Sigorta sektörüne sınıf atlatacak gelişmeler var
JLT Sigorta Reasürans Brokerliği Üst Yöneticisi Servet Gürkan ve İş Geliştirme Direktörü Kerim Gürkan, kefalet sigortasıyla ilgili yeni gelişmelere, parametrik sigortalara dikkat çekti. Bu tür yenilikler Türkiye’nin sigortacılıkta bölgesel merkez olmasını kolaylaştıracak.
Serhat ALİGİL
Sigorta sektörü, son yıllarda olduğu gibi 2017’de de trafik sigortası merkezli bir tartışma içinde. Bunun yeni yılda da sürmesi kaçınılmaz görünüyor. Oysa sektörde, ön sıralara çıkamayan birçok önemli gelişme ve konu var. Bu konuları ve Türkiye’nin sigorta sektöründeki yerini JLT Sigorta Reasürans Brokerliği Üst Yöneticisi (CEO) Servet Gürkan ve İş Geliştirme Direktörü Kerim Gürkan’la konuştuk.
Konumu ve nüfusu düşünüldüğünde, sigortacılık açısından Türkiye’de büyük potansiyel olduğunu hatırlatan Servet Gürkan, nükleer santral, Çanakkale Köprüsü gibi büyük yatırım projelerinin de bu süreci desteklediğini vurguladı. “Örneğin nükleer santral yatırımları için DASK gibi bir sigorta havuzu kurulması gerekecek” diyen Servet Gürkan, şu vurguyu yaptı: “Çalkantılar oluyor ama sektörümüz büyüyor ve bu devam edecek. Ancak sigorta konusunda bir kültürel değişim de gerekiyor. Çünkü Türkiye’de sigortayı bilinçli bir şekilde almıyoruz. Riski hissettikçe teminat alıyoruz. Korkuyla eğitim sonucu bu. Sigortaya ‘hasar olursa ödeyecek’ anlayışıyla yaklaşmak da doğru değil. Ekonomiye, sosyal barışa katkısına bakmalıyız. Örneğin trafik sigortasının kavgaları engellediğini unutmamalıyız. Ayrıca sigortayı vergi olarak algılayan geniş bir kesim de var. Bu noktada sektörümüzün daha iyi anlaşılması için eğitim çalışmaları büyük önem taşıyor.”
Danışmanlık öne çıkıyor
Sektörün de bir değişime ihtiyaç duyduğuna dikkati çeken Servet Gürkan, ‘danışmanlık’ın hızla öne çıktığını anlattı ve “Riski satmak çok standart bir iş. Oysa danışmanlık bilgi demek. Sigorta alımı kolaylaşıyor. İnternet sigortacılığı yaygınlaşıyor. Artık önemli olan danışmanlık. Oraya geliyoruz. Bunun bir ‘network’ü de oluşmaya başladı. Bu büyüme fırsatları getirecek. Ama biz hergün trafik dersek bu tür konularda geriye düşeriz” dedi. Sektörün yeni fırsatlarına ve 2018 yılı gündemine dikkati çeken Kerim Gürkan ise bu kapsamda öncelikli olarak kefalet sigortasıyla ilgili yeni yasal düzenlemeye atıf yaptı. “Bu sigorta sistemde vardı ama son yasal düzenlemeyle uygulama için zemin oluştu. Artık bu sistemi devlet kabul etti” diyen Kerim Gürkan’ın verdiği bilgeye göre 2016 sonu itibariyle bankacılık sisteminde 582 milyar liralık ‘gayrinakdi’ kredi var. Kefalet sigortasının kullanılması bunun ‘nakdi’ kısma geçmesi anlamına gelecek. Sektör de kefalet sigortası kapsamında reasürlerle anlaşmalar yapacak. Kefalet sigortasıyla teminat almak isteyen şirketlerin de finansallarıyla sigorta sektörüne kendilerini iyi anlatmaları gerekecek. Hukuk da bu yeni dönemi beslemeli. Sistemin tahsilat gücü desteklenmeli. Hukuki süreçler hızlı olmalı. Kefalet sigortası, özellikle ortalama yüzde 25’lik hasar/ prim oranıyla sigortası sektörü için önemli bir iş sahası olacak.
