Hun İmparatorluğu, birçok kavimden oluştuğu için devlet düzeni boylar ve daha küçük olan budunlardan oluşuyordu. İmparatora bağlı olan Tanhu birlikleri tüm ülkeyi yönetmekle görevliydi. Devletin hükümdarı ve ailesi ülkenin en iyi sürülerine sahip olup, bu sürüler gene ülkenin en iyi otlaklarında beslenirdi. Özellikle devlet ve saray bürokrasisinde okumuş Çinliler kullanılır hatta Çin üzerine yapılan seferlerde Çin’i iyi bilen danışmanlar kullanılırdı. Türkler arasındaki boyları toplayarak devlet niteliğine sahip bir birlik oluşturan ilk devlet Hun İmparatorluğudur.
Boyların yönetimi sağ ve sol olarak ikiye ayrılırdı. Çünkü güneşin doğuşu yüz güneye çevrilince soldan doğardı. Hunlarda bu terim sol bilge elig ve sağ bilge elig olarak ayrıma tabiydi. Bu ayrımda sol ve sağ krallıklardan bahsedilir. Sol bilge elig, hükümdar ailesini temsil ediyordu. Ordu yönetimi de sol ve sağ olarak ikiye ayrılmıştı. Ordunun komutanların genellikle Tanhunun kardeş ve oğullarından seçilirdi. Bu sol ve sağ kollar, çoğu zorla bağlı kılınmış veya sindirilmişte olsa, bazı boy ve budunlara asker ihtiyacı ve sürülerin çobanlığı için bağımlıydı. Bu ihtiyacı bu konuya bağlı ve mükellef olduğu boy yada budundan sağlanırdı. Göçebe sistemin getirdiği gerekliliğe göre boy ve budun paylaşılır aksine toprağa pek kıymet verilmezdi. Sağ ve sol kolları yöneten eliglerin altında birde Hunlar tarafından dört köşe olarak adlandırılan özerk boylar bulunurdu. Hunlardan Tanhunun soyundan ayrı olarak ayrıcalıklı ve soylu olan dört boy daha bulunurdu. Çin tarihi kaynaklarına göre ikisi sağda-batıda, ikisi de solda-doğudaydı. Bu boyların doğu ve batı yönetimlerine göç etmeleri beylerine olan bağımlılıklarını gösterir. Bu soylu boylardan hepsi Tanhuya bağlı ve aynı zamanda akrabaydılar.
Ordu düzeninde yapılan yerleştirmeler sadece boylardan gelen askerlerden oluşmazdı. Hunlar savaşlarda esir ettikleri askerleri de birliklerinde kullanırlardı. Mete Han kendi adıyla birlikte ölümsüzleşecek onlu ordu sistemini geliştirmişti. Bu sistem Hunlardan sonra sürekli kullanılacak ve Cengiz Han zamanında geliştirilerek 10, 100, 1000 kişilik gruplara ayrılarak sınıflandırılacaktır. Özellikle askeri rütbelerden olan onbaşı, yüzbaşı, binbaşı, tümenbaşı terimleri Mete’nin onlu ordu sisteminden gelmektedir. Orduyu oluşturan aile, boy ve budunlardan büyük aileler 10, boylar 100 ve budunlar ise orduya 1000 asker sağlamakla yükümlüydüler. Tanhu ülkeyi 24 ayrı changa bölmüştü. Tanhunun çevresinde sağ ve sol eligler ve her iki tarafta onbirere askeri lider bulunurdu. Bu şefler sayısı 24 olarak bilinmektedir. Bu şefler arasındaki hiyerarşi, kağanın soyundan gelen prensler ve kıdemli askeri şefler arasında sürüp giderdi. Şeflerin himayesine verilen askerler, şefin kıdemine ve kişisel vasıflarına göre değişebilirdi.
Askeri sistemi merkezi yönetime bağlı olan bir sistem hakimdi. Bu sistem soydan gelen duruma göre değil, sadece merkezi sistemin öncülüğünde kurulan bir sisteme dahil olma gayesindeydi. Şefin emrindeki askerler aynı zamanda şefin emrindeydiler. Zaman zaman boyların başına farklı kişiler atansa da boylar tekrar eski beylerinin çevresinde toplanmışlardır. Hatta barış zamanında askerler kendi beylerine çobanlık yaparlardı. Bu askerler beyleri vasıtasıyla Hun devletine vergilerini öderlerdi. Boylar sistemini farklı bir grup olarak düşünmeyiniz. Bilindiği üzere Hun Devleti, boylardan oluşmaktaydı ve bu boylar, devletin bütün sistemiyle özdeşleşmiştir. Hun Devleti, kavimlerle örülmüş devlet sisteminin güzel bir emsalidir. Kağan, boy ve budunlar arasında iletişimi kurmak için kurultaylar toplardı. Sık olmamakla beraber devlet bekası için bu tür toplantı ve birleşmeler çok önemliydi. Kurultayın devlet kademesi ve diplomasi kayıtları bilinmese de Tanhu fetihler yaptıkça ve topraklar genişledikçe devlet güçlü gözükürdü. Devletin idaresi Tanhuya bağlı olduğu için Çin ve Türkistan’dan gelen erzağın tükenmesi veya kesilmesi halinde çeşitli bölgelerdeki boylar devlete karşı ayaklanırdı. Elde edilen bilgiler ve tarihi kayıtlar Hunların emirlerinde bulunan boy ve budunlara pek karışmadığını ve ince bir bürokrasi ile hakimiyeti altındaki boy ve budunlara karşı hoşgörü siyaseti içinde olmuştur. Hatta esir karakterde bulunan boylar dahi vergilerini öderler ve devlet hakimiyetinde bütün ticari ve zirai ilişkilerine devam ederlerdi. Fakat zamanla bozkır yasasına göre bir boy diğerlerine üstünlük sağlayabilirdi. Evet bu durum boy ve budunlar arasında bir askeri köleliğin kanıtı olabilir fakat bu durum çok çabuk tersine dönerdi. Ayrıca tıpkı Tunguzlarda olduğu gibi köle boyların beyleri de, Hun askeri ve yönetim kademesi ilişkilerinde aktif olarak yer alırdı.