetinde bulunarak Türkler hakkında bilgi topladılar.
- Türk beylerine hediyeler göndererek onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin’e bağımlı yaşamaya alıştırdılar.
- Hediyeleri ve ekonomik yardımları birden keserek Türkleri itaat altına almaya çalıştılar.
- Türk beylerini birbirlerine karşı kışkırtarak Türk devletinin parçalanmasına neden oldular.
Türkler Ansikopedisi, C 1, s. 704’ten özetlenmiştir.
Ki-ok’tan sonra yerine geçen hükümdarlar zamanında Asya Hun Devleti, Çinlilerin etkisi ve entrikalarıyla sarılmış, Çin hâkimiyetine girmemek için büyük mücadeleler verilmiştir. Ancak bazı başarılara rağmen ülke bütünlüğü korunamamıştır. Böylece Hun Devleti batı ve güney olmak üzere ikiye ayrılmıştır (MÖ 58). Batıda bulunan Hunlar Çinlilerin hâkimiyetine girmişlerdir (MÖ 36). Güney Hunları ise tekrar kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılmıştır (48). Bunlardan kuzeyde olanı Siyenpiler, güneyde olanı ise Çinliler tarafından yıkılmıştır.
Asya Hun Devleti’nin parçalanmasıyla birlikte Hunlar, Çin’in idaresinde kalmışlarsa da millî varlıklarını korumaya çalışmışlardır. Bunların bir kısmı kuzeye çekilerek bağımsız topluluklar hâlinde yaşamış, bir kısmı da batıya göç etmiştir. Batıya göç edenler Kavimler Göçü’ne sebep olmuştur.
Asya Hun Devleti’nin yıkılması ve bazı Türk boylarının batıya göç etmesinden sonra Çin, Asya’nın en güçlü devleti konumuna gelmiştir. Asya Hunlarının bir kolu olan Tabgaçlar, Çin’deki karışıklıklardan yararlanarak Çin’in kuzeyinde devlet hâline gelmişlerdir. Ayrıca Asya’da Orhun ve Selenga ırmakları arasında Avar, İran’da Sasani, Maveraünnehir bölgesinde Akhun Devleti kurulmuştur.