Korkular hayata kendimizi güvenerek teslim edemememize neden olan, bizi kaygılandıran olumsuz negatif duygular bütünüdür.

Hayatın, gittikçe koşuşturmacalı ve kontrol edilemeyen akışı içersinde bazen bir takım zararlar görürüz. Bazen de, bu tarz zorluklarla çok rahat baş edebiliriz, zarar görmeyiz. Kişiler bazen başlarına gelen, kontrol edemedikleri olaylar, tecrübeler karşısında, kendilerine olan güvenlerini kaybederler. Daha önceden korkmadıkları şeylerden korkar hale gelebilirler. Ya da, daha önceden kontrol etme ihtiyacı hissetmedikleri şeyleri, kontrol etme ihtiyacı içine girebilirler.

Yaşadıkları olumsuz, negatif, karamsar, zarar veren olayların yarattığı etkiyle, herşeyi kontrolleri altına almaya çalışan insanlar olmaya başladıkları için, kendi vücutları, nabızları, tansiyonları ve iç organlarında da olup, biten herşeyi kontrol etmeye başlarlar. Bu kontrol etme ihtiyacı daha çok kaygı ve kaybetme korkusu odaklı olduğu için de, muhakak onları daha da çok paniğe düşüren durumlarla karşı karşıya gelirler. Bu durum çok kısa soluklu bir kaygı bozukluğu yaşamanıza neden oluyorsa, sıkıntı yok. Fakat, gündelik hayatınızı ve
yaşam kalitenizi olumsuz yönde etkiliyorsa, daha büyük korku ve panik bozukluğu durumuyla karşılaşmamanız adına, hızlı bir şekilde tedavi sürecine başlamanızda fayda vardır.

İnsan hayatını olumsuz yönde etkileyen farklı korku çeşitleri vardır.

  • Ölüm korkusu
  • Bağlanma korkusu
  • Kaybetme korkusu
  • Başarısızlık korkusu
  • Kontrol edememe korkusu
  • Deprem korkusu
  • İlişki korkusu
  • Yaşam korkusu
  • Sorumluluk korkusu
  • Kapalı alan korkusu
  • Hayvan korkusu
  • Böcek korkusu
  • Örümcek korkusu
  • Yaşlanma korkusu
  • Yanlış seçim yapma korkusu
  • Hata yapma korkusu

....
Korkular yaşadığımız andan bizi uzaklaştırmaktan başka hiçbir işe yaramaz aslında... Bazen geçmişte yaşadığımız olumsuz tecrübelerin aynısını yaşama tedirginliğinden, bazen sevdiklerimize zarar geleceği paniğinden, bazen gelecek kaygılarımızdan dolayı, bazen de çok sevdiklerimizin elimizin avucumuzun arasından akıp gitmesinden duyduğumuz tedirginliklerle aslında hayatı yaşayamamamıza neden olan şeydir, korku...

İçimizde saklamaya çalıştığımız korkularımız bize vücudumuzla birlikte ayna tutar. Bazen yüksek nabız atışları, terleme, uykusuzluk, bir yerde duramama ve bir yere sığamama gibi paniklediğimize dair tepkilerle, bazen de hareket edememe haline neden olan, bedenimizi ve ruhumuzu esir aldığına dair hislerimizle kendini göstermektedir.
Peki size bir soru...En son zarar görmekten korktuğunuz için hareket etmediğiniz 'ne', size olumlu yönde geri döndü?Cevap? ....Evet aynen öyle... Korkular hareket etmemizi ve hayattayken dona kalmamızı sağlayan ve bizleri yaşayan birer ölü olarak dona bırakan zehirlerdir. Bu zehirden kurtulmanın panzehiri ise, hayata, evrene, doğaya, insanlara, çevrenizdekilere ve herşeyden önce kendize, güvenerek teslim edebilmektir...Çünkü korksanız da, korkmasanız da olması gereken şeyler zaten sizin kontrolünüz dışında olmaya ve akmaya devam edecektir.Hayatta korkuları olmayan insan yoktur. Fakat önemli olan “Herkes gibi bende korkabilirim ve korku aslında çok da insanı bir duygudur, önemli olan bunun nedenini bulup çözebilmektir.”, diyen bireyler olabilmektir. Çünkü ancak o zaman korkularınızın varlığını kabul etmiş ve kendi kontrolünüzde çözüp, kendi lehinize çevirebilecek hale gelmiş olursunuz.