Perslerle yapılan savaşlar sonrası ekonomik ve siyasi kalkınma amaçlayan Yunan kolonileri, demokratikleşme yolunda hızla ilerlemeye başlamış; sağlam, iyi bir yurttaş ve birey yetenekleri taşıyan vatandaşlar yetiştirmeyi temel amaç edinmiştir. Kriter ise şudur; iyi bir yurttaş; bilgili, pratik ve sosyal açıdan değerli olmalıdır.
İşte bu dönemde yukarıda bahsedilen yeteneklere sahip yurttaşlar yetiştirmek için eğitmen olarak Sofistler ortaya çıkmıştır. Sofist kavramı Yunanca “Sophistes” sözcüğünden gelir ve “bilen kişi” anlamındadır. En önemli Sofist olan Protagoras’a göre Sofistler siyasette yararlı olmayı öğretir ve nasıl hitap edilmesi, konuşulması gerektiğini çok iyi bilen kişilerdir. (rhetorik sanatı)
Ünlü filozoflardan Sokrates, Platon ve Aristoteles, Sofistleri aşağılar ve onları bir şey bilmeyen sadece biliyormuş gibi yapan, laf kalabalığı ile kitleyi oyalayan, göz boyayan kişiler olarak tanımlar… (Platon Diyaloglar kitabının “Sokrates’in Sofist Gorgias ile yaptığı “Söylev Sanatı Üzerine” kısmı bu tanımlamanın ve düşüncenin en önemli kanıtlarındandır, okuyabilirsiniz.)
Özellikle Sokrates’in Yunan demokrasisine inanmamasının ve çökmüş olduğunu düşünmesinin, dile getirmesinin sebebi de (Sokrates’in Savunması kitabı da detaylı olarak bu konuya değinir) yine Sofistlerin demokrasi, iktidar ve eğitim içindeki rolünden kaynaklanmaktadır.
Gümümüzde siyasette çok karşılaştığımız politik cevapların, aslına baktığımızda özünde hiçbir anlam barındırmayan uzun söylevlerin temeli Sofistlere ve Sofistlerin yaklaşımına bağlanmaktadır.