Ludwing Van Beethoven Kimdir?
Küçük yaşlarda müziğe yatkınlığı ile bilinen ve kendisi gibi babası da müzisyen olan Beethoven, dört yaşında iken ilk piyano çalma deneyimini yaşadı. 16 Aralık 1770 doğumlu olan sanatçı, sekiz yaşında ise konser vermeye başlamıştır. Bonn ve Viyana şehirlerindeki eğitiminin ardından Viyana’ya yerleşme kararı aldı. O sırada müzik alanında şöhretin zirvesinde olan Mozart onun için hayran olunacak kişiydi.
1796 yıllarında sağlık sorunları ile karşı karşıya kalan Beethoven, henüz 26 yaşındayken duyma ve konuşma sorunları yaşamaya başlamıştır. Kısa bir süre sonra sadece yazarak iletişim kurabilir hale gelmiştir. Beethoven’in 7 tane engelli kardeşi olduğu ve alkolik bir babanın elinde büyüdüğü için oldukça mutsuz bir çocukluk geçirdiği bilinmektedir.
Ludwing Van Beethoven’in Hayatı
Müzik konusunda başarının zirvesindeyken sağır olan Beethoven, buhranlı geçen bir dönemdeyken intihara kalkıştı. Sonrasında kendini toparlamayı başardı ve birçok önemli eserini bu dönemde bestelemiştir. Eserlerini sadece kendi içinde hissedebilmesine rağmen, Schiller’in Neşeye Övgü şiiri üzerine bestelediği eseri 9. Senfoni ortaya çıkmıştır.
Sonrasında piyano ve keman konçertoları, piyano sonatları sanatçının arkası kesilmeyen çalışmalarından olmuştur. Modern müziğin öncüsü olan Beethoven, müzikteki kuralları göz ardı ederek bestelediği eserleri ile pek çok sanatçıya örnek ve yol gösterici olmuştur. Modern müzikle birlikte romantik müziğin de ilk olarak keşfedilme dönemi, Beethoven’in en parlak dönemine denk gelmektedir.
Klasik müziğin dünyaca tanıdığı Beethoven, benzersiz eserleri ve kendine has tarzı ile birçok kişiyi kendine hayran bırakmıştır. Siroz hastalığı nedeniyle 56 yaşındayken (1827 yılında) yaşamını kaybetmiş ve cenazesine binlerce kişi katılmıştır. İşitme engeli olmasına rağmen, müzik tutkusundan vazgeçmeyip beste yapmaya devam etmiş olması ve büyük ölçüde başarı yakalaması, müziğe olan bağlılığını göstermektedir.
Klasik müzik denince akla ilk gelen isimlerden biri olması, kendisinin bu konuda ne denli başarılı olduğunu göstermektedir. Yaşamının zorlu süreçlerden geçmesine karşın beste ve eserleri ile günümüze miras niteliğinde eserler bırakmıştır. Beethoven birkaç kez aşık olmasına rağmen yaşamı boyunca hiç evlenmemiştir.
Ludwing Van Beethoven’in Eserleri
Yaşadığı dönemde eserleri ile müziğin dahi çocuğu olarak tanınırken, günümüzde hala adından söz ettirmeyi başarmış olan Beethoven, eserleri ile insanlığa pek çok önemli değer bırakmıştır. Eserleri arasında çok sayıda olan senfonilerden en popüler olan 9. Senfonisidir. Aynı zamanda konçertoları da oldukça beğeni gören ve akıllarda kalan eserleridir.
Ömrü boyunca sadece 1 opera besteleme fırsatı bulabilmiştir. Müzik konusunda oldukça titizlikle yaklaşım sergileyen Beethoven, besteleri ile ifade etmek istediklerini çok farklı tekniklerle eserlerine dökmekteydi. Kendine örnek aldığı Mozart’ın çalışma tekniklerini geliştirmeyi amaçlamış, azmi ve tutkusu ile oldukça başarılı ve kendine özgü eserler bestelemiştir. Beethoven’in eserlerini ve kısaca özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Missa Solemnis: Bir ayin duası olarak yazılan bu eser için İslam dünyasında okunan mevlitle eş değer olduğunu söyleyebiliriz. Katolik kiliselerde kutsal ekmeğin yenip, kutsal şarabın içildiği 6 bölümlük bir duadır. Birçok müzik otoritesi Missa Solemnis için müzik tarihinde yazılmış, okunması en zor eserlerden biri tanımlamasını yapmaktadır.
