Döviz kurları yıllardır görmeye alışık olmadığımız bir yükselme seyri içinde. Çoğumuz yeni güne acaba bugün sular durulur mu diye başlıyoruz ama, kurlar hemen her gün rekor tazelemeye devam ediyor. Özellikle döviz borcu olan işletmeler endişe ile her geçen gün yükselen dövizin nakit akışlarına olan etkisini hesaplamaya çalışıyor. İyi kaptan fırtınalı denizde belli olur misali bu süreçten en az etkilenerek nasıl çıkabilirsiniz ve belki de krizi fırsata nasıl çevirebilirsiniz konusunda bazı paylaşımlar yapmak istiyorum.


İyi finans yönetiminin en temel kurallarından biri hangi para birimi üzerinden gelir yaratıyorsanız giderlerinizi de aynı para birimine endekslemektir. Başka bir deyişle kazancınız TL ise giderleriniz de TL olmalıdır ya da euro ise euro bazında borçlanabilirsiniz. Bu durum doğal bir riskten korunma ‘hedging’ durumu yaratacağı için kur artışından veya düşmesinden etkilenmemek için ideal durumu yansıtır. İçinde bulunduğumuz kritik dönemde özellikle ihracat yapan ve geliri de doğal olarak döviz cinsinden olan ayrıcalıklı kesim borçlanmaları döviz bazında olmuş olsa da krizden olumsuz etkilenmeyeceklerdir. Bu dönemde eğer gelir ve giderleriniz aynı para birimi cinsinden ise avantajlı konumdasınız demektir.


Pek çok işletme gibi TL kazanıp döviz bazında borçlandıysanız kazancınızın yapmak durumunda olduğunuz ödemeler karşısında giderek eridiğine şahit olmaktasınız. Bu durumda iseniz süratle dengeyi inşa etmeye çalışmalısınız. Ya gelirlerinizi giderlerinize ya da giderlerinizi gelirlerinize endekslemelisiniz. Bu dönemde kurun artışından faydalanıp daha önce rekabetçi olamadığınız dış piyasalara girme imkanına sahip olabilirsiniz. Gider tarafında da borçlarınızı dövizden TL’ye dönmeye çalışabilirsiniz. Mal alımında da döviz bazında borçlanmak yerine TL’ye dönmeye çalışabilirsiniz. Özellikle elinde stok ile yakalanan tedarikçiler mal satışında daha düşük bir kur üzerinden hesap yapıp stoklarını eritmeye çalışabilirler ve siz bu durumdan faydalanabilirsiniz. Ya da daha önce yurt dışından ithal ettiğiniz bir malı yurt içindeki tedarikçiler üzerinden TL olarak temin etmeye de çalışabilirsiniz. Eğer mal alımınız ve giderlerinizi TL’ye çevirmekte zorlanıyorsanız en azından kuru TL bazında sabitlemeye çalışmak daha sonuç verici olabilir. Kısa bir zaman dilimi içinde manevra kabiliyetiniz fazla olmayabilir ama tedbirleri hızlı bir şekilde almaya hemen başlamalısınız.


Döviz bazında geliriniz var ise ancak faturalarınızı TL bazında kesiyor iseniz fatura tarihi ile tahsilat tarihi arasındaki kur artışından olumsuz yönde etkileneceksiniz demektir. Fatura vadesi uzadıkça ilgili dönemdeki kur artışlarından daha fazla olumsuz etkilenme durumunuz olacaktır. Tahsilatlarınızı döviz bazında yaparsanız bu riski de ortadan kaldırmış olursunuz.



Kurların hızla arttığı kriz ortamında finansal risk yönetim tekniklerini kullanmak da etkili olacaktır


İleriye yönelik döviz borçlarınızı ödeme vadesinde TL olarak şimdiden sabitleyebilirsiniz. Bu uygulama ileriye yönelik nakit akış tahmininizi daha sağlıklı yapabilmenize imkan sağlayacaktır. Farklı ülkelere ihracatınız var ama diyelim ki borçlarınız ağırlıklı olarak euro bazında ise bu defa da yabancı para birimlerinin paritelerinin değişimine karşı tedbir almalısınız demektir. İhracat yaparken bankanız ile görüşüp vadesinde elinize ne kadar euro geçeceğini bugünden sabitleyebilirsiniz. Döviz borçlarınızı ödemekte zorlanıyorsanız finans kurumları ile masaya oturup sular durulana kadar daha az geri ödemeli bir kredi yapılandırmasını da gündeminize alabilirsiniz.


Daha önce yaşadığım 1994 ve 2001 gibi krizlerde şahit olduğum durum yaşanan panik ortamında dövizin belli bir süre içinde tavan yaptıktan sonra orta vadede değer kaybetmeye başlayıp uzun vadede ise normal seyrine geri döndüğüdür. Kriz ortamında aslında ihtiyacı olmasa da spekülatif nedenlerle veya sadece parasının değerini koruma gayreti içinde olan belli bir kesim ekstra döviz talebi yaratıyor olabilir. Dövizin artık daha fazla prim yapmayacağına kanaat getiren bu yatırımcıların satışa geçmesi ile döviz de olması gereken seviyelere zaman içinde inecektir. Krizin elbet geçeceği bilinci ile serin kanlı kalmak ve ani kararlar alıp hata yapmaktan kaçınmak kritik önemdedir.


Son olarak yukarıda değinmeye çalıştığım tedbirler başarılı ve sürdürülebilir şirket yönetiminin olmazsa olmazlarıdır. Deniz sakinken önlemlerinizi sağlam alırsanız fırtına da çıksa geminizi limana sağ salim ulaştırabilirsiniz.