Varoluşçu filozoflardan Soren Kierkegaard, dindar bir ailenin içinde; din öğretileri ve dini yaptırımlara bağlı olarak yetiştirilmiş bir bireydir. Hatta babasının etkisiyle din eğitimi bile almıştır…
Çocukluğunda yaşadığı bu süreç, onun felsefi düşüncelerini de etkilemiştir. Felsefi teorilerinde, din adamlarını, hristiyanlığı eleştirmiş; dinin yozlazmış olan yanlarını ve bireye karşı olan tutumunu sorgulamıştır. O, tanrı ve dinin bireysel bir konu olarak ele alınması gerektiğini düşünür. Ona göre var olmak; kendi kararlarını vermek, kendi seçimlerini yapmak; bir var olan olabilmek adına çabalamaktan geçer, temeli budur. Bu nedenle din de felsefe de bütünsel, tüm hayatı kapsayıcı olmamalıdır; özele, bireye özgü olmalıdır.