Her yaşta disleksiyi anlamanın yolları
Toplumda teşhis konulmamış binlerce kişi bulunur. Dirim Yaşam Akademisi Başkanı Nuran Dirim Ayral, ‘okul öncesi’, ‘okul çağı’ ve ‘yetişkinlerde’ disleksiyi farketmenin yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Disleksi beynin çalışma biçimi ile ilgili bir sorundur ve öncelikle okuma zorluğu ile karakterize edilen bir öğrenme bozukluğudur. Disleksinin düşük zekayla ilgisi yoktur. Her ne kadar disleksi yaşam boyu süren bir durum olsa da teşhis konulduktan sonra tedavi edilebilir ya da hafifletilebilir.
Okul öncesi çocuklarında disleksi nasıl anlaşılır?
Konuşma ve işitmede yaşanan zorluklar: Örneğin araba yerine 'abara' diyorsa; sözcüklerin telaffuzunda güçlük yaşıyorsa; sözcükleri hecelemekte ya da heceleri birleştirmekte zorlanıyorsa; konuşurken sesleri sözcüğe dönüştürebilmede sorun varsa...
Öğrenme zorlukları: Dislektik olan çocuklar fonoloji sürecinde (seslerin işlenmesi) ve görsel–sözel tepki hızında, temel öğrenme konularında zorluk yaşayabilirler. Kendi kelime haznelerini oluşturmada yavaşlık. Genellikle okul öncesi dönemdeki dislektik çocuklar, kısıtlı sayıda sözcük kullanır. Sesleri, harfleri, renkleri ve sayıları hatırlamakta yavaşlık. Dislektik çocuklar bildikleri nesnelerin bile adlarını hatırlamakta yavaştırlar. Kısa şiirleri ya da tekerlemeleri ezberlemede zorluk yaşarlar. En sevdiği videoların bile konusunu hatırlamakta zorluk çekerler.
Fizksel zorluk çekip çekmediğine bakın: Kalem tutma, düğme ve fermuarlarla sorun yaşama ya da diş fırçalama gibi hassas motor becerilerin gelişiminde yavaşlık, sol ve sağı karıştırma, müziğin ritmiyle hareket etmede zorluk.
Okul çağı çocuklarında disleksi nasıl anlaşılır?
Harfleri ve sayıları ters yazma: Yazmayı öğrenirken çoğu ana sınıfı ya da birinci sınıf öğrencisi sayıları ve harfleri yanlış yazmaktadır. Yine de bu daha büyük çocuklar için disleksi belirtisi olabilir ve harfleri ve sayıları ters yazma durumu süreklilik gösteriyorsa çocuğunuzun disleksi için test edilmesi gerekebilir.
Okuma zorluğu: Çocuklar ve gençler arasında disleksi; öncelikle, okumayı akranlarından yavaş öğrenmeleri ya da kendi yaş seviyelerinin gerisinde kalan okuma hızı ile anlaşılır. Bu disleksinin birincil belirtisidir. Okuma sorunları arasında şunlar da bulunmaktadır:
Harfler ve sesler arasındaki bağlantıyı öğrenmede gerilik: "At” "et” "kara” para” gibi kısa sözcükleri birbiriyle karıştırma.
Okuma, heceleme ve yazmada hata yapma: Simetrik harflerin yazımını karıştırma ("d” yerine "b”); tersten okuma, harfleri baş aşağı şeklini algılama ("u” yerine "n”); harflerin yerini değiştirme. Not almada ve bir sonraki bölümde neler olabileceğini tahmin etmede zorluk çekme.
İşitsel (dinleme) ve heceleme sorunları: Disleksinin altında yatan neden, fonolojik işleme, sözcüğü işitme ya da görebilme onu farklı seslere ayırabilme ve her bir sesi sözcük oluşturacak harflere dönüştürme problemidir. Bu çocuklar için özellikle okumayı zorlaştırsa da sık sık çocukların dinleme ve açık ve doğru bir şekilde konuşma yetisini de etkilemektedir.
Disleksinin belirtileri
Hızlı talimatları anlamada ya da verilen talimatın kısımlarını hatırlamada sorun. İşitilen şeyi hatırlamada zorluk.
Düşünceleri Söze Dökmede Zorluk: Çocuk tereddütlü konuşabilir ya da cümleleri yarım bırakabilir.
Heceleri Karışık Söyler: Anlatmak istediği şey için bozulmuş cümleler ya da benzer sözcükler kullanır.
Bozuk Konuşma: Çocuk anlatmak istediği şey için yanlış sözcükler ya da benzer sözcükler kullanır. Kısa şiirler yazmada ya da kavramada zorluk çeker.
Fiziksel Belirtilere Bakın: Disleksi mekansal düzen ile ilgili sorunları da kapsar, dislektik çocuklar motor becerilerle ilgili de sorun yaşar.
Motor becerilerle ilgili sorunlar için yaygın belirtiler şunlardır: Yazma ya da kopyalamada sorun. El yazıları okunmaz haldedir. Sık sık sol ve sağ; kavramlarını karıştırır.
Duyusal Ya Da Davranışsal Belirtiler: Dislektik olan çocuklar özellikle okulda akranlarına görece daha kolay okurken ve yazarken gördüklerinde sorun yaşarlar. Sonuç olarak bu çocuklar daha az zeki ya da bir şekilde başarısız hissederler.
