Karar kavramının, istenen bir sonucu elde etmek için, mevcut seçenekler arasından bilinçli olarak seçilen bir eylem diye tanımlanmasından çıkarılacak üç önemli sonuç vardır. Bunlardan ilki; bir kararın seçme eylemini gerektirmesidir. Seçme olmadan ya da seçenekler olmadan karardan söz edilemez. İkincisi; bir karar bilinçli düzeydeki süreçleri kapsar. Üçüncüsü; bir karar amaca yöneliktir. Amaç olmadan karardan söz edilemez.
BAĞLANTI SÜREÇLERİ
1. Karar Verme: Karar verme; bir bireyin, bir yöneticinin ya da bir örgütün birkaç seçenek arasından birisini seçmesidir. Bir karar, bir çok seçenek arasından seçilen bir eylemi ya da eylemler dizisini belirtir. Bazen seçilen davranış özel eylemlerle belirtilmez. Ancak, çoğu kez, kararlar görülebilen eylemlerle belirtilir. Örgütün koyduğu kurallar, belirlediği politikalar, yöneticilerin verdiği emirler, yapılan değişiklikler ve diğer somut olaylar buna örnektir. Bununla birlikte hiçbir şey yapmama kararı vermekte mümkündür.
Karar verme gerek yönetsel bir işlev gerekse örgütsel bir süreçtir. Karar verme yönetseldir; çünkü yöneticinin temel sorumluluğu karar vermedir. Bu nedenle, bazıları karar verme ile yönetimi eş anlamlı sayarlar. Kişilerin yalnızca yönetsel bir unvana sahip olması onların yönetici olmalarına yetmez. Bir kişinin yönetici olup olmadığını anlamak için onun karar verme sorumluluğu olup olmadığına bakmak gerekir.
Karar verme diğer yandan, örgütsel bir süreçtir. Çünkü modern örgütlerde karar verme bireysel yöneticiyi aşan grup, ekip ve hatta bilgisayar ürünü bir süreçtir. Yönetici çevresinden soyutlanmış değildir. Karmaşık örgütsel ve yönetsel süreçler akımının odak noktasıdır. Bu nedenle bir karar, gerek yönetsel ve gerekse örgütsel eylemin odağını oluşturur. Bir yönetici diğer örgütsel işlevlerini kararlarıyla yerine getirir. Bu kararlar örgütün davranışına yön ve biçim verir.
2. İletişim: İletişim, istenen sonuçları başarmak ve davranışları etkilemek amacıyla insanlar arasında sözlü ya da sözlü olmayan diğer araçlarla anlayış sağlamadır. Örgütlerde iki amacı vardır. İlki; işletmenin amaçlarını gerçekleştirmede aracı olur. Planların uygulaması ve belli bir amacın gerçekleştirilmesi için faaliyetlerin eşgüdümlenmesi, görevi başaracak kişiye iletilmelidir. İkincisi; işletme üyeleri iletişim yoluyla örgütsel planları istekli ve şevkli bir biçimde başarmak için canlandırırlar.
2.1. İletişim Süreci: İnsanlar sürekli olarak birbirleriyle etkileşim içindedirler. Bu nedenle insan davranışları bir bakıma toplumsal davranış olarak görülebilir. İnsanlar arasındaki etkileşimi sağlayacak araç iletişimdir. Böylelikle kişiler algılarını, isteklerini, duygu ve değerlerini, tutumlarını ve ihtiyaçlarını açığa vurabilirler. Bu gibi davranışsal özellikler insan eylemleri yoluyla diğerlerine iletilmektedir.
İletişim sürecinin üç temel öğesi vardır. Bunlar: bir mesajı ileten gönderici, mesajın iletildiği kanal ile mesajı alan ve onu yorumlayan alıcıdır.
2.2. İletişim Ortamı: İletişimdeki sorunlardan biri en etkili kanal ve ortamı seçebilmektir. Ortam; alıcının durumu, iletişime katılanların sayısı ve göndericinin amacı gibi bazı etmenlere bağlıdır. Gönderici, alıcının dinleyip anlayabileceği bir ortamı ya da yöntemi seçmek zorundadır. Ancak bunu yaparken hız, maliyet ve etki gibi etmenleri göz önünde bulundurmalıdır.
a- Sözlü İletişim: Genel olarak en etkili iletişim biçimi sözlü ve yüzyüze olanıdır. Bunun nedeni, alıcının yalnızca duymakla kalmayıp, göndericinin duygu ve niyetini açıklayan el ve yüz hareketlerini de görebilmesidir. Üstelik anlaşılmayan yerleri sorarak kısa süre içinde geribildirim elde edilebilir. Gerçi bu gibi yararların bulunması, hız ve kesinlik sağlaması yanında bazı sakıncaları da yok değildir. Her şeyden önce, herkes aynı anda orada bulunmadıkça iletişim uyumu sağlanamayabilir. Bir kimsenin çeşitli kişilere aynı bilgiyi aktarması zordur. Kişi yüzyüze iletişimde gerçekte iletmek istediklerinde değişiklik yapma zorunda kalabilir.
b- Yazılı İletişim: Bu tür iletişimin üstünlüğü yazılı kanıt niteliğinde olmasıdır. Kişiler sözlü iletişimi belirli bir süre sonunda unutabilirler. Bu yüzden yazılı kayıtların önemi büyüktür. Üstelik yazı ile tüm ilgililere aynı şey duyurulur. Ancak, bu iletişimin en büyük sakıncası, mesajı alan herkesin yaptığı yorumun aynı olmayacağıdır. Ayrıca alıcıların anladıklarını belirten otomatik geri bildirimden yoksundur.
c- Hareket ve Mimikler: Eylemlerin sözcüklerden daha sesli konuştuğu hakkında genel bir kanı vardır. Yönetici verdiği direktifi ne kadar sözlü anlatmaya çalışırsa çalışsın, hareketleriyle sözlerini desteklemedikçe etkili olamayacaktır.
d- Elektronik Araçlar: Radyo, telefon, televizyon, bilgisayar, teleks gibi elektronik araçlar, hız ve çok sayıda kişiye hitap etme bakımından özel kullanımı olan iletişim araçlarıdır. Bunlardan televizyonun pazarlamadaki etkisi bilinmektedir. Bilgisayarlarla anında dünyanın herhangi bir yerinden otelde rezervasyon yaptırabilmek elektronik devrimin iletişime katkısının boyutları hakkında bir bilgi verilebilir.