Postmodern dönemde oldukça popüler olan ve çok kullanılan ‘yabancılaşma’ kavramını felsefede ilk olarak Hegel kullanmıştır. Hegel, bu kavramı, suje-obje bağlamında irdelemiştir.
Filozof, bilenden bağımsız bir bilinen olamayacağı teorisine bağlı olarak; insan ancak başka bilinçler tarafından bilindiği, tanındığı zaman, ilişkileri aracılığıyla varlığını tanımlayabilir ve özbilince sahip olur der. Özbilincin oluşması öznenin diğer bilinçlerle ilişkisinde nesne (bilinen) olmasına bağlıdır. Başkaları tarafından tanınmadığı, bilinmediği için özbilinci oluşmayan özne, muhtaçlık hissi duyar ve bununla birlikte yok etme, uzaklaşma hissiyatı içine girer. Bu durumu Hegel, ‘Mutsuz Bilinç’ olarak tanımlar. Mutsuz Bilinç ise, yabancılaşmayı getirir. Çünkü mutsuz bilinç, kendini saltık olmak zorunda hisseder.
Not:
Saltık: Hiçbir şeye bağımlı olmayan, kendi başına var olmaya çalışan demektir.
Özne, suje ve bilen aynı anlamda; nesne, bilinen ve obje de aynı anlamda kullanılmıştır.
Karl Marx da yabancılaşma kavramını Hegel’in çıkış noktasından etkilenerek kendi teorisine uyarlamıştır.