En'am Suresi, 57. ayet: De ki: "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azap) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah'ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır."
En'am Suresi, 58. ayet: De ki: "Kendisine acele etmekte olduğunuz şey benim yanımda olsaydı, benimle aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu. Allah zulmedenleri en iyi bilendir.
Nahl Suresi, 1. ayet: Allah'ın emri geldi, artık onda acele etmeyin. O (Allah), şirk koştukları şeylerden münezzeh ve Yücedir.
İsra Suresi, 11. ayet: İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir.
Meryem Suresi, 84. ayet: Onlara karşı acele davranma; Biz onlar için ancak saydıkça sayıyoruz.
Taha Suresi, 84. ayet: Dedi ki: "Onlar arkamda izim üzerindedirler, hoşnut kalman için, Sana gelmekte acele ettim Rabbim."
Taha Suresi, 114. ayet: Hak olan, biricik hükümdar olan Allah Yücedir. Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur'an'ı (okumada) acele etme ve de ki: "Rabbim, ilmimi arttır."
Enbiya Suresi, 37. ayet: İnsan aceleden (aceleci olarak) yaratıldı. Size ayetlerimi yakında göstereceğim. Şimdi hemen acele etmeyin.
Neml Suresi, 46. ayet: Dedi ki: "Ey kavmim, neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah'tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz."
Neml Suresi, 72. ayet: De ki: "Belki de acele etmekte olduğunuzun (azabın) bir kısmı size yetişmiştir bile."
Ankebut Suresi, 53. ayet: Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.
Ankebut Suresi, 54. ayet: Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Oysa cehennem, o inkar edenleri gerçekten kuşatıp-durmaktadır.
Saffat Suresi, 176. ayet: Şimdi onlar, Bizim azabımızı mı acele istiyorlar?
Şura Suresi, 18. ayet: Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun; kıyamet-saati konusunda tartışanlar, gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.
Ahkaf Suresi, 24. ayet: Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azap vardır.
Ahkaf Suresi, 35. ayet: Artık sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, Onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün, sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamış(olacak)lardır. (Bu,) Bir tebliğdir. Artık fasık olan bir kavimden başkası yıkıma uğratılır mı?
Zariyat Suresi, 14. ayet: "Tadın fitnenizi. Bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir."
Zariyat Suresi, 59. ayet: Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler.
Tegabün Suresi, 17. ayet: Eğer Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûr'dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim'dir (cezayı vermekte acele etmeyendir).
Kıyamet Suresi, 16. ayet: Onu (Kur'an'ı, kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durma.