Yazar: Orhan Köksal
Büyük Savaş ya da Harb-i Umumi, savaşa katılan devletlerin güçleri ve savaşın yayıldığı coğrafya dikkate alındığında küresel nitelik taşımaktadır.* Dört yıl süren Büyük Savaş, harp literatürüne getirdiği yeniliklerden daha çok bu yeniliklerin yol açtığı yıkım ile anılmaktadır. Çoğu ilk kez uygulanan bu yenilikler, savaşın gidişatını etkilemesi açısından önem teşkil etmektedir. İtilâf Devletleriyle (Britanya İmparatorluğu, Fransa, Rusya, Sırbistan, İtalya, Romanya, Japonya, ABD…) İttifak Devletlerini (Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı İmparatorlukları, Bulgaristan) karşı karşıya getiren bu savaşta; uçak, tank, denizaltı, seri atışlı top, zehirli gaz gibi silahlar kullanılmıştır. [1]Çanakkale Savaşları, modern savaş statüsünde incelenebilecek ilk savaşlardan biri olmuştur. İtilâf Devletleri tarafından 3 savaş unsuru aynı anda kullanılmıştır. Kara, deniz ve hava birlikleri çağının en üstün teknolojileriyle donatılmış ve birbirlerini tamamlayacak şekilde bu birliklerin misyonları belirlenmiştir. Boğazları ve cephelere yakın limanları abluka altına almakta kullanılmış uçaklar, Türk tarafının karşı hava taarruzu ile karşılaşınca ortaya it dalaşı örnekleri çıkmıştır. Ayrıca ilk uçak gemisi HMS Ark Royal** ve ilk balon gemisi HMS Manica bu savaşta İngilizler tarafından kullanılmıştır. Savaşın başlarında az sayıda olan Türk uçakları keşif ve gözetleme görevi görmüş [2], istihbarat verileri elde edilmesinde ana aktör olmuşlardır. Daha sonra fiilen çatışmaya girmişlerdir. Uçakların işlevi gece taarruzları ile devam ederek İtilâf birliklerine bomba yağdırmışlardır. [3]Birinci Dünya Savaşı havacılığın keşfinde önemliydi
Böylece askerî havacılık; saldırı, savunma, düşmanı yok etme safhasının ilk ön hamlesi olan askerî istihbaratın ele geçirilmesi gibi konularda vazgeçilemeyecek bir unsur hâlini almıştır. 2. Dünya Savaşı’na giden süreçte, ilk harbin havacılık faaliyetleri dikkate alınmıştır. 21 yıllık ara dönemde en çok yatırım yapılan alan havacılık olmuştur. İtilâf hava güçlerinin Çanakkale Cephesi’nde uçak sayısı 48 ile sınırlıyken [4], 1943 yılında sadece Birleşik Devletler’in uçak üretim sayısının 85.898 olması [5] ise; geçen süreçte askerî havacılık faaliyetlerinin ne boyuta geldiğini gözler önüne sermektedir. Bu süreçte uçakların, Çanakkale ve diğer cephelerdeki faydası dikkate alınmaya değer bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.Osmanlı otoritesi Trablusgarp tecrübesinden sonra Çanakkale’de aynı sıkıntıları yaşamak istemiyordu
Türk havacıları, Trablusgarp Savaşı’nda etkinlik göstermemiştir. Lâkin İtalyanlar tarafından dünyanın ilk askerî havacılık faaliyetlerine maruz kalmışlardır. Balkan Savaşları’nın başladığı 8 Ekim 1912 tarihinde Osmanlı Hava Kuvvetleri 17 uçaktan müteşekkildi ve bu havacılar keşif görevi ile mükellefti. Bu dönemde havacılığın geliştirilmesi hedeflenerek Osmanlı havacılarının başına De Goys de Mazeyrac isimli bir Fransız getirilmiştir. 4 Mayıs 1914’te İstanbul’da göreve başlamıştır. Aynı yıl yeni bir yapılanmaya gidilmiş ve Teşkilatı Havaiye Müfettişliği kurularak başına Binbaşı Veli Bey getirilmiştir. Osmanlı havacılığı, 1915 yılında 13’üncü Seyri Havaiye Şubesi tarafından yürütülmüştür. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda, Almanya yanında savaşa girmesi ile birlikte Alman Pilot Üsteğmen Erich Serno başa getirilmiştir. [6] Birinci Dünya Savaşı başladığında ise Osmanlı’da pilot sayısı 12 ile sınırlı kalmıştır. [7]Osmanlı Devleti’nin Hava Kuvvetleri
