Saltığı çözümlemek isteyen usun düşmek zorunda bulunduğu çelişki.
Kant terimidir, Yunanca yasalar arasındaki çelişki anlamına gelen antinomia sözcüğünden alınmadır. Alman düşünürü Kant'a göre saltığın alanındaki bütün önermeler çatışıktır, çünkü bu önermeler deneye vurulamayacaklarından karşılıkları da aynı aynı güçle ileri sürülebilir. Örneğin "Evren sınırlıdır"a karşı "Evren sınırsızdır" denilebilir ve bunların her ikisi de deneysel olarak tanıtlanamaz. Sözcük oyunlarına dayanan kozmolojik tanıtlarsa her iki karşıt önerme için de aynı güçle ileri sürülebilir. Kant, nesneye olduğu gibi özneye de kesin bir bilinemezlik yakıştırdığından, bu gibi kozmolojik önermelere 'saf usun çatışkıları' adını vermiş ve bunları dört ana çatışkıda toplamıştır. Kant'a göre çatışkıyı doğuran dört kozmolojik ide vardır:
1. Nicelik çatışkısı "Evren sınırlıdır-Evren sınırsızdır",
2. Nitelik çatışkısı "Özdek bölünmez atomlardan yapılmıştır-Özdek sonsuzca bölünebilir",
3. Bağıntı çatışkısı "Her şey zorunlu olarak bağıntılıdır-Hiçbir şey zorunlu olarak bağıntılı değildir, özgür nedenler vardır",
4. Kiplik çatışkısı "Evrenin nedeni olan zorunlu bir varlık vardır-Evrenin nedeni zorunlu bir varlık değildir"...
Kant'a göre anlık, duyumsal deneyin sınırlarını aşamayacağından duyumsal deneyin dışında kalan bu gibi önermelerin savı kadar karşısavı da aynı kesinlikle tanıtlanabilir (Nitekim Kant bunları uzun uzun tanıtlama denemelerine girişmiştir), bu halde de hem savı hem de karşısavı doğru saymak gerekir ki bu bir çatışkıdır.
Çatışkılar, Elealı Zenon, platon, Aristoteles gibi antikçağ Yunan düşünürlerince de biliniyordu. Zenon bunlara 'çıkmaz' anlamında 'apriori' diyordu. İ.Ö. 4. yüzyılda Milet'li Eubulides buna örnek olarak "bu tümce yanlıştır" önermesini ileri sürmüştü, bu söz doğruysa içeriğinin yanlış olduğu ve yanlışsa içeriğinin doğru olduğu kabul edilmek gerekiyordu ki bu da bir tümceyi hem doğru hem yanlış saymak, eş deyişle çatışkı'ya düşmek demekti.
Çağdaş semantikçiler de buna benzer antinomileri çözümlemeye çalışırlar.
Uslamlamayı çelişmeye düşürdükleri için çatışık sayılan bu sav ve karşısavların çatışkısı gerçekten tam ve doğru formülleştirilememelerinden kaynaklanmaktadır. Zenon'un ünlü çıkmazları gibi söz oyunlarının dışında kalan mantıksal çatışkılar tam ve doğru olarak dile getirilmekle kolaylıkla çözülebilirler. Kant'ın bu konuda düştüğü yanılgı "Tanrı vardır" ya da "Tanrı yoktur" gibi önermeleri tanıtlanabilir saymış olmasıydı, gerçekte bilgi sürecinde ne böyle bir sav, ne de böyle bir karşısav vardır.