Cumhuriyet: Cumhuriyet kavramının esasını, "cumhur" sözcüğü oluşturmaktadır. Bu bakımdan cumhuriyet, cumhurun eş anlamlısı olan "çoğunluk" tarafından belirlenen yönetimin adıdır.
Dar anlamda cumhuriyet, "Siyasi iktidarı kim kullanacak?" sorusunu; “Yönetim; belirli bir kişi, hanedan, sınıf tarafından değil, toplumun kendi içinde çıkardığı temsilci veya temsilciler tarafından gerçekleştirilmelidir ve kullanılmalıdır.” biçiminde cevaplandırır.


Geniş anlamda cumhuriyet ise, halkın seçtiği yöneticilerin yönetim biçimini, diğer bir anlatımla; nasıl yöneteceğine ilişkin sorunun cevabını kapsamaktadır. Buna göre; yöneticilerin (siyasi iktidar kullanıcılarının), kendilerini seçen bireylerin ortak değerlerine, istemlerine, dileklerine, özelliklerine uygun yönetmesi gerek ve zorunluluğunu ifade eden geniş anlamdaki cumhuriyet, aynı anlam ve kapsamdaki demokrasiyi de içermektedir.

Cumhuriyet yönetiminde birey, devletin köleleri değil, efendileridir. Devletin, bireyi ve birey topluluğunu değil, bireylerin devleti biçimlendirmesi cumhuriyetin önemli diğer bir özelliğidir.


Demokrasi: Halkın yönetimi, halkın kendi kendisini yönetmesi anlamına gelen siyasi yönetim biçimidir. Genel olarak, temsil, çoğunluğun yönetimi, partiler arası karşıtlık ve yarışma, alternatif hükümet şansı, kontrol, azınlık haklarına saygı gibi temel kavram ve düşüncelerle belirlenen politik sistem de diyebiliriz.

Demokrasi yöneticilerin yönetilenler tarafından seçilmesi düşüncesini ifade eder. Demokraside bireyler arasında eşitlik kavramı ön plandadır. Yurttaşlar arasında ekonomik bakımdan büyük farklılıkların olmaması gerektiği, bireylerin doğuştan getirilen ve sonradan sağlanan, ırk ya da mezhebe dayalı ayrıcalıkları olmaması gerekir. Modern demokrasi, yurttaşların aynı hakkı kişisel olarak değil, seçtikleri, yurttaşlara karşı sorumlu olan temsilciler aracılığıyla kullandıkları yönetim tarzı olarak gelişmiştir.

Günümüzdeki demokrasi anlayışı, liberal ya da anayasal demokrasi olarak adlandırılabilir. Bu anayasaya göre bütün yurttaşların ifade ve dinî inanç özgürlükleri güvence altına alınmıştır. Çoğunluğun belirlediği iktidarın, belirli anayasal kısıtlamalar çerçevesi içinde ülkeyi yönettiği yönetim modeli olarak gelişmiştir. Bu bağlamda, tüm yurttaşların önemli kararlara etkin bir biçimde katılmasına doğrudan imkân verir.


Anayasa: Anayasa bir devletin hangi esaslara göre yönetileceğini belirleyen ve mutlak bir şekilde de uyulması gereken bir hukuk metnidir. Bir başka ifadeyle de anayasalar devletin yönetiliş biçimine esas teşkil eder. Zaten anayasanın diğer yasalardan tek ve en önemli farkı da vatandaşları dolaylı olarak etkilemesidir. Çünkü anayasanın asıl muhatapları devlet tarafından yönetilenler, yani vatandaşlar değil; devleti yönetenler, yani siyasiler, devlet memurları, kamu görevlileri ve bürokratlardır. Onların hak ve görevlerini yerine getiriş biçimleri de dolaylı olarak halkı ve vatandaşları etkiler.

Bir devletin temel siyasi ve idari organizasyonu ile vatandaşların temel hak ve ödevlerini belirleyen temel kanun niteliğinde olan anayasa, bu yönüyle bir ülkede tüm kanunların temel dayanağıdır. Anayasa, bir ülkenin egemenlik unsurlarından biri olduğu için, çiğnenmesi ağır suçtur.