- Egmont Overture: Goethe‘nin ünlü tiyatro oyunu Egmont için yazılmış olan bir bestedir. Üvertür (overture) opera ve müzikallerin başındaki giriş müziğinin adıdır. Goethe’nin oyununa sadık kalınarak 8 bölümden oluşmaktadır.
- 7. Senfoni: 4 bölümden oluşan eser 1812 yılında yazılmıştır. Hayatı boyunca zorluklarla, kadınlarla yaşadığı sıkıntılarla boğuşan Beethoven’in içindekilerinin dışavurumu olarak yorumlanmaktadır. Sıkıntıyı en doğru ve kusursuz şekilde anlatan müzik eserlerinden biri olarak kabul edilir.
- Grosse Fuge: İşitme probleminini yeni çıktığı zamanlarda, kendini içkiye, kadına ve kokaine verdiği dönemde yazdığı eseridir. Anlamı ve maksadı bugün bile anlaşılamayan eseri, %10 hata ile çalabilen orkestralar bile başarılı kabul edilmektedir. Yani öylesi zor bir yapıttır.
- Für Elise: Bu eserin giriş kısmını sanırım hepiniz bilirsiniz. Okullarda kullanılan zillerden veya eski telefonlarımızda kullandığımız melodiden hatırlayacaksınızdır. Alman soprano Elisabeth Röckel için yazılmıştır.
- Kreutzer Sonata: Kreutzer, unutulmaz Rus edebiyatçı Tolstoy‘a ait bir romandır. Beethoven bu eserinde, büyük bir tutkuyla bağlandığı kardeşinin karısına duyduğu aşkı haykırmaktadır. Yaylı ve piyano ile çalınan eserde, keman kadını piyano erkeği temsil etmektedir.
- 3. Senfoni: Müzik tarihinde çağ açmış bir eser olarak kabul edilir. Napolyon Bonapart‘ın iktidarı ele geçirip, yeniden diktatörlük ilan edilene kadar yazılmış en kusursuz eser olarak görülmektedir. 12 Eylül darbesinde çalınması yasaklanmış olan 3. Senfoni, dünyadan uzaya gönderilen ilk müzik eseri olma özelliğini taşımaktadır.
- Ay Işığı Sonatı: Beethoven’in 1801 yılında, Viyana’da yaşadığı dönemde bestelediği eseridir. Bu eser hakkında çok dikkat çekici yorumlar bulunuyor. Çalınmasının birçok piyaniste göre orgazmla eş değer olduğu bunlardan sadece biridir. Sanatçının ilk aşkı olan bir kontesi anlatmaktadır. Beethoven soylu bir aileden gelmediği için kontesle evlenemez ve üzüntüden kendini eve kapatır. İşte bu buhran döneminde de bu harikulade eser ortaya çıkar.
- 9. Senfoni: Ve elbette Beethoven’in hepimizin bildiği, unutulmaz eserlerinden biridir 9. Senfoni. Sonunda insan sesi içeren tek senfonidir. Avrupa Birliği’nde “barışı ve kardeşliği” temsil eden marş olarak kabul edilmektedir. Eserin en önemli özelliği ise bestelendiği sırada, Beethoven’ın iki kulağında da %100 işitme engelinin bulunmasıdır.
- 5. Senfoni: Giriş müziği bir meydan okumayı andıran 5. Senfoni de, ünlü bestecinin en tanınan ve ünlü eserlerinden biridir. Hayatın ona sırt çevirdiğini düşünen Beethoven’ın herkese karşı duyduğu öfkesini ve mücadelesini anlattığına inanılır. Bu bestesi ile; hayatına giren kadınlara, ailesine, çok sevdiği Mozart’a, işitme engeline, kısaca kaderine duyduğu öfkeyi anlatmaktadır.