Çok insan dövdüler “Vatanı sevmiyor” diye…

*

Mesele, vatanın en çok neresini sever insan…
Kumarcı; kumarhanelerini…
Akşamcı; meyhanelerini…
Müdür; masasının durduğu yeri…
Maçta taraftarın sevdiği vatan parçası; 45 dakikada bir hafta ile değişir…

*

Hırsız…
Vatanın zifiri karanlığını sever…

*

İki gece önce, vatanın en çok turuncu koltuklarını seven milletvekilleri oyladı ve ormanların satılması komisyondan geçti…
Vatanın en çok patronun kıçının dibini seven gazete ve televizyon yöneticileri yüzünden kimse yeterince duymadı ama tam bir talan yasası:
Tüm ormanlar satılıyor…
Tüm koylar imara açılıyor…
Tüm kıyılarda yapılaşmaya izin veriliyor…
Ormandaki dikili ağaçlar dahi satılabileceği için, ağaç alıyorsun, orman senin oluyor…
Artık ormanların içinde fabrika, tesis kurulabiliyor…
Kısacası; satacak bir şey kalmadığı için, ormanlar, koylar, kıyılar, para karşılığında talancılara açılıyor…
Şimdi sor bakalım:
“Vatanın neresini seviyorsun?..”

*

Biz vatanın çekirgelerini bile sevdik…
Denizini sevdik…
Karlı dağlarını, sisli yaylalarını sevdik…
Kumru seslerini, sazlıkların ıslığını, ağaçların gölgesini, toprağının kokusunu sevdik…
Kırlangıçlarını, bak bahar geldi çiçeklerini sevdik…

*

Ama ana kuzusu askerler sınırlarda kaya parçaları için can verirken…
İki karış çorak Suriye toprağına girildi diye, kırnata-dümbelek eşliğinde devlet erkanı göbek atarken…
Sen dön bu yandan; yeşil ormanlarını, cennet koylarını, altın kıyılarını, yağmacılara sat…
Vatanı senden kurtarmak lazım…
Neresini seviyorsun vatanın?..

Bekir Coşkun