Antik Çağ'ın Hippokrates'ten sonra en büyük hekimi sayılan Galenos'a (Araplar en büyük hekimlik yetkesi saydıkları Galenos'a Calinus derler) göre Tanrı'nın belirlediği hayvansal ruh, vücudun her yanma yaygın bir tözdür. Galenos, hekimliği, felsefesel ereklik acısından yorumlamış ve hekimlik felsefesinin kurucusu sayılmıştır. Türkçe yazımıyla dilimizde de kullanılan Galenizm deyimi, hekimlik felsefesini dile getirir.
Galenos, ruhçudur ve ruh kavramını psykhikon ya da pneuma kavramlarıyla dile getirmektedir. Bu terimler Latinceye hayvansal ruh deyimiyle aktarılmıştır. Galenos'a göre bu ruhun her zerresini kapladığı vücut, Tanrı'ca belli bir amaca göre yaratılmıştır. Kanın karaciğerde besinlerden meydana geldiği, karaciğerden alınan doğal ruh'la dokuları besleme gücünü kazandığı, kara kan damarlarından geçerek yüreğin sağ yanma geldiği ve oradan çeper üstündeki göze görünmez deliklerden sol yüreğe geçtiği, sol yürekte yaşamsal ruh’u aldığı ve bütün vücuda yayıldığı, beyne giderek orada da hayvansal ruh'u aldığı ve bu dolaşım sonunda kandan ayrılan hayvansal ruhun sinirler yoluyla vücudun her yanındaki devim, duygu vb. gibi fizyolojisel görevleri gerçekleştirdiği Galenos tarafından ileri sürülmüştür.
William Harvey, De Motu Cordis adlı yapıtında Galenos'un kan dolaşımını keşfetmesine hemen bir parmak kaldığını yazar. Galenos'un bu ruhçuluğu onu dinciler ve metafizikçiler katında yüzyıllar boyunca egemen kılmıştır. Batıda ve doğuda Galenos hekimliğinin ve hekimlik felsefesinin egemenliği, XVI. yüzyıla kadar sürmüştür.