Savaş başladığında, değişik tiplerde 6 kara uçağı bulunan Osmanlı uçaklarının 2’si onarım halindedir. Tarık Bin Ziyad, Edremit, Ertuğrul adlarını taşıyan 3 adet Bleriot XI-2, Osmanlı adını taşıyan 1 adet Deperdussin A, 1 adet Ponnier, Fethi adını taşıyan 1 adet Rumpler A4/13 Osmanlı Hava Kuvvetlerini oluşturuyordu. En sağlamı bir harp uçağı olan Bleriot’lardır. Deperdussin ilk alınan uçaklardan olmakla birlikte eskisi gibi uçuş yapamamaktadır. Ponnier ise Fransız hediyesi bir turizm uçağıdır. [8]Savaşın ilk yılında Osmanlı Hava Kuvvetleri envanteri
1912 yılında envantere giren Bleriot tayyaresi. Uyruk: Fransa Mürettebat: 1-2 Motor: 1x Gnome 80HP. Kanat Açıklığı:10.36. Uzunluk: 8.20. Yükseklik: 2.57. Boş Ağırlık: 335 kg. Azami Kalkış Ağırlığı: 600 kg. Azami Hız: 106 km/s. Menzil: 370 km. Silah Donanımı: Yok.
İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri Müzesinde (Royal Air Force Museum) Birinci Dünya Savaşı Envanteri bölümünde bulunan Bleriot tayyaresi. (Fotoğraf: Emine Asuhan Aksakal)
İtilaf Devletleri’nin Hava Kuvvetleri
İtilâf Devletleri arasında en gelişmiş uçak teknolojisine sahip ülke Fransa olmuştur. Fransızların envanterinde 216 askeri uçağı bulunmaktadır. 8’er uçaklık 27 filo halinde tertiplenilmiştir. Fransız uçakları arasında: Bleriot XI, Deperdussin, R.E.P., Morane-Saulnier, Nieuport, Henri, Maurica Farman, Voisin, Breguet, Caudron bulunmaktaydı. 7 tane büyük hacimli güdümlü balonu envanterindeki yerini almıştır. [9]İngiltere ise havacılık sektöründe gelişim aşamasındadır. Savaşın başında Kraliyet ordusu 12’şer uçaklık 8 filoya sahipti ve toplam 84 uçağı mevcuttu. Avro, D.H.1a, Wright Twin, Short, Royal Aircraft Factory, Avro 504, Sopwith ve Vickers uçakları İngiliz envanterini oluşturuyordu. [10]İngiltere Kraliyet Hava Müzesinde (Royal Air Force Museum) Birinci Dünya Savaşı Envanteri bölümünde bulunan Caudron tayyaresi. (Fotoğraf: Emine Asuhan Aksakal)
HMS Manica Sabit Balon Gemisi Çanakkale’ye geliyor
HMS Manica, dünyada yapılan ilk balon gemisidir. Çanakkale’ye 9 Nisan 1915 tarihinde gelmiştir. Geminin görevi; Türklere ait top yuvaları, cephaneler ve askeri kamplar gibi hedeflerin yerlerini tespit ederek savaş gemilerine atış yönlendirmesi yapmak olmuştur. Manica’da bulunan balonların 200 metreye kadar yükseldikleri bilinmektedir. Bu gemiye yardımcı olarak Hector Balon Gemisi Çanakkale’ye gelmiştir. [11]HMS Manica Balon Gemisi
Kömür taşımadan, uçak transferine HMS Ark Royal
16 Şubat 1915 tarihinde Çanakkale’ye ulaşmıştır. Beraberinde 3 tane Sopwith, 1 tane Short Folder ve 2 tane Wight Pusher marka uçak getirmiştir. Uçaklar vinç yardımı ile denize indiriliyor ya da gemiye çıkartılıyordu. Gemi ayrıca ana tamir gemisi görevini de görmüştür. [12] Ark Royal 1914’te hizmete girmeden önce kömür taşıma amaçlı kullanılmıştır. [13] Ayrıca Fransız donanmasına ait Foudr Ana Uçak Taşıma Gemisi bulunmaktadır. [14]HMS Ark Royal – Deniz Uçağı Taşıyıcısı / Plan
HMS Ark Royal – Üretilme amacı kömür taşımak olan bu gemi 1. Dünya Savaşında uçakların denize indirilmesi işini görmekteydi.
