Birbirlerini hazırlayan ve birbirlerinin koşulu bulunan nicesel ve nitesel oluşum.



Gelişme, doğasal ve toplumsal bütün olgularda, nicesel ve nitesel değişmelerin birbirlerini oluşturmasıyla gerçekleşmektedir. Örneğin kaynatılan su, yüz dereceye gelinceye kadar nicelikçe değişmeler (evrim) sürecini izler ve yüz derecede birdenbire sıçrayarak nitelikçe değişime (devrim) uğrar ve buharlaşır. Bunun gibi toplumda da bir düşünce önce nicelikçe çoğalır (evrim) ve gereken birikim gerçekleşince birdenbire toplumun niteliğini değiştirir (devrim). Doğasal ve toplumsal gelişme süreci, nicelikten niteliğe ve nitelikten niceliğe geçişlerle sürüp gider. Örneğin bir makine (nitelik) üretimi artırır (nicelik), üretimin artması yeni bir makineyi (nicelikten niteliğe geçiş) gerektirir, yeni makine de üretimi daha çok artırır (nitelikten niceliğe geçiş). Oluşma süreci böylesine eytişimsel bir düzeyde gerçekleşir. Nicelikçe değişme azar azar, nitelikçe değişme ise birdenbire sıçramayla olur. Ama bu hız, oluşumun yapısına ve sıçramanın içinde meydana geldiği koşullara göre değişir.



Gelişme, daima daha üstün bir düzeye doğru ve sarmal, daima eskinin yerine yeniyi getirerek aşağıdan yukarıya bir süreçle gerçekleşir.

Yeni, eskinin kalıcı ve sağlam yanlarını da saklar ve içerir. "Gelişme, hiçbir alanda, kendisine ait eski varlık biçimlerini yadsımaksızın meydana gelmez". Gelişme sürecinin daha önceki aşamalarında elde edilmiş olumlu kazançların sürekliliği ve korunması, evrimsel birikimi gerçekleştirir. Böyle olmasaydı, yeninin eskiyle bütün bağlarını koparmış bulunması evrimsel birikime son verirdi ve eskinin değerli hazinesini taşımayan yeni sadece bir başkalaşmayı gerçekleştirmiş olurdu. Oysa, evrim, aşağıdan yukarıya, yalından karmaşığa doğru yükselen bir 'ilerleme' sürecidir.