KGF, Kredi Garanti Fonu’nun kısa adı. Şirketlerin bankadan kolay kredi alabilmesi için yardımcı oluyor. Kefalet vererek.
Bankalar, şirketlere kredi kullandırırken sistemde KGF varsa, işlemler kolaylaşıyor.
AKP, reel sektörün derinleşen borç krizini bir süredir KGF’yi yoğun kullanarak aşmaya çalışıyor.
Bunun için de riskli bir adım atıldı ve Hazine devreye sokuldu.
KGF şirketlere kefaletle destek olurken, Hazine’nin de KGF’ye destek olmasının önü açıldı. (Buna da “kontrgaranti” deniliyor.)
Fakat Hazine’nin devreye sokulmasının, “nasıl olsa affedilir” demeden vergisini düzenli ödeyen sıradan insanlar, çalışanlar için şöyle bir olumsuz yanı var:
Hazine, geri ödemeleri risk taşıyan bir borcu üstlenmiş oluyor. Hem de bütçe dışı.
Gerçi KGF, daha önce bu yöndeki yorumları spekülatif bulduğunu bildirdi, riskin yüksek olmadığını açıkladı. Fakat bu itiraz, KGF’nin bütçe dışı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Şirketler önceden belli mi?
İki gün önce KGF’de yeni bir “dilim” açıklandı. “Dilim” lafı lütfen yanıltmasın.
35 milyar liradan bahsediyoruz. Hazine ile imzalanan protokole göre şirketlerin kullanımına açılan yeni paketin tutarı bu.
İşletmeler bu paketteki kredileri 1 yılı geri ödemesiz 5 yıl vadeli kullanacak. Ekonomi kulisleri şunu konuşuyor: Yeni ek tutar, özel bankalardaki sorunlu kredilerin kamu bankalarına taşınarak kamunun sırtında yapılandırılması için değerlendirilecek.
Eğer böyleyse durum vahim.
Yanı sıra bir gelişmeye daha dikkat çekiliyor. 2017’deki KGF tanıtımları, adeta davul çalarak yapılmıştı. Siyasilerin, bakanların, bürokratların demeçlerini hatırlayın. Fakat bu son dilim dikkat çekecek kadar sessiz sedasız açıldı.
Acaba bundan yararlanacak firmalar belli mi?
Malum, büyük büyük gruplar yeniden yapılandırma için kuyruğa girdi adeta.

Şehir Hastaneleri’nde büyük sansür
2017’de dört şehir hastanesi açıldı: Yozgat, Mersin, Adana, Isparta.
Bu ay başında açılan Kayseri ile 2018’de beş şehir hastanesi planlanıyor:
Ankara-Bilkent, Elazığ, Eskişehir ve Manisa.
Evet, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle yaptırılan şehir hastanelerini müteahhit şirketler yapıyor. Doğru; krediyi de şirketler buluyor.
Fakat onlarca kez yazdığımı bıkmadan yine yazıyorum:
AKP kadroları “Milletin cebinden beş kuruş çıkmıyor” derken doğru söylemiyor.
Sağlık Bakanlığı, bu hastaneler için müteahhitlere kiracı.
30’un üzerindeki şehir hastanesine 25 yıl kira ödenecek.
Dördünde de başladı. Fakat döviz cinsinden belirlenmiş kira bedelleri gizli. Zira sözleşmeleri ticari sırmış!
Bakanlık veri karartıyor
Buna rağmen hastane bazında olmasa bile, verileri toplu olarak izlediğimiz güvenilir bir kaynak vardı: Kalkınma Bakanlığı raporları.
Bakanlık uzmanlarının 2015 ve 2016 yılı gelişmelerini analiz ettiği “KÖİ 2015” ve “KÖİ 2016” raporları sayesinde şu kritik bilgiye ulaşmıştık:
2015’te 17 hastane için 27 milyar dolar olan kira yükümlülüğü, 2016’da 18 şehir hastanesi için 30 milyar dolara yükselmişti. Taze haber: Şimdi 2017 raporu çıktı. Bakanlığın, “Yatırım Programlama İzleme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü”nün raporuna baktık. Bir de ne görelim, şehir hastanelerinde devletin, proje sayısına göre kira yükümlülüğünü gösteren tablolar artık yok!
Belli ki AKP iktidarı, her mitingde bağırdıkları “Milletin cebinden beş kuruş çıkmıyor” propagandasının doğru olmadığını devlet rakamlarıyla kanıtlamamızdan rahatsız olmuş.
Fakat istendiği kadar gerçekler karartılsın:
Devletin 18 hastane için 30 milyar dolarlık bir kira yükümlülüğü olduğunu artık biliyoruz.