HMS Ark Royal gemisinden indirilmiş bir Sopwith
İngiltere Kraliyet Hava Müzesinde (Royal Air Force Museum) Birinci Dünya Savaşı Envanteri bölümünde bulunan Sopwith tayyaresi. (Fotoğraf: Emine Asuhan Aksakal)
İngiltere Kraliyet Hava Müzesinde (Royal Air Force Museum) Birinci Dünya Savaşı Envanteri bölümünde bulunan Royal Aircraft Factory tayyaresi. (Fotoğraf: Emine Asuhan Aksakal)
Birinci Dünya Savaşı pilotlarının uçuş malzemeleri
Birinci Dünya Savaşı’nın pilotlarının uçuş yerinin üstü açıktır. Uçaklar, paraşüt kullanacak mekanik donanıma sahip değildir. Yanlarına aldıkları malzemeler ise; rüzgâr başlığı, gözlük, yarı otomatik tabanca, dürbün, fotoğraf makinesi ve can yeleğiydi. Arka koltukta oturan rasıt denilen gözetleme görevlileri ise; harita, saat ve tüfek taşımaktaydılar. Hava hücumlarında; flaşetler, bombalar, özel yapım çiviler ve el bombaları kullanılmaktaydı.[15]İngiltere Kraliyet Hava Müzesinde (Royal Air Force Museum) Birinci Dünya Savaşı Envanteri bölümünde bulunan İngiliz pilot ekipmanı.
(Fotoğraf: Emine Asuhan Aksakal)
İngiltere Kraliyet Hava Müzesinde (Royal Air Force Museum) Birinci Dünya Savaşı Envanteri bölümünde bulunan pilotların kullandığı malzemeler, tayyareye sonradan sabitlenen tüfek (otomatik) göze çarpmaktadır. (Fotoğraf: Emine Asuhan Aksakal)
İstanbul Yeşilköy Havacılık Müzesinden Türk havacılarının ekipmanı. (Fotoğraf: Orhan Köksal)
Cenk AVCI, Çanakkale Savaşı’na katılan İngiliz Onbaşı R. Cook’un açıklamasını aynen şöyle aktarmaktadır: “Bir sabah tıraş olacağımız sırada üzerimizde bir düşman uçağı belirdi. Gelişine pek aldırmamıştık. Yattığı çadırdan fırlayan başçavuş, ‘Bombalar, mızraklar, çiviler!’ diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Pilot bulunduğumuz yere çiviler serpti ve bomba attı. Olay, bugün gerçekleşse gülünecek bir durumdu; ama o günlerde çok önemseniyordu. Hatta atılanların bir kısmı Başkomutan Hamilton’un kaldığı çadırın yanına düştü.” [16]Çanakkale’de, Türk Hava Kuvvetlerinin en deneyimli pilotlarından Pilot Üsteğmen Fazıl, Pilot Yüzbaşı Savmi ve Pilot Teğmen Cemal görev yapmaktaydı.Osmanlı hava meydanları
Osmanlı hava güçleri Çanakkale’de dört yerde konuşlanmışlardır. Yeşilköy Hava Meydanı Komutanı Yüzbaşı Von Serno’nun gözetiminde kurulan dört meydanın ikisi Çanakkale içinde yer almaktaydı. [17] Bu meydanlar şunlardır: Çanakkale’nin kuzeydoğusunda, Çanakkale-Karacaören arasında uzanan toprak arazi, Çanakkale kenti içinden geçen Kocaçay akarsuyunun bir kilometre güneyi, Gelibolu yakasında bir arazi, şimdiki Sütlüce’nin 2 kilometre güneybatısında bir düzlüktür. [18]Çanakkale Cephesi’nde Osmanlı Hava Meydanlarını gösterir harita. (Prof. Dr. Ajun Kurter tarafından çizilmiştir. Türk Hava Kuvvetleri Tarihi kitabının son cildinden alınmıştır.)
