Stoa felsefesinde, fizik ve evren; metafizikten her zaman daha önemlidir.
Platon’un idealar dünyasına ve idelerine karşı bir görüşe sahip Stoacılar, gerçekliğin maddi olanda olduğuna inanır. Onlara göre maddi ve somut olan gerçeklik, evrenin ruhu ile canlı bir bütünü oluşturur. Evrenin ruhu maddidir, birleştiren güçtür, logostur ve stoacılar onun ateş olduğuna inanırlar. Evrenin ruhunda zorunluluk hakimdir, her şey bu zorunluluktan, ölçülü bir amaca göre gerçekleşir. (Bahsettiğimiz bu zorunluluğun insan hayatındaki karşılığı da yazgı- kader-dir. Yani yaşamın şekli insan için önceden belirlenmiştir, bu nedenle ölümden korkulmamalı, kadere karşı çıkılmamalıdır…)
Evrenin ruhu yani ateş, tüm canlılarda bireysel ruhlara bölünür. Yani bitki, hayvan ve insanlardaki yaşam gücü ve canlılık, evrenin ruhundan kopup ayrılmış güçlerdir. Bu nedenle ölüm, evrene geri dönmeyi temsil eder.
Panteist bir yaklaşımı benimseyen Stoacılar, her şeyin evrenin ruhundan bir parçaya sahip olduğunu düşündükleri için insanların doğaya göre, doğaya saygı duyarak yaşaması gerektiğine inanırlar.