Ramazan Yüce Yaratıcımız’ın insanlığa armağan ettiği kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in indirildiği aydır. O Kur’an ki insanlığa şifa rahmet ve rehberdir. O Kur’an ki Müslümanların hayat kaynağı Allah Azimüşşan’dan bir bağışPeygamber Efendimiz’den (s.a.v) bir müjdedir. Tavsiye emir ve yasaklarıyla gönülleri hakka ve hidayete kavuşturmak için indirilen Kur’an-ı Kerim’e bu ayda kavuştuk. Böylesine önemli bir başlangıca şahitlik eden bu ayın adı Ramazan’dır. Ramazan öyle bir aydır ki; içinde bin aydan değerli olan Kadir Gecesi vardır.

Bir anlatıma göre bir gün bir grup sahabi Peygamber Efendimiz’e gelerek “Ya Rasulallah geçmiş ümmetlerden bir adam Allah yolunda bin ay savaş yapabiliyormuş. Bin ay seksen küsur sene ediyor. Biz bütün ömrümüzü versek bu adamın sadece o sevabına erişemiyoruz” derler. Bunun üzerine Allah Teala Kadir suresini indirerek; “Biz o Kur’an-ı Kadir gecesinde indirdik. Sen Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır” ayetiyle Peygamberimiz’i ve ümmetini müjdeler. Evet o geceyi ihya ettiğimizde geçmiş ümmetlerin bin ay Allah yolunda cihat ederek elde edeceği sevaptan daha fazlasını kazanma imkanına sahibiz. Bu ne büyük lütuf değil mi?

Oruç Müslümanı her türlü kötülüğe karşı koruyan kalkan gibidir

Rabbimiz çok büyük hikmetlerle farz kıldığı oruç ibadetiyle ilgili olarak Peygamber Efendimiz’e şöyle buyuruyor: “Oruç ateşe ve kötülüklere karşı bir siperdir. Sizden biriniz oruçlu olduğunuz günde kötü söz konuşmasın ve kavga etmesin.” Peygamber Efendimiz ise “Kim inanarak ve mükafatını Allah’tan bekleyerek oruç tutarsadoğduğu ilk günkü gibi günahlardan temizlenmiş olur” diyerek ümmetini müjdeliyor. Hadis-i şeriflerden anlıyoruz ki; oruçMüslümanı her türlü kötülüğe karşı koruyan kalkan gibidir. Kalplere iman neşesi saçan gönüllere kardeşlik duyguları yerleştiren bir ibadettir.

Ramazan’da eksiklerimizi tamamlayalım


Efendimiz’in (s.a.v) hadis-i şerifte haber verdiği üzere Ramazan ayında şeytanlar bağlanır. Dolayısıyla kalpler iyiye ve güzele daha meyilli olur. Bunun için Ramazan’da eksiklerimizi tamamlamaya daha çok gayret göstermeliyiz. Hata ve günahlarımıza tövbe ederek onlardan kurtulmaya ve bir daha yapmamaya niyet etmeliyiz. Bu konuda Rabbimiz’in yardımını istemeliistikamet üzere dosdoğru olmaya çalışmalıyız.

Normal zamanlarda yaptığımız ibadetleri arttırarak bu ayın rahmet deryasından nasibimizi arttırmaya bakmalıyız. Ailemizle güzel geçinmeli bu güzel ayı tartışma ve tatsızlıklarla gölgelememeliyiz.

Ramazan orucu dini bakımdan bir özür yoksa asla bırakılmamalıdır. Şuna da dikkat etmeliyiz ki; nasıl ki bütün ibadetlerimizi Allah rızası için yapıyorsakorucumuza da sadece Allah rızası için niyet etmeliyiz. Zira Allah rızası için olmayan hiçbir amel Allah katında ibadet değildir. Peygamberimiz (s.a.v) “Bütün ameller niyete göre değerlendirilir” hadisiyle bizleri uyarmaktadır. Yine Allah Rasulü “Nice oruç tutan var ki orucun ona açlıktan başka bir faydası yoktur” ve “Kim kötü söz ve fiilleri bırakmazsa o kimsenin yemeyi ve içmeyi terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur” buyurmuştur.

Bu ölçülere göre; dilinden kötü söz ve dedikodu düşmeyen gönlünden kin haset ve düşmanlık duyguları silinmeyen elinden ve dilinden başkalarının emin olmadığıyoksul ve kimsesizlerin yanında yer almayan kimselerin tuttuğu oruçtan ne fayda beklenir?

“Bu dünya ahiretin harmanıdır”

Kadir gecesiyle teravih namazlarıyla Ramazan ayı ve oruç bizim için büyük bir hazine ve büyük bir fırsattır. Bu fırsatın değerini bilelim. Zamanımızın büyük Allah dostu Gavs-ı Sani (k.s.) Hazretleri’nin buyurduğu gibi “Bu dünya ahiretin harmanıdır. Burada ne tedarik edersen öbür dünyada onunla geçinirsin.”

O halde Kur’an ve oruç ayı Ramazan’ın kıymetini bilelim. Ne zaman geleceği bilinmeyen ölüm kapımızı çalmadan harman ortadayken ebedi dünya için azık dermeye bakalım. Namazla zikirle Kur’an okuyarak ve bol bol tövbe istiğfar ederekgeceleri dua ederek fakirlere yardım ederek aramızdaki kin ve düşmanlığı ortadan kaldırarak birbirimizi severek ve tam bir teslimiyetle Allah Teala’ya sığınarak Ramazan’ı kendimiz ve çevremiz için bir fırsata dönüştürelim.
Benliğimizi ruhumuzu aklımızı fikrimizi insanlığımızı ve dünyamızı oruçla yenileyelim. Umulur ki bu mübarek vakitler bütün hayatımızı ibadete dönüştürmede ve Rabbimiz’in hoşnutluğunu kazanmada bir dönüm noktası ve yeni bir başlangıç olur.