Cephe açıldığında Çanakkale’de iş görmez iki Nieuport deniz uçağı mevcuttu
Bu iki uçak Yeşilköy’e çağırılmış, yerine Ertuğrul isimli Bleriot X1-2 uçağı pilot Cemal’in idaresinde Enver Paşa tarafından cepheye gönderilmiştir. Ertuğrul isimli uçak, 18 Mart’a kadar önemli görevler yapmıştır. Bunların başında Bozcaada’nın keşfi bulunmaktadır. [19]4 Şubat 1915 günü bir İngiliz uçağı Seddülbahir ve Kumkale’ye bomba atmışsa da tesir etmemiştir. Daha sonra bir keşif uçuşu sırasında Ertuğrul’a bacalı bir gemiden ateş açılmıştır. [20]1. Hava Bölüğü görevde
1915 başlarında bölgenin hava savunması için 1. Hava Bölüğü görevlendirilmiştir. 3 Mart 1915’te bir İngiliz uçağı Seddülbahir’de düşürülmüştür. Bunun üzerine İtilaf hava birlikleri; Gökçeada, Limni, Bozcaada, Midilli, Sakız, Sisam ve Bozcaada’da konuşlanmışlardır. 18 Mart 1915 sabahında Yüzbaşı Serno Bozcaada tarafına keşfe çıkmış ve İtilaf kuvvetlerinin ciddi hazırlık içinde olduklarını görerek durumu bildirmiştir. Bunun sonucunda Osmanlı kuvvetleri derhal toparlanmışlardır. Türklerin zafer kazanmasında önemli bir rol oynayan keşif uçakları, ön hamle sayesinde istihbari veriler elde etmişlerdir. [21]1 Nisan günü Osmanlı havacıları bir keşif uçuşuna çıkmışlardır. Tekeburnu ile boğaz girişi arasında 6 muhrip görülmüş, Bozcaada’nın kuzeyinde de 6 büyük harp gemisi ile birkaç kömür gemisi, adanın güneyinde bir hastane gemisi keşfedilmiştir. Boğazın girişini konuşlanmış düşman zırhlılarının üzerine Türkler tarafından bomba atılmıştır. Lâkin bomba etkili olmamıştır. [22]Keşif uçuşları neticesinde çekilen fotoğraflar.
Keşif uçuşları neticesinde çekilen fotoğraflar.
Keşif uçuşları neticesinde çekilen fotoğraflar.
İngilizlerden intikam saldırısı
18 Nisan sabahında bir Türk uçağı, İtilâf güçlerinin bulunduğu Bozcaada Hava Meydanına üç adet bomba bırakarak karşı tarafı ciddi zarara uğratmıştır. [23] İngilizler bu saldırı üzerine karşı hamle yapma gerekliliğini düşünmüşler ve bir intikam saldırısı düzenlemişlerdir. 3 uçaktan oluşan bir filo ile Çanakkale Hava Meydanına 45 kg’lık bomba atmışlar ve ciddi hasara uğratmışlardır. Devam eden süreçte balon gemisi Manica, ilk atış yönlendirmesini yaparak toplara kolaylık sağlamıştır. 19 Nisan’da Yarbay Samson ise bir keşif uçuşu sırasında İntepe’de bir top bataryasına 45 kg’lık bomba atmıştır. [24]İtilâflar tarafından en ciddi saldırılardan biri 7 Ağustos’ta Anafartalar muharebelerinin başladığı zaman yaşanmıştır. 5. ordunun cephane ve yiyecek ikmali ile birlikte hasta ve yaralı nakliyatı denizden yapılmıştır. Bu hususu önlemek için İngiliz ve Fransız denizaltıları gemileri batırmak için göreve başlamışsa da boğaza atılan ağ engeli denizaltılara izin vermemiştir. Bu ağı ortadan kaldırmak için İngiliz uçakları yoğun bombardıman ateşine tutmuşlardır. [25]Türk havacılarından önemli hamle
Çanakkale Cephesi’nde Türk havacılarının yaptığı bir keşif İngilizleri hayrete düşürmüştür. Kara savaşlarının başlamadan önce bir ön hamle yapan Türkler, İngilizlerin çıkarma yapacağı yerleri tahmin ederek tespit edilen yerlere dikenli teller çekmişlerdir. Türk uçakları Nisan ayı boyunca Bozcaada ve Limni üzerinde gözetleme uçuşu yapmışlar ve İtilâfların her hareketini takip etmişlerdir. Edindikleri bilgiler neticesinde hazırladıkları raporlarda malzeme ve asker yığımının devam ettiği görülmüştür. Bu çok mühim bilgi öğrenildikten sonra Türk otoritesi, çıkarma yapılması tahmin edilen yerleri dikenli tellerle çevirerek İngilizleri şaşkına uğratmıştır. [26]Kasım 1915’e gelindiğinde Osmanlı havacılığı yeni bir teşkilatlanmaya gitmiştir. 20 Kasım’da Umur-ı Havaiye ismiyle yeniden yapılandırılmış ve tayyare bölük sayısı 9’a çıkartılmıştır. Çanakkale Cephesi’ne 1. ve 6. Hava bölükleri konuşlandırılmıştır. [27]12 deniz uçağı siparişi iptal ediliyor
Bu sırada ilginç bir olay yaşanmıştır. Alman Von Serno, Osmanlı hava gücünde göreve başlamasının ardından eksikleri tamamlamak için çalışmalara başlamıştır. Serno, 12 adet deniz uçağı sipariş etmişse de deniz kuvvetleri gereksiz görerek siparişi geri çekmiştir. [28]1916 yılına kadar hizmette kalan Nieuport Deniz Uçağı. Savaşta iki taraf da yoğun kulanmıştır.
