Genç bir kiz ailesinin evde olmadigi bir aksam arkadaslarini davet etmis. Kiz kiza yemisler, içmisler, derken içlerinden biri "cin çagiralim” demis. Ev sahibi kiz da hiç inanmazmis böyle seylere ama arkadaslarina ayip olmasin diye kabul etmis.
Harfler kesilmis, fincan ortaya konmus ve elele bir masanin etrafinda daire olunup cin çagirma olayina girilmis. Cin gelmis gelmesine ama bizim kiz hala fincani arkadaslarinin ittigini düsünüyomus.
Bi ara fincan hizli hizli harflere giderek söyle demis: "Içinizde bana inanmayan biri var. Yarin saat 4’te o kisiyle tavla oynamaya gelecegim!” Kizlar feci tirsmislar ama ev sahibi kiz hala dalgasindaymis isin.
Saat çok geç olmadigi halde seans hemen bitirilmis ve kizlar evlerine dagilmis.

Bizimki zaten o tür seylere hiç inanmadigindan cin olayini ertesi sabaha unutmus bile.
Öglene dogru telefon çalmis. Arayan, kizin çok sevdigi, çok iyi anlastigi teyzesiymis, "Bugün içimde bi sikinti var, evdeysen bi ara sana ugrayacagim. Dertleselim biraz.” demis.
Kiz da sevinmis teyzesini görecek diye, "Hemen gel, ben de seni çok özledim” demis.

Kiz, teyzesini hakikaten dertli ve solgun görmüs. Hosbes etmisler ama teyze hala dalginmis. Kiz, teyzecim sen konustukça daha kötü oldun, istersen baska bisey yapalim” demis.
Teyzesi de "O zaman tavla oynayalim. Ne zamandir seninle oynamadik.
Kafam dagilir biraz.” demis. Kiz tavlayi almaya giderken bir gece önceki olay aklina gelmis, “Meger benim teyzem cinmis” deyip gülümsemis.

Kizla teyzesi güle oynaya tavla oynarken bi ara teyze tuvalete gitmek için kalkmis.
O içerideyken telefon çalmis. Arayan kizin babasiymis.
Adamcagiz çok üzgün bi sesle konusuyormus: "Kizim teyzen öglen bi trafik kazasi geçirdi.
Durumu çok iyi degildi ama Allah'tan ümit kesilmez deyip sana haber vermedik ama az önce teyzeni kaybettik, basimiz sagolsun.."