Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "İktidarımız, milletimizin duasıyla devam edecektir" dedi.
Partisinin ilçe seçim irtibat bürolarını açmak için Yozgat'a gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. TBMM'de yaşanan tartışmaların ardından kabul edilen HSYK kanunu değişikliğinin CHP'nin Anayasa Mahkemesine götüreceğinin hatırlatılması üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Kanununda değişiklik yapan kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan müzakere sonucunda kabul edildiğini ve kanunun teklifinin müzakereleri sırasında yaşanan tartışmalarda görüşlerin ifade edilmesinde bütün partilerin kendi görüşlerini açıkça belirttiklerini söyledi. Bozdağ, bu sırada yaşanan bazı üzücü hadiselerden dolayı üzgün olduklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü parlamento fikirlerin, görüşlerin serdedildiği, değerlendirildiği ve neticesine göre kararlar verildiği bir yerdir. Orada şiddetin olması kabul edilemez. Milletin temsil edildiği yerde milletin temsiline uygun müzakerelerin olması bizim arzumuzdur, dileğimizdir. İnşallah bundan sonra parlamento görüşmeleri sırasında fikirler yarışır, görüşler yarışır orada değerlendirmeler olur, herkes dağarcığındakini ortaya kor ama asla şiddet ve şiddet görüntüleri olmaz."
Anayasanın 159. Maddesi ve diğer maddelerin gayet açık olduğunu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununda değişiklik öngören teklifin anayasaya aykırı olmadığını ifade eden Adalet Bakanı Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti: "Anayasanın 159. Maddesinde halkımızın referandumda kabul ettiği temel ilkeler korunmaktadır. Kamuoyuna şöyle bir hava veriliyor, sanki 12 Eylül 2010 tarihinde referandumda halkımızın kabul ettiği esaslarda yasa ile değişiklik yapılıyormuş, halkın referandumda evet dediği şey yasayla geri alınıyormuş gibi büyük bir kara propaganda yapılmaktadır, büyük bir çarpıtma yapılmaktadır. Bir defa halkımız bilmeli ki, herkes bilmeli ki Anayasanın 159. Maddesi ile halkımızın 12 Eylül 2010'da kabul ettiği düzenlemelerden geriye gidiş yoktur. Burada kabul edilen esasların değişmesi değiştirilmesi söz konusu değildir. Örneğin bu metinde HSYK üyelerinin seçim kaynakları belirtilmektedir; Yargıtay, Danıştay, Akademi, Cumhurbaşkanımızın seçecekleri ve ilk derece mahkemelerin seçecekleri bunların tamamı korunmaktadır. Kaç kişi seçecekleri tamamı korunmaktadır. Kaç kişi seçecekleri tamamı korunmaktadır. Seçim usulü aynen korunmaktadır. Öte yandan Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun üç daire halinde çalışacağı ifade edilmektedir burada bu da korunmaktadır. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun görevlerini hangi esaslara göre yapacağı Anayasa'da açık ve net olarak ifade edilmiştir. BU görevler aynen Anayasaya uygun şekilde yasada mevcuttur. Yani Anayasanın kabul ettiği temel esası ortadan kaldıran, değiştiren en küçük bir düzenleme bu teklifte yoktur."
CUMHURBAŞKANI'NIN ONAYI OLMADAN KANUNUN ANAYASA MAHKEMESİNE GİTMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Bozdağ, HSYK kanunun da yapılan değişikliği, Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partilerinin çarpıtarak sanki halk oylamasında kabul edilmiş olan anayasa değişikliği ortadan kaldırılıyormuş oradan geri adım atılıyormuş gibi bir hava oluşturulmaya çalışıldığını vurguladı. Bunun gerçekle bir alakası olmadığını anlatan
Bozdağ, şöyle konuştu: "Yapılan değişiklikler Anayasanın yasama yetkisine bıraktığı alanlarda anayasanın diğer hükümlerine uygun HSYK hükmü ve diğer hükümlerine uygun düzenlemeleri içermektedir. Tabi Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesine gidebilir. Bu Anayasanın tanıdığı bir haktır. Ancak bu Cumhurbaşkanı yasayı oyalayıp, yasanın Resmi Gazete'de yayınlanmasından sonra işleyebilecek bir süreçtir. Gidebilir o kendi takdirleridir. Anayasa Mahkemesi kararı kendi verecektir ona dair bir şey söylememiz doğru olmaz." Yasa değişikliğinin Resmi Gazete'de yayınlanmasından önce Anayasa Mahkemesine müracaat etme imkanı olmadığını anlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir yola tevessül ederse kendisi Anayasanın ön gördüğü usulün dışına çıkmış olur, Anayasayı kendisi çiğnemiş olur. Cumhuriyet Halk Partisi'nin buradaki düşüncesi nedir kendisi kamuoyuna açıklayacaktır. Fakat eğer Anayasa Mahkemesine Cumhurbaşkanının onayından önce Resmi Gazete de yayımından önce giderse bu yasama faaliyetine engel olma çalışmasıdır, yasamayı durdurma çalışmasıdır. Halbuki yasalar mecliste görüşülür, kabul edilir, Cumhurbaşkanının bu görüşme ile ilgili onama süreci bu yasama faaliyetinin de bir yandan geçerliliğinin şartıdır, bir parçasıdır. Cumhurbaşkanının onayından sonra ancak süreç tamamlanır."
Resmi Gazete de yayınlandıktan sonra da onun herkesi bağlayıcı bir hale geldiğini anlatan Bozdağ, şöyle konuştu: "Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanımızın onayından önce böyle bir yola gitmeyi düşünmesi veya gideceğini ifade etmesi yasama faaliyetini engelleme çalışmasıdır. Bu açık şekilde anayasanın ortaya koyduğu kurallara aykırıdır. Kaldı ki bu düzenleme içerisinde ne Anayasanın 159. Maddesine ne anayasanın diğer maddelerine aykırı bir hüküm bulunmamaktadır. Yasamaya bırakılan alanlarda düzenleme yapılmıştır."
İKTİDARLAR SANDIKLA GELİR SANDIKLA GİDER
Adalet Bakanı Bozdağ, "Yargı darbesiyle AK Parti hükümetini devirmek için yüksek yargı üyesi hakim ve savcılara yönelik talimatlarını içeren ses kaydı bulunduğu ve AK Parti'nin yüzde 65 oy ile gelse de dosyalarla düşürüleceğinin iddia edildiği ses kaydının bulunduğu" sorusuna şöyle karşılık verdi: "O ses kaydını dinlemedim. Türkiye demokratik hukuk devletidir. Demokratik bir hukuk devletinde herkesin görevleri anayasa ve yasalarla belirlidir. Ona göre görevlerini yaparlar. Tabi o kaset doğru mu o kasette konuşma yapan kişiler belli mi değil mi onları bilmiyorum. Onların doğruluğunu teyit ettikten sonra ona dair bir değerlendirme yapmamız mümkün olabilir."
Demokratik hukuk devletlerinde iktidara gelmenin yolu da iktidardan ayrılmanın yolunun da tek olduğunu anlatan Bozdağ, "O da sandıktır. Sandıkta millet iktidarı verir, iktidarı beğenmediği zaman da sandıkta iktidar değişikliğini bizzat millet yapar. Milletin dışında iktidar değişikliği demokratik bir ülkelerde yapan güç ve kuvvet yoktur, olması da mümkün değildir."