Türk Havacılık Tarihinde bir ilk Çanakkale’de yaşanıyor
30 Kasım’da Türk Havacılık Tarihinde bir ilk yaşanmıştır. Üsteğmen Ali Rıza ve Rasıt Orhan AK 1 Albatros tipi uçakla uçuştayken Kabatepe üzerinde bir Fransız uçağıyla karşılaşmışlardır. Türk uçağından çıkan bir kurşun Fransız uçağın benzin deposuna gelince Fransız tayyare, yanarak İntepe – Helles arasına bir alana düşmüştür. [29]Albatros tayyaresi
Çanakkale’de cereyan eden diğer bir hava savaşı ise; Galata’yı abluka ile ateş altına alan bir İngiliz monitörüne karşı verilmiştir. Türk tayyaresi monitörü bombalamış, monitör isabet alarak ateşi kesmek zorunda kalmıştır. Tam o sırada Türk deniz uçakları, İmroz’a taarruz etmiş ve bir İngiliz tayyare hangarını havaya uçurmuşlardır. [30]İstanbul Yeşilköy Havacılık Müzesinden, Üsteğmen Ali Rıza ve Rasıt’ı Orhan’ın Çanakkale Cephesi’nde düşürdüğü Fransız Farman tayyaresinin sergilenen pervanesi. (Fotoğraf: Orhan Köksal)
İlk Türk hava zaferini anlatan illüstrasyon çalışması. (Havacılık Tarihinde Türkler kitabından alınmıştır.)
Savaşın sonuna doğru Türk havacılarının üstünlüğü daha da perçinleniyor
Savaşın sonuna doğru askeri havacılık faaliyetleri hızla artmıştır. 8 Aralık günü bir İngiliz uçağı Türk topçu ateşi ile Akbaş civarına düşürülmüş, pilotu esir edilmiştir. 3 uçaklık bir Türk filosu keşif dönüşü İngiliz uçaklarının hücumuna uğramıştır. Lâkin tesirsiz bir saldırı olmuştur. Savaşın sonlarına doğru 16 Aralık’ta bir İngiliz uçağı düşürülmüş, 20 Aralık’ta bir deniz tayyare pilotu esir alınmıştır. Bu süreçte savaşın üstünlük kısmı Türklerin eline geçmiştir. 21 Aralık’ta bir Fransız deniz uçağı düşürülmüştür. İtilâfların geri çekilmesini takiben Türk havacıları göklerdeki yerlerini muhafaza etmişlerdir. [31]Trablusgarp’ın ardından Çanakkale Cephesi’nde de askerî tarihe etki edecek birçok ilk yaşanmıştır. İlerleyen süreçte bir silsileye dönüşecek olan bu ilkler, savaşların gidişatını etkileyen yeni bir teknik olan hava yolunun önemini geliştirmiştir. Askerî havacılık, Çanakkale Cephesi’ndeki yararlılığı ile literatürlere vazgeçilemeyecek unsur olarak girmeyi başarmıştır.Değişen taktik strateji dünyasında hava harekatı önemli rol oynamıştır
Çanakkale Savaşları, bilinen yönü ile deniz ve kara olmak üzere iki safhadan oluşmaktadır. Lâkin değişen taktik strateji dünyasında hava harekâtı ana aktör olmasa da savaşın gidişatında önemli bir rol oynamıştır. Daha çok keşif ve gözlem amaçlı kullanılan uçaklara makineli tüfekler yerleştirilmiş, aynı zamanda bir propaganda unsuru olarak kullanılmıştır. Uçakları bertaraf edecek savunma sisteminin olmayışı ise onları bir anlamda dokunulmaz kılmıştır. Uçaklar Çanakkale’deki varlıkları ile keşfi daha da kolaylaştırmıştır. Nihayetinde düşmanı gözlemleyebilmenin en faydalı yolu kuş bakışı bakabilmekten geçmektedir.İtilâf güçlerinin, Osmanlı Devletinden kara, deniz ve hava kuvvetleri açısından üstünlüğü dikkate alındığında ve savaşın galibine bakıldığında, Türklerin bu 3 unsuru daha neticeli kullandıkları görülmektedir. İlk Türk hava galibiyetinin Çanakkale’de kazanılmış olması da Türk Havacılık Tarihinde önemli bir yer oluşturmaktadır.Dipnotlar
*Bu yazı 27 Nisan 2017 tarihinde Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde ÇSATT tarafından gerçekleştirilen Çanakkale Savaşları VII. Ulusal Öğrenci Sempozyumunda sunulan bildirinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş halidir.
