Geleceği şekillendirecek olan insan ve onun sahip olduğu bilgi, yetenek ve donanım. Bu ise büyük ölçüde insanın kendisini geliştirmesini sağlayacak olanakların, sağlanan eğitimin niteliğine ve kapsamına bağlı. Eğitim, insanları hem kendi yaşamlarını şekillendirmek, hem de başkalarının hayatlarına katkıda bulunmak için ihtiyaç duydukları yetkinliklerle donatıyor. “En iyi eğitim”in nasıl olması gerektigini araştırmak için Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bir proje başlattı: The Future of Education and Skills 2030. 2030 yılına kadar eğitim ve becerilerin geliştirilmesini sağlamaya yönelik olan projenin amacı, ülkelerin iki kapsamlı soruya cevap bulmasına yardımcı olmak:
Öğrencilerinin geleceklerini şekillendirmeleri için hangi bilgi, beceri, tutum ve değerlere ihtiyaçları var?
Öğretim sistemleri bu bilgi, beceri, tutum ve değerleri nasıl etkili bir şekilde geliştirebilir?
Proje çerçevesinde Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bütün üye ülkelerin katılımı ile 2030 ortak eğitim vizyonu oluşturuldu.
Eğitim 2030: Ortak Vizyon
Belirsizliğin, giderek arttığı ve son derece hızlı değişim gösteren dünyada, eğitim insanların karşı karşıya kaldıkları zorluklarla nasıl başa çıkabileceklerinin belirleyicisi. Eğitim bu noktada değişim ve dönüşüme temel oluşturuyor ve adaptasyonu sağlayarak belirgin fark yaratıyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yaşanan bilimsel bilgi patlaması ve giderek artan karmaşık toplumsal problemler ile tanımlanan bir çağda, değişen ihtiyaçlar çerçevesinde eğitim müfredatının sürekli geliştirilmesi zorunlu.
Hızla değişen dünyada yeni çözümler gerekli
Raporda toplumların hızlı değişim sürecinde karsılaştıkları zorluklar ve çözümleri sürdürülebilirliğin üç temel bileşeni olan; çevresel, sosyal ve ekonomik alana odaklanıyor:
* Çevresel Zorluklar: İklim değişikliği ve doğal kaynakların hızla tükenmesi, acil eylem ve adaptasyon gerektiriyor.
* Ekonomik Zorluklar: Bilimsel bilgi, hayatımızı zenginleştirecek yeni fırsatlar ve çözümler üretirken, aynı zamanda her sektörde değişime neden olan yıkıcı etkileri de beraberinde getiriyor. Bilim ve teknolojide benzersiz yenilikler, özellikle biyo-teknoloji ve yapay zeka alanlarında, insan olmanın ne olduğu hakkında temel soruları gündeme getiriyor. Raporda herkesin ‘daha iyi bir yaşam’ sürdürmesi için yeni ‘ekonomik, sosyal ve kurumsal modeller’ yaratmasının zamanının geldiği önemle vurgulanıyor.
Yerel, ulusal veya bölgesel düzeydeki finansal bağımlılık, küresel değer zincirleri ve ortak bir ekonomi yarattığı ve bunun da ekonomik risk ve krizleri ortaya çıkarttığı, raporda özellikle belirtiliyor. Büyük verinin kullanımı ve paylaşılması bir yandan büyüme, gelişme ve verimlilik artışı vaad ederken, diğer taraftan siber güvenlik ve bilgi gizliliği ile ilgili yeni sorunları beraberinde getiriyor.
* Sosyal Zorluklar: Küresel nüfus büyümeye devam ederken, göç, kentleşme, artan sosyal ve kültürel çeşitlilik, ülkeleri ve toplulukları yeniden şekillendiriyor. Bir yandan dünyanın büyük bir bölümünün yaşam standartlarındaki eşitsizlikler artarken diğer yandan savaş ve terörizm tehditleri artıyor. Her ülke için önemli olan küresel tartışmaları tetikleyen ve hem küresel hem yerel boyutta çözümler üretilmesini gerektiren sorunlar ve eğilimler, bireysel yaşamları ciddi boyutlarda etkiliyor ve daha uzun bir süre etkilemeye devam edecek. Bu bağlamda, OECD Eğitim 2030 projesi, işbirlikleri aracılığıyla insanlığın, kârlılığın, gezegenin ve barışın (people, profit, planet, peace) sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlayan Birleşmiş Milletler 2030 Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SDG'ler) doğrudan katkı sağlıyor.
'Bireysel ve Toplumsal İyi Yaşam’ için daha kapsamlı eğitim hedefl erine ihtiyaç var. ‘Aktif, sorumlu ve katılımcı bireyler’
Raporda açık ve anlamlı hedefl er oluşturmak, farklı bakış açılarına sahip kişilerle birlikte çalışmak, yeni fırsatlar keşfetmek ve büyük sorunlara çok sayıda çözüm üretmeyi öğrenmenin gelecekte de en önemli konular arasında yer alacağı ifade ediliyor.
Bu doğrultuda “eğitim, iş dünyasına çalışan hazırlamaktan daha fazlasını yapmayı hedefl emeli!” Aktif, sorumlu ve katılımcı bireyler olmaları için gençleri ihtiyaç duydukları becerilerle donatmak gerekiyor. Eğitimin, insanların kapsayıcı ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmasını sağlayan bilgi, beceri, tutum ve değerleri geliştirmede son derece önemli rolü olduğu unutulmamalı.
Prof.Dr. Güler Aras
Dünya Gazetesi