Dört hasta ne 1.5 milyar dolar
Henüz karartılmadan önce. Bakanlığın iki raporundaki iki veri bize şunu göstermişti:
Yapımları hızla tamamlanan şehir hastanelerinde (ŞH) ödenecek kira bir yılda yüzde 10 arttı.
Hastane sayısı 17’den 18’e çıkarken, yani bir hastane artmışken kira tutarı 3 milyar dolar birden artmıştı.
İlerleyen günlerde konuyu yine gündeme taşırız. Şimdilik şu yeni bilgileri paylaşalım.
Son rapora göre, geçen yıl açılan dört hastanenin yatırım tutarları şöyle:
Yozgat ŞH 178 milyon dolar
Mersin ŞH 374.4 milyon dolar
Adana ŞH 669 milyon dolar
Isparta ŞH 310 milyon dolar
Toplam 1 milyar 531 milyon dolar.


Cebimizden milyarlar çıkacak
Kalkınma Bakanlığı’na göre halen yapım aşamasındaki ŞH sayısı: 17.
Yatırım tutarı: 10 milyar 175 milyon dolar.
Böylece açılmış ve açılacak şehir hastanelerinin sayısı 21’e; toplam yatırım tutarı da 11.7 milyar dolara ulaşıyor.
Unutmayalım: 11.7 milyar dolar müteahhitlerin cebinden çıkıyor ama bu tutarın çok fazlası bakanlık tarafından şirketlere kira olarak ödenecek.
Yani bizi yönetenler haklı aslında: Milletin cebinden beş kuruş çıkmayacak. Yüzlerce milyar lira çıkacak. Rapordaki kira bedeli tablosuna sansürün sebebi bu.

İki ayrı seçim bilinmiyor!
Seçimlere 35 gün kaldı. İster inanın, ister inanmayın.
24 Haziran Pazar sabahı iki seçim yapılacağını bilmeyen insanların sayısı, tahminlerin çok üzerinde.
Bırakın kırsalı, sahile sırtını dönmüş iç kısımlardaki köyleri, kasabaları.
Ankara’da son bir hafta içinde ayaküstü komşuluk, esnaf sohbetlerinden izlenim bu.
Pek çok “işinde gücünde” insan, sadece Cumhurbaşkanı seçeceklerini sanıyor.
24 Haziran’da TBMM’nin yenileneceğinden habersiz.
Cumhurbaşkanı için ayrı, TBMM için ayrı siyasi yönelimlere oy kullanabileceklerini öğrendiklerinde yüzlerinde büyük bir hayret ifadesi beliriyor.
Bazıları şaka yaptığımı sanıyor.
Toplumun azımsanmayacak bir kısmı, “iki seçim”i, Cumhurbaşkanı seçiminin iki turlu oluşu ile karıştırıyor. Hem de fena halde. Bu vahim tablonun nedeni sır değil: Görsel ve yazılı mecralar, bu bilgiden başka her tür propagandayı yapıyor.
Susturulamayan, alınıp satılamayan gazetemizin köşesinden söylemiş olalım.
Muhalefetin işi gerçekten zor (MHP’yi kastetmiyorum).

Çiğdem Toker