Bilimsel mantığın düşünmede tutarlılığı sağlayan temel ilkelerinden biri.
Çelişmezlik yasası da denir.
Antikçağ Yunan düşünür Aristoteles'in, çeşitli düzeltme denemelerinden geçmekle beraber yerini diyalektik mantığa bırakıncaya kadar temelde aynı kalan, biçimsel mantığın üç ilkesinden ya da yasasından biri çelişmezlik'tir.
Bu ilke çeşitli biçimlerde dile getirilmiştir: Bir şey, aynı zamanda hem kendisi hem de kendisinden başkası olamaz-A aynı zamanda B olamaz-Bir şey aynı zamanda hem olumlanıp hem de yadsınamaz-İki çelişik önermenin ikisi birden hem doğru hem yanlış olamaz...Sonuncu deyiş kimi düşünürlerce ikiye ayrılmış ve birinci bölümü (iki çelişik önermenin ikisi birden doğru olamaz) çelişmezlik ilkesi sayılarak ikinci bölümü (İki çelişik önermenin ikisi birden yanlış olamaz) almaş ilkesi sayılmıştır.
Gerçekte çelişmezlik ilkesi biçimsel mantığın özdeşlik ilkesi'nin olumsuz biçimde dile getirilmesinden başka bir şey değildir. özdeşlik ilkesi'ne göre Ahmet Ahmet'tir, çelişmezlik ilkesine göre de Ahmet Hasan olamaz, ancak Ahmet olabilir. Bu ilke mantıkta şu simgeyle gösterilir(A.À). bu simgede nokta bağlaç ve ikinci harfin üstündeki çizgi olumsuzluk işaretidir.
Bu kuramın geçerliliği soyut düşünme alanındadır, her türlü değişme ve gelişmeden soyutlanmış kavram ve önermelerdedir. Yoksa, Hegel'in gösterdiği gibi, kavram ve önermeler de gelişmeye başladıkları an çelişmeye başlarlar. Kavram ve önermeler de, çelişmezlik'le değil, ancak çelişme'yle gelişebilirler.