Disleksi teşhisi konmadığı için; Çocuğun öz saygısı düşüktür. Çocuk geride kalır ya da depresiftir, sosyalleşmek ya da arkadaşları ile beraber olmak ilgisini çekmez. Çocukta anksiyete gözlenir. Bazı uzmanlar dislektik çocuklarda anksiyetenin en sık rastlanan duygusal semptom olduğunu ifade etmektedir. Bu çocuklar sık sık kendini öfke ile gösteren bir hayal kırıklığı yaşarlar. Yaşadığı öğrenme zorluğundan dikkatleri uzaklaştırmak için "oyunculuk” dahil olmak üzere davranış bozukluğu gösterir. Odaklanma sorunu yaşarlar ve "aşırı aktif” ya da "gündüz düşü” yaşıyor gibi görünürler.
Engelleme Mekanizmaları: Dislektik olan çocuklar akranları, öğretmenler ve ebeveynlerinin olduğu ortamlarda okuma, yazma ya da konuşma ihtimalinin bulunduğu yerlerde bulunmaktan kaçınırlar. Mahçup olma korkusu ile halka açık bir şekilde yüksek sesle okurken kendilerini kötü hissedebilirler.
Yetişkinlerde disleksi nasıl anlaşılır?
Okuma ve yazma ile ilgili sorunlara bakın: Uzun zamandır disleksi ile yaşayan yetişkinler çocukların yaşadığı problemlerin aynısıyla mücadele ederler. Yetişkinler arasındaki yaygın okuma ve yazma sorunları; Yavaş ve hata yaparak okumak. Yanlış hecelemek. Dislektikler aynı sözcüğü yazının tek bir bölümünde çeşitli şekillderde hecelerler. Yetersiz kelime haznesi. Planlama ve organizasyonda zorluk, bilgi verme ve özetlemede problem yaşama. Zayıf hafıza becerileri ve okuduktan sonra bilgiyi akılda tutma sorunu.
Bazı becerilerin ortalamadan daha gelişmiş olup olmadığına bakın: Dislektikler okuma zorluğu çekseler de bu zeka eksikliği göstergesi değildir. Aslında dislektikler "becerili insanlardır” ve başkalarını okumakta sezgileri son derece yüksek ve etkilidir. Mekana ait düşüne becerileri son derece güçlüdür ve bu tür beceriler gerektiren mühendislik ve mimarlık gibi alanlarda çalışabilirler.
Korkunç sonuçlara yol açabilir: Yukarıdaki belirtilerden herhangi biri nedeniyle çocuğunuzda disleksi olduğunu düşünüyorsanız çocuğunuzun öğretmeni ve doktoru ile konuşun. Erken teşhis, dislektik çocuğun öğrenme soruları ile başa çıkmasına yardımcı olmak için önemlidir. Dislektik çocukların karşılanmayan ihtiyaçları ileriki yaşamlarında korkunç sonuçlara yol açabilir. Örneğin lise öğrencilerinin dörtte biri lise eğitimini yarıda bırakmaktadır.
Dirim Yaşam Akademisi Başkanı Nuran Dirim Ayral:
"Bu çocuklar herkes kadar akıllıdır, sadece beyinleri farklı çalışır”
Disleksi öğrenme güçlüğünün sadece bir tipidir. Öğrenme güçlüğü olan çocukların yüzde 80'i disleksi olduğu için genelde öğrenme bozukluklarının hepsine halk arasında ve medyada disleksi denmeye başlanmıştır. Özgül öğrenme güçlüğü, bir çocuğun zekası normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma-yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir.
Disleksi beynin çalışma biçimi ile ilgili bir sorundur ve öncelikle okuma zorluğu ile karakterize edilen bir öğrenme bozukluğudur. Disleksinin düşük zekayla ilgisi yoktur. Her ne kadar disleksi yaşam boyu süren bir durum olsa da tanı konulduktan sonra tedavi için herhangi bir ilaç kullanılmaz, yanlız eğitimle tedavi edilebilir ya da hafifletilebilir. Disleksi olan bazı çocuklar öğretmenleri ve aileleri tarafından farkedilmedikleri zaman ilgisiz ya da konsantrasyon güçlüğü yaşayan çocuk olarak adlandırılırlar. Disleksi zeka ya da motivasyon ile ilgili bir sorun değildir. Bu çocuklar herkes kadar akıllıdır. Sadece beyinleri farklı çalışır. Bu fark, bilgileri almayı ve işlemeyi etkiler. Ülkemizde öğrenme güçlüğü çok farkında olunan bir alan değildir. 2017 yılından itibaren televizyonlarda gösterilmeye başlayan kamu spotu yayınlarıyla halk tarafından duyulmaya başlanıp ilgi gösterilmeye başlanmıştır.
Birçok çocuk için disleksi okula başladıklarında ve akademik beceriler kazanmakta başarısız olduklarında göze çarpar. Yani çocukların ilkokula başladıkları ilk aylar çok önemlidir. Akademik belirtiler farkedilince zaman kaybetmeden çocuğu bir uzmana götürmesi için aile öğretmen tarafından yönlendirilmedilir. Özellikle ilkokul birinci sınıf okutan öğretmenlere bu konuda çok sorumluluk düşmektedir. Öğretmenlerin öğrenme bozukluğu hakkında bilgi sahibi olması ve yönlendirmesi hayati önem taşımaktadır. Çünkü öğrenme bozukluğu olan bir çocukta eğitim ne kadar erken başlarsa o kadar ilerleme kaydedilir.