Türkiye’nin gündemindeki nükleer santral yatırımını sektör açısından değerlendiren Kerim Gürkan, bu kapsamda DASK kontrolünde bir ‘nükleer sigorta teminat havuzu’ kurulacağını belirtti. Gürkan, “Riskleri büyük olduğu için tüm dünyada bu iş böyle yapılıyor. Bugün dünya genelinde faaliyette olan 480 nükleer santral için 28 havuz var. Paris Konvansiyonu’na tabi bu havuz kısa sürede kurulacak. Havuzun reasürans brokerliğini ve danışmanlığını biz yapıyoruz. Üreticinin sorumlu olacağı teminat büyüklüğü 700 milyon euro olacak. Üçüncü kişilere karşı sorumluluk ve bunun başlangıç kısmı önemli bu sigortanın” dedi. Ayrıca Türkiye’de yeni yeni gelişen parametrik sigortalara özel önem veren Kerim Gürkan, şunları anlattı: “Özellikle yenilebilir enerji; rüzgar enerjisi santralları (RES) ve güneş enerjisi santralları (GES) yatırımcıları için çok önemli. Ancak bu sigorta türü yatırımcılar ve bankacılar tarafından çok bilinmiyor. Oysa bu sigorta sayesinde güneşli gün sayısı, rüzgar hızı gibi belirlenmiş parametreler dahilinde oluşan zararı sigorta şirketleri ödüyor. Böylece yatırımcıların riski ve nakiş akışını yönetmesi kolaylaşıyor. Uzun vadeli bakış açısı getiriyor. Banka kredisi almayı da olumlu etkisi oluyor. Maliyet azalıyor. Bu sigorta için gereken teknolojik altyapıyı da sigorta şirketleri sunuyor.”
Servet ve Kerim Gürkan’a göre kefalet sigortasıyla ilgili yeni düzenlemeler, parametrik sigortalar gibi yenilikler sigortacılığa sınıf atlatacak konular.
"Trafikte tartışma bitmez"
Trafik sigortasıyla ilgili güncel gelişmeleri yorumlayan Servet Gürkan, bu konudaki tartışmanın bitmeyeceğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Çünkü tarafların bakış açıları paralel değil. Farklılıklar çok. Ayrıca ‘kâr ediyor, zarar ediyor, zarar etmiyor’ diye tartışma olmaz. Çünkü bu iş bir matematik işi. Bunun da ancak yanılma payı olur. Bu konunun sürekli gündemde kalması ise sektörü gelişme anlamında yavaşlatıyor. Ancak Türkiye Sigorta Birliği’nin yeni yönetimi bu konuda önemli çalışmalar yapıyor.”
“Varlık fonu reasürans kurmak için kullanılabilir"
Sigorta sektörünün ana girdisinin sermaye olduğunu belirten Kerim Gürkan, bu kapsamda Varlık Fonu’nun bir reasürans kurmak için de kullanılabileceğini ifade etti. Reasürans alanındaki yatırımların eksikliğe dikkat çeken Kerim Gürkan, “Varlık Fonu üzerinden bir reasürans havuz yaratılabilir. Buna çok uygun” dedi. Servet Gürkan ise Türkiye’nin özellikle bölgesel anlamda bir ‘sigorta hub’ı olması gerektiğine işaret ederek şöyle devam etti: “Mali durum yeterlidir’ dendiğinde para, sermaye oraya gelir. Oysa bu tür işlerde bir şirketin notunun tavanı ülke notudur. Bu da şirketlerin iş yapma şansını azaltıyor. Varlık Fonu ise bunu ortadan kaldırıyor. Varlık Fonu üzerinden KGF’ye benzer bir reasürans havuzu kurulabilir. Bu yurtdışına açılmak için de lazım. Varlık Fonu’ya bu konuyu görüştük.” Servet Gürkan bu tür bir havuzun hizmet ihracı anlamına da geleceğini kaydetti.