Bir araştırmaya göre Obsesif Kompulsif Bozukluk (OCD) sahibi kişiler baskılama, bilişsel esneklik ve görevler arasında geçiş yapma yeteneği gibi “yürütücü görevleri”ni ölçen görevlerde başarısız oluyorlar. Pek çok obsesif kompulsif, irrasyonel, ısrarlı ve anormal düşüncelere, yahut yıkama, silme, sayma gibi tekrarlayan davranış bozukluklarına sahip.
Bununla beraber OCD terimi çoğunlukla görev ve günlük alışkanlıklarında aşırı detaycı kimseler için kullanılıyor. Hepimizin gardırobumuzu renklere göre düzenlemek veya halka açık tuvaletlerin kapılarına dokunmaktan kaçınmak gibi tuhaf davranışları olabilir. Ancak bu alışkanlıkların OCD ile karıştırılmaması gerekir. OCD genellikle aşırı detaycı veya mükemmeliyetçi olmak şeklinde yanlış algılanıyor; ancak aslında ellerini kanayıncaya kadar yıkamak gibi kişiye zor zamanlar yaşatan alışkanlıkların OCD olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
OCD NEDİR?
OCD semptomları genellikle 25 yaşından önce ortaya çıkmaya başlar ve genel nüfusun %1 – %3’ünü etkiler. Obsesif (takıntılı) düşüncelerle başlasa da her zaman kendini kompulsif (ısrarlı) davranışlarla göstermeyebilir. Ancak zamanla örneğin ellerini yıkama davranışı normalin çok çok ötesine geçer. Obsesif düşünceler kişiyi günlük hayatından koparan tekrarlayan davranışlar olarak görülmeye başlar. En yaygın obsesif düşünceler düzenlilik, temizlik, simetri, güvenlik, şüphecilik, saldırganlık ve istenmeyen cinsel tasarılardır. Bu bozukluğa sahip kimseler, obsesif düşünceleri kompulsif bir davranışla durdurulana kadar başka bir şey düşünemeyebilirler/yapamayabilirler.

Söz gelimi fırını açık unuttuğu düşüncesi ve korkusuyla yemeklerini yiyemeyebilirler, ta ki fırının kapalı olduğundan emin olana dek. Düşüncenin ciddiyetine ve bozukluğun derecesine bağlı olarak OCD sahibi kişiler birkaç saat boyunca bu fikirler yüzünden ızdırap çekebilir ve günlük hayatlarından kopabilirler.
OCD’ye diğer akli rahatsızlıklar da eşlik edebilir. Hastaların pek çoğunda OCD yanı sıra panik atak, sosyal anksiyete, genel anksiyete, bipolar bozukluk, madde bağımlılığı gibi bozukluklar da görülür.
OBSESİF KOMPULSİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU (OCPD)
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu (OCPD) çoğunlukla OCD ile karıştırılır, ancak arada büyük farklar vardır. OCPD yaşayan kişiler obsesif düşüncelerden ve kompulsif davranışlardan şikayetçi değillerdir, aksine bu düşünce ve alışkanlıklarından hoşlanırlar. OCPD sahibi kişiler mükemmeliyetçi olarak tarif edilebilirler; detaylara aşırı önem verirler ve bu yüzden hayat-iş dengesini kuramazlar, görevlerine kendilerini takıntı derecesinde kaptırırlar ve çoğunlukla bütünü göremezler. OCD sahipleri düşünce ve davranışlarının anormal ve irrasyonel olduğunun farkındayken; OCPD sahipleri herhangi bir problemlerinin olmadığını düşünürler.
OCD VE OCPD TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
Her iki bozukluğun da tedavileri benzer, her ikisi de psikoterapi gerektirmekte. Bununla beraber OCD antidepresanlarla da tedavi edilebilir; ancak hastaların %40 ila %60’ı bu tedaviye cevap vermedikleri için başka ilaçlar da gerekebilir. Araştırmalara göre dopamin ve serotonin dengesizliği OCD sebebi olabilir ve bu dengeyi düzeltecek ilaçlar hastalığı da düzeltebilir.
Maruz kalma ve tepki önlemesi, OCD tedavisinde ilk kullanılan davranış terapisidir. Bu terapi istenmeyen bir fikre maruz kalma ve sonucunda gerçekleşen kompulsif davranışı önlemeye çalışma şeklinde çalışır. Bu OCD sahibi kişilerde aşırı stres durumuna sebep olsa da, zamanla gelişme kaydedilir. OCPD tedavisinde ise tam tersine kişilerin takıntılı düşünce ve davranışlarının yerine duygularını ifade etmeleri sağlanmaya çalışılır.