**HMS Ark Royal, kömür taşıma gemisi olarak üretilmiş, Çanakkale Cephesinde uçak taşıma işlevi görmüştür.
[1] Ian WESTWELL, Resimli Harp Tarihi Birinci Dünya Savaşı, Türkiye İş Bankası Yay., s. 6.
[2] Harp Mecmû’ası, Yıl: 1 Sayı: 3, Rebi’u’l-evvel 1334.
[3] Cenk AVCI, “Çanakkale Hava Savaşlarında Gerçekleşen İlkler”, Türk Hava Kuvvetlerinin 100’üncü Yılı Uluslararası Tarih Sempozyumu 8-10 Şubat 2011, Genelkurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Mayıs 2013, s. 152.
[4] Osman YALÇIN, “Çanakkale Cephesinde Türk Hava Harekâtı”, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Yıl: 13, Bahar 2015, Sayı: 18, s. 370.
[5] Paul KENNEDY, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, Türkiye İş Bankası Yay., Ankara 1990, s. 415.
[6] Osman YALÇIN, Türk Hava Harp Sanayii Tarihi, Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul 2013, s. XIX.
[7] İrfan SARP, Türk Hava Kuvvetlerinin Doğuş Yılları, Pozitif Yay., İstanbul 2010, s. 65.
[8] Ajun KURTER, Türk Hava Kuvvetleri Tarihi 2 (1914-1916), Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı, İstanbul 2009, s. 39.
[9] A.g.e., s. 37.
[10] A.g.e., s. 37.
[11] AVCI, a.g.m., s. 154 ; YALÇIN, a.g.m., s. 361.
[12] AVCI, a.g.m., s. 153.
[13] WESTWELL, a.g.e., s. 144.
[14] YALÇIN, a.g.m, s. 352.
[15] Cenk AVCI, Çanakkale Cephesi’nde Hava Savaşları, Genelkurmay ATASE Yay., Ankara 2009, s. 55.
[16] A.g.e., s. 55.
[17] A.g.e., s. 41.
[18] YALÇIN, a.g.m., s. 360-361.
[19] Yavuz KANSU-Sermet ŞENSÖZ-Yılmaz ÖZTUNA, Eski Çağlardan 1. Dünya Savaşına Kadar Havacılık Tarihinde Türkler 1, Hv.K.K. Basım ve Neşriyat, Ankara 1971, s. 192.
[20] A.g.e., s. 192.
[21] YALÇIN, a.g.m., s. 356-357.
[22] KURTER, a.g.e., s. 125.
[23] KANSU, ŞENSÖZ, ÖZTUNA, a.g.e., s. 198.
[24] AVCI, a.g.e., s. 51.
[25] A.g.e., s. 53.
[26] KANSU, ŞENSÖZ, ÖZTUNA, a.g.e., s. 202.
[27] YALÇIN, a.g.m., s. 354.
[28] A.g.m., s. 354.
[29] KANSU, ŞENSÖZ, ÖZTUNA, a.g.e., s. 205.
[30] A.g.e., s. 205.
[31] A.g.e